Konumuz yine Kahramanmaraş.
Sık sık tekrarladığım bir konuyu yine yazacağım.
Şehrimizdeki klasik hastalığı anlatmaya devam edeceğim.
En önemli sorunumuz nedir?
“Hasetlik fesatlık”
Bu hastalık neden tedavi edilemiyor?
“Sevgisizlikten”
Sevgi güçlenirse ihtilafların hepsi biter.
Kıskançlıklar yok olur.
Hasetlik fesatlık da kendiliğinden kaybolur.
***
Adam komşusunu sevmiyor.
Neden? Diyoruz.
Nedenini söyleyemiyor.
Fakat “Babam da onun babasını sevmezdi” diyor.
Yani kan davası gibi sevgisizlik yaşıyor.
Adam bir idareci hakkında atıp tutuyor.
“Beceriksiz, başarısız” diyor.
Nedenini soruyorum.
Kendisine ait bir işi yapmamış.
Yani tamamen bireysel…
Sana yaramıyorsa kötü…
Senin işini yapıyorsa iyi…
Tamamen menfaate dayalı yargı ve sevgisizlik…
***
***
Kahramanmaraş’ta sevgiye ihtiyaç var.
Önce sevmeyi öğrenmeliyiz.
Eski kinler, düşmanlıklar veya katı rekabetler bir yana bırakılmalıdır.
Başka deyişle bencil duygulardan sıyrılmalıyız.
Ben yerine biz demeye başlamalıyız.
Sivil Toplum Kuruluşları birlikte hareket etmeyi öğrenmeli.
“Sen başkansın, ben başkanım” çekişmesi yerine “Biz başkanız” diyebilmeliyiz.
Aynı amaçla kurulmuş dernekler birleşip güçlenmelidir.
Bütün bunların çözümünde sevgi yatıyor.
Şu sevmeyi bir öğrenebilsek…
Biz ağayız, beyiz ya…
Sevmek racona ters geliyormuş.
Hay sizin ağalığınıza, beyliğinize…
Ne birbirinizi sevdiniz ne de sizi adam yerine koyan Kahramanmaraşlıyı…
İyi günler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.