Her başlangıcın bir sonu, her gündüzün bir gecesi, her inişin de bir yokuşu vardır.

Sayın Mustafa Poyraz’da, 2002 yılında başladığı belediye başkanlığının “son” aylarını yaşıyor.

“Belediye Başkanı” olarak günleri sayılı!..

Eğer bu gün Ak Parti “Büyükşehir adayımız Mustafa Poyraz” deseydi de bir gün yine “son” gelecekti. Çünkü “son” kaçınılmaz!

“Uzun ökse(öske de denir) ucuna kadar yanmaz!..” der eskiler…

***

Bir “belediye başkanı” olarak 11 yılda imkanlar ölçüsünde elinden gelenin fazlasını yaptı. Yapabilecek kudrette sahip olduğu halde yapmadıkları veya yanlış yaptıkları olmadı mı?

Elbette oldu. Tıpkı başkaları da olsa(!) olacağı gibi…

Şimdi büyükşehre aday gösterilmese de başı dik, alnı ak ve aldığı “emaneti” layığı ile taşıyarak, sahip çıkarak teslim edecek.

“Şu yolsuzluğu yaptı”, “milletin parasını falancaya yedirdi” diyeni duymadık.

***

Sayın Poyraz bu şehrin her tarafında, her zaman hatırlanacağı ve hayırla yâd edileceği eserler bırakmıştır.

Hizmet belediyecili anlamında(yol, su, kaldırım, park, bahçe, alt yapı), turizm belediyeciliği anlamında, kültürel belediyecilik anlamında, eğitim belediyeciliği anlamında, sosyal belediyecilik, sportif belediyecilik anlamında…

(Bu kul bu satırları yazarken bile Sayın Bakan Veysel Eroğlu Aksu Tv’de canlı yayında belediye hizmetlerinden övgü ile söz ediyordu.)

Umarım, Ak Parti yetkilileri “başkasıyla yola devam edeceğiz” derken memleketimiz için en doğru ve en hayırlı kararı vermişlerdir.

Umarım Sayın Poyraz’ı aramayız.

Verilen karara “hayırlı olsun” derken, Sayın Poyraz’a yaptığı hizmetlerden ötürü teşekkür ediyorum.

O’nu sadece hizmetleriyle değil; hep gülen yüzüyle, doğallığıyla ve bazen harfleri yuttuğu hızlıca cümleleriyle de hatırlayacağız.

***

İlk bakışta; “tamam buraya kadarmış, süre bitti Poyraz gitti” denilebilir. “Yeterli” görülmediği için tekrar aday yapılmadı da denilebilir. (Yeterli olup olmadığını gösterilecek adaydan sonra bol bol tartışacağız!)

Fakat emareler durumun bu kadar “masumca” olmadığını gösteriyor.

Bir belediye başkanı düşününki; yılın belediye başkanı seçilsin, defalarca ödül alsın, “iyi ve örnek belediye başkanı” olarak siyaset akademilerinde dersler versin, kamuoyu yoklamalarında hep önde çıksın, yaptığı hizmetler her kesim tarafından takdir edilsin, fakat partisi tarafından tereddüt bile edilmeden üstü çizilsin.

Ne diyelim, “Olsa olsa bizde olur” denilecek cinsten bir durum işte!

***

“Sütre gerisi”nden atmaya gerek yok!

Açık konuşalım: Sayın Mahir Ünal Sayın Poyraz’ın devam etmesini asla istemedi. Bu, Sayın Poyraz’la beraber olduğu zamanlardaki mimiklerinden, konuşmalarından, tavırlarından açıkça anlaşılıyordu zaten. (En azından benim fikrim…)

Dikkatimi çeken bir başka olay Aslan Bey Parkı’nın açılışında olmuştu. Sayın Mahir Ünal oradaki konuşmasında belediyeye ithafen bütün övgüleri sıralamış, “fakat at sahibine göre kişner” gerçeğini “es” geçerek “Belediye Başkanı Mustafa Poyraz” adını ağzına dahi almamıştı.

Daha somut olanı ve bütün şehrin diline düşeni ise meşhur kitapçık!

Biliyorsunuz Sayın Ünal’ın çok yakın takibindeki “Kahramanmaraş Gelişim Eylem Planı İzleme Değerlendirme” kitapçığında, belediye hizmetleri tek tek anlatılırken ve parti hanesine yazılırken Poyraz ismi yine yoktu.

Bu, “tamamen tesadüf” olmasa gerek.!

Kaldı ki “tesadüf” diye bir şey yoktur.

***

Puzzle’ın parçalarını birleştirecek olursak Mahir Ünal’ın istediği doğrultuda 1. safha aşılmış oldu.

Şimdi sıra 2. safhada...

Ne diyelim; “Sayın Ünal’ın bir bildiği vardır elbette” diyerek bekleyeceğiz. Bekleyeceğiz ve göreceğiz.

“Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler.”

Sevgiyle kalın.