Mehmet Işık
ORTADOĞU’DA KARIŞIK HESAPLAR
İsrail, insandan ayrılmış bir Suriye politikasını mümkün olduğunca sessiz bir şekilde yürütüyor. Barzani, Kerkük ve Musul gibi Türkmen şehirlerinde her geçen gün etkisi arttırmaya devam ediyor. Barzani’nin hamleleri İsrail’e hizmet ettiği sürece de sorun olarak algılanmıyor. İnsandan arındırılmış Suriye ve İsrail’e bağlı, silahlı güç olarak İran’a, Türkiye’ye ve Iraklı Arap aşiretlere karşı kullanılabilecek bir Kürdistan, Telaviv’in gizli ajandasında en üst sıralarda yer alıyor.
***
ABD, “ Kimyasal Silah” bahanesini kullanıp füzelerle Suriye savaşına doğrudan dahil olmanın yolunu seçti. Putin, Esed ve İran’ın, ABD’ye tepkisine baktığımızda durum daha iyi anlaşılıyor. Kimse kimyasal silahın kullanılmasıyla ya da orada ölen çocukların durumuyla ilgilenmiyor. ABD’nin PYD ve YPG dışında direkt olarak bölgede etkin olmaya çalışmasından rahatsızlık duyuyorlar. Putin, “III. Dünya Savaşı” uyarısını yaparken ABD’nin bölgedeki etkin politikasından duyduğu rahatsızlığı ifade ediyor.
***
Ürdün Kralı Abdullah, öyle yabana atılacak, sıradan bir adam değil. İngiliz Kraliyet Ailesi’nin Ortadoğu’daki üvey oğlu. Amman ile Londra arasında hiçbir fark yok. Londra’da ne kadar Suriyeli mülteci var ise Amman’da da ancak o kadar var. Kapı komşusu olmasına rağmen hem Suriyelileri, hem de Filistinlileri asla ülkenin içerisine yani sosyal yaşam alanına sokmazlar. Sınıra yakın çöl bir alanda kurdukları bölgelerde, dışarıdan gelen göçmenleri muhafaza ederler. Dikkat edin, ABD ya da AB ülkeleri asla Ürdün’ü terörist devlet ilan etmezler. Ürdün vatandaşlarının vize problemi yoktur. Arap Baharı Ürdün’e uğramaz! Ürdün’de iç karışıklık olmaz! Ürdün’ün uluslar arası alandaki tavrı hep İngiltere’nin tavrıyla aynıdır. Ne diyor, Kral Abdullah: “AB, politika değişikliğine gitmeli, Kırım konusunda Rusya’yı serbest bırakmalıdır.” Yani, AB ülkeleri Ortadoğu’da Rus etkisini azaltmak istiyorlarsa Avrasya’da Rusların isteklerini yerine getirmelidir. Yani AB ülkeleri, İran, Irak ve Suriye’de her alanda iş yapmak istiyorlarsa Rusya’nın Kırım’ı ilhakını kabullenmeli, ambargoyu kaldırmalıdır. Aksi halde Rusya, İran ve Türkiye ile iyi ilişkiler kurar ve enerjiye mahkum AB ülkelerinin Ortadoğu’daki tüm planlarını bozar. Kral Abdullah, İngiltere’nin AB’ye söylemek istediğini dillendiriyor.
***
Aslında politikalar domino taşı gibi bir birlerine ulalı bir halde ilerliyor. Satranç hamleleri gibi hamleler gerekiyor. İnce hesaplar yapılmalı, atılan hamleler rakibi zor duruma düşürmeli. Barzani Musul ve Kerkük’te, YPG ve PYD Suriye’nin kuzeyinde bir siyasi yapı meydana getirirse, oluşacak koridorun sonu Doğu Akdeniz’e ulaşıyor. Burada oluşacak bir koridorun Rusya mı yoksa ABD kontrolünde mi olacağı tartışılıyor. Ya da ikisinin kontrolünde! İsrail, bu koridorun oluşmasından rahatsızlık duymaz. Kürtler, bu koridoru oluştururken İsrail’de güneyde alanlarını genişletebilir. Dünya, Kürtleri konuşurken İsrail sessiz sedasız işini yürütebilir. Diğer taraftan Rusya ve ABD’nin çıkarları doğrultusunda oluşacak koridorun Türkiye ve İran’ı rahatsız edeceği muhakkak. Bu yüzden Türkiye, Suriye’de yer almaya özen gösteriyor. AB ülkeleri, Rusya ve ABD’nin hotperest tavrına karşı Kıbrıs konusunu alttan alta ele alıyor. Doğu Akdeniz’de Kıbrıs konusunda anlaşırlarsa, AB, Türkiye ve İsrail kurulacak olan Kürt koridorunun önünde çıkarlara dayalı büyük bir set meydana getirmiş olacaklar. Diyelim ki ABD ve Rusya aralarında anlaşsalar, Suriye ve Irak’ın kuzeyine hakim bir Kürt yapısı meydana getirseler de Doğu Akdeniz’de yeniden Türkiye, İsrail ve AB’nin hazırladığı politikalarla karşı karşıya kalacaklar. Velhasılı, Ortadoğu’da önemli olan Müslümanların ölmesi, büyük devletlerin çıkarlarının korunmasıdır. Büyük devletlerin nazarında, ölenlerin kimyasalla mı yoksa füze ile mi öldüğünün bir önemi olmadığı gibi, Kürtlerin ya da bölgedeki diğer etnik grupların beklentileri, hayalleri ya da politikaları da önemli değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.