Veli KARALAR
“Kutlu Doğum”larda Samimi miyiz?
Efendiler Efendisi'nin (s.a.v) Dünya'yı şereflendirişinin 1443. Yılı çeşitli programlarla kutlanıyor. Etkinlik yapan yapana! Belediyeler, müftülükler, okullar, sivil toplum kuruluşları, odalar... Kan bağışları yapılıyor, ağaçlar dikiliyor, pilavlar dağıtılıyor, stadyumlarda salonlarda çeşitli programlar düzenleniyor.
Hepsi de "Kutlu Doğum"un hatırına... şerefine...
Yetmez!
Ne yapılsa azdır. Çünkü Kâinat "O'nun (s.a.v) yüzü suyu hürmetine" yaratıldı. Yani hepimiz varlığımızı O'na (s.a.v) borçluyuz. Peki O'na (s.a.v) layık olabiliyor muyuz?
Hayır!...
Bir geceye yahut bir etkinliğe katılmakla "görevimiz"i tamamlamış oluyor muyuz?
Hayır!...
Bunlara benzer soruların hemen hepsinin cevabı ne yazık ki "HAYIR"!
İnsanların ve daha acısı Müslümanların "maske"yle dolaştığı günümüzde, bu yılki ana temanın "samimiyet" olması ne kadar anlamlı değil mi? Zîra insanlık bu gün O'na (s.a.v) ve samimiyete dünkünden daha muhtaç!!
Aslında biz Müslümanlar, hepimiz gerçek anlamda birer "mü'min" olabilsek Efendimiz'e (s.a.v) en güzel "Kutlu Doğum" hediyesini vermiş olacağız ve bütün bunlara da gerek kalmayacak.
***
Kahramanmaraş'ta ilk defa 12 Şubat Stadyumu'nda Büyükşehir Belediyesi ve İl Müftülüğü'nün öncülüğünde geniş çaplı bir program düzenlendi. Emeği olan herkesi tebrik ediyorum.
Ama orası keşke kendiliğinden (hem de hınca hınç) dolabilseydi. Doldurabilseydik! Keşke herkes(!!) oraya bir "mecburiyet"ten değil de “samimiyet”ten gitseydi. Keşke din adamlarına “ailelerini getirmeleri zorunlu” kılınmadan stat dolsaydı. Keşke bir kısım insanlar o programa, sırf bir yerlere "şirin" görünmek ve bağlılıklarını ifade etmek için değil de kalplerindeki samimiyetten dolayı katılsalardı.
***
Sayın Ali Demirdöğen Hoca’nın Saçaklızade Vakfı her yıl olduğu gibi yine “Kutlu Doğum Pilavı” dağıttı. (Allah makbul ve kabul buyursun.) 15 bin kişinin katıldığı söyleniyor! O kadar var mıydı emin değilim. Ama gerek böylesi günlerde, gerekse iftar yemeklerinde protokol uygulanmaz. Sıradan bir vatandaş ne şartlarda yemek yiyorsa söz gelimi “Vali”nin de aynı şartlarda yemesi daha uygun düşer.
O daracık alanda herkes pilav alabilmek için bir birini ezdi. Pilavlar yerlere döküldü çiğnendi, kimse umursamadı. Oluşan çöp dağları rüzgârın etkisiyle her yana savruldu.
Madem bu kadar kişi davet edildi, keşke daha geniş bir alanda yapılsaydı.
***
Yine aynı kapsamda Kahramanmaraş Kız İmam Hatip Lisesi tarafından Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde program düzenlendi. Kardeşlerimiz, bacılarımız, çocuklarımız çok güzel ve profesyonelce bir program hazırlamışlar. İlahiler, kasideler, skeçler…
Kızlarımız giyinmiş kuşanmışlar. Belli ki “Kutlu Doğum”un uhreviyatına ve şanına yakışsın istemişler. Çok da iyi etmişler. Ama erkeklerim davet edilmesi ve izlemesi kusura bakmayın hiç şık düşmedi.
Kız çocuklarının erkek konukların karşısına çıktığı bütün programlara aynı durum geçerli!
Şimdi birileri çıkıp "senin aklın başka yerde" diyebilir. Desin... Bu gerçeği kapatmaz!! Çünkü hiç bir İslâmi otorite yapılanların doğru olduğunu kabul edemez. Buluğ çağına erişmiş kız çocuklarının erkeklerin karşısına sıra sıra dizilmesini onaylayamaz.
***
Madem bu kadar emek sarf ederek Peygamber’imizin (s.a.v) doğumunu kutluyoruz, madem bu konuda samimiyiz, öyleyse neden düzenlediğimiz programlarda kadınlar kendi aralarında, erkekler kendi aralarında kutlama yapmaz?
Neden erkeklerden oluşan protokol kadınların da olduğu her etkinlikte yer alır?
Neden??
Unutmayalım, bu yıl ki ana tema SAMİMİYET!!
Sevgiyle kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.