Ülkeyi yöneten siyasetçilerden bahsetmeye çalışacağım.18 yıldan beri ülkeyi kesintisiz yöneten Ak Parti başta olmak üzere; ‘irisiyle ufağıyla hık demiş, hepsi bir birinin burnundan düşmüş’ sanki. İşleri güçleri kavga gürültü, yalan dolan. Ülkeyi yönetmekten acizler. Çoktandır ‘alayı’ da kabak tadı verir oldu. Bir cephede yer alanların ak dediğine öbür cephede yer alanlar mutlaka kara diyor. Uzlaştıkları, anlaştıkları hiçbir şey yok gibi…

Ülke insanları siyasi partilerden kendilerine hizmet edecek fikirler, düşünceler yada projeler duymak daha güvenli daha huzurlu daha rahat bir gelecek vadeden programlar görmek ister. Bu saydıklarım maalesef bizim siyasilerin işine gelmez, ajandalarında hiç bulunmaz. Birkaçı sırtını dine dayamış, birkaçı milliyetçiliği zimmetine geçirmiş, öbürü Atatürk’ün mirasına el koymuş, kimisi etnik bölücülüğü sahiplenmiş. Uzlaşan yok, kendisini geliştiren yok. Varsa yoksa kavga, dövüş, gürültü. Belli ki; ‘Milletten utanmıyorsunuz bari Allah’tan korkun.’  

Bulursa yiyen bulamazsa şükreden, büyüğünü sayan, küçüğünü seven, kendinden daha güçsüzüne yardım eden, devletinin malını beytülmal kabul eden, Allah’tan korkan, kullardan utanan, başkasının malını kendi malı, canını kendi canı ve namusunu kendi namusu bilen bu Yüce Milletin genlerini bozdunuz. Bütün değerlerini dinamitlediniz. Devletin nesi var nesi yok ‘miras yediler gibi’ satıp soğana çevirdiniz…

Sayenizde bu necip milleti boğazına kadar lükse, şatafata, gösterişe ve sınırsız bir israfa bulaştırdınız. Sevgi, saygı, anlayış, hoşgörü, tahammül, yardımlaşma duygularını çöpe attınız. Hak, hukuk ve adalet kavramlarını yok ettiniz. Bir avuç insan Karun misali servetine servet katarken milyonları sadakaya razı ettiniz. Ne yazık ki; ‘Kul’u Kul’a Kul Ettiniz.’

Günahıyla sevabıyla bu ülkeyi bu günlere getiren eski siyasilere bırakın dua etmeyi kuru bir teşekkür ettiğinizi, Allah razı olsun dediğinizi hiç duymadım. Sanki her şeyi siz yapmışsınız gibi bir havanız var! Ama ‘yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış’ sizin mum çoktan söndü arkadaşlar. İnanan kalmadı size…

Bu söylediklerim tüm siyasilere. Oluşan kusurda herkesin payı var. Kusurlar elbette eşit değil. İktidarın kusuru tabiî ki daha fazla. Ama bilinsin ki muhalefet de ‘ak kaşık değil’ elbet. Bu yüzden; ‘Mevcutlarda Hayır Yok’ Başlığıyla çıktım karşınıza. Ya tüm siyasi partiler akıllarını başlarına alırlar. Aralarında anlaşıp halkın yararına olan tüm reformları yaparlar. Ya da Millet-i Ali den ‘Osmanlı Sillesini’ yemekten kurtulamazlar.

Millet yaşanan adaletsizlikler yüzünden per perişan bir halde. Haklı çığlıklarını duyan veya duyup da kulak veren bir Allah kulu yok. Millet korkusundan hesap soramıyor. Ortalıkta kime ait olduğu belli olmayan dizelerle avunup duruyor.

‘Kapkara tabloya ak mı diyelim?
Necis olanlara pak mı diyelim?
Biz bir batıl için başka batıla,
Allah'tan korkmadan hak mı diyelim?’

Doğru olmayan hiçbir şeye doğru demeyelim. Bu Hakkın gücüne gider. Bu sebeple çok acil yapılması gereken şu reformları; 

Yargı Reformu,

Vergi Reformu,

Seçim Kanunu Reformu,

Eğitim Reformu,

Çalışma Reformu,

Emeklilik Sisteminin Reforma Edilmesi,

Tarım Reformu,

Gelir Dağılımı Reformu,

Gibi reformları yapanları (yapabilirsek) sandıkta destekleyip, yapmayanları yine sandıkta cezalandırmalıyız. İnsanca yaşayabilmemiz adına ihtiyacımız olan reformları yaptıramaz isek, sabırla;

‘Ben bir garip insanım. Ne tahtım var, ne tacım.
Tut elimden Allah'ım. Yalnız Sana muhtacım’ tesbihat’ına devam etmeliyiz...