Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Abdulbaki GÜNIŞIĞI

YA ŞEHİD

Aziz ve necip Türk milleti, İslam ile müşerref olduktan itibaren, işte yazımızda başlık olarak yazdığımız şehid ismi ile beraber anılmaya başlamıştır. Şehid, yani şimdiki anladığımız mana ile şahit. Ey şehid  oğlu şehid, isteme benden makber, sana ağuşunu açmış duruyor peygamber sözleri ne güzel anlatıyor şehidin ne demek olduğunu . Merhum Mehmet Akif Çanakkale şiirinde aziz Türk milletini tarif eder iken, eyy şehid oğlu şehid demiş. Neden şehid oğlu şehid demiştir acaba.

Şehid ne demektir ? Türk milleti için şehidlik ne demektir. Bu kelime zihnimizde neyi ifade ediyor. Tarih öyle bir derstir ki, bazı milletler ondan feyz alır. Bazı milletler tarihi bizzat yazar. Türk milleti hem tarih yazar ve hem de feyz alır. Aziz Türk milletini insanlık tarihinden çıkarınız ortada konuşulacak bir tarih de  kalmaz. Dünyanın her yerinde mazlumun, hakkın ve haklının yanında olan Türkler, tarihide kendi istikametlerine döndürmüş ve yazmışlardır. Bu tarih içinde işte en çok geçen isim ise muhakkak şehid ismidir.

 Yukarıdaki sorumuzun cevabına tekrar döner isek, merhum akif neden şehid oğlu şehid demiştir veya sadece şehid dememiştir. Türk milleti islamdan öncede, Rabbim daha iyi bilir, muhakkak Peygamber inen kavimlerden olup, uzun müddet bu din üzre olmuş bir millettir. Tarihinde zillet ve şerefsizlik yoktur. Hiçbir insan veya hayvan cinsinin neslini tüketmeyen, tabiata ve insanlığa sadece fayda sağlayan nadir milletlerden birisi olmuştur. İslam yer yüzünü şereflendirdiğinde ise islamı kabul etmiş, mecz etmiş, İslam ile anılır olmuş, Türk dendiğinde aynı zamanda İslam dendiğini de bütün dünya ya kabul ettirmiş ve Türk isminde islamı da mündemiç yapan tek millet olmuştur.Bütün İslam düşmanı milletler Türk der iken islamı kastetmiş, karşılarına çıkan her Müslümanı Türk kabul etmiştir. İşte islamın bu kadar içine ve ruhuna işlediği bu aziz millet, bu vasfını şehid oğlu şehidlere borçludur.

Yüzlerce yıl, islama ve Müslümanlara yapılan bütün saldırılara göğüs geren aziz Türk milleti, nerede ise şehid isminin camilerde geçmediği bir gün geçirmemiştir. Yaz kış, daima her evin erkeklerinden bazı an tamamı, bazı an bir çoğu, şehadet şerbetini içmişler, geriye yetim ve öksüzler bırakmışlar ve bu yetim ve öksüzler büyüyünce atalarının izinde şehid olmak için serhad boylarında cihada, mazluma kol kanat germeye, vatan ve din için kanlarını akıtmaya koşmuşlar, şehid olmuşlar gazi olmuşlar ve nesilden nesile şehid olarak bu güne kadar gelmişlerdir. Balkanlarda ve Anadolu da yaşayan Türk milletinin hiçbir ailesinin şehid olmayan evladı, babası ve kardaşı olmamış, aksine bu şehidlerin evlatları, onların evlatları onların torunları ilay-ı kelimetullah uğruna şehid olmaya devam etmişlerdir.

 Türk milleti neden şehidlik mertebisini bu kadar sevmiş, gönülden şehid olmaya koşmuştur. Neye şehid olmuştur. Tam açıklaması ile neye şahit olmak için canını vermiştir. Rabbin rızasını kazanmaya , onun birliğine şahit olmak için şehid,yani şahit olmuşlardır. Hz. Peygambere komşu olmak, sualsiz ve sorgusuz Allahın katına çıkmak için şehid olmaya koşmuşlardır. Hz. Allahın yanında Peygamberlerden sonraki en büyük makama talib olmak için  şahid olmaya koşmuşlardır. Şehidlik, yani şahidlik için bu kadar gönüllü olan Türk milletini en iyi tarif edecek cümle de muhakkak ey şehid oğlu şehid olmalıdır. Rabbin birliğine ve dirliğine, onun hak ve hakikat olduğuna şehadet ettikleri için şahid, şehid olmuşlardır. Bu makama onun çün şehid lik makamı demişlerdir. Ne güzel bir makamdır ki, Habibullaha komşuluk ile müjdelenmişlerdir. O öyle büyük bir makamdırki, ne tazim ister ne cenaze namazı, ne helallik istenir ne kefen bezi. Ona en güzel şahidliği de (şahidliği) üstünde paralanmış esvabı ve bayrağımızın rengini meydana getiren al kanı  yapmıştır.

Bir balkan Türküsü dinliyorsunuz, bir Anadolu ağıdı, bir kırım Türküsü, bir Kerkük hoyratı, gözünüzden yaşlar akmaya başlıyor. Göğsünüz kabarıyor, duygularınız depreşiyor, gözyaşlarınız kabına sığmıyor ve akıyor. Türkü dinler iken ağlayan kaç tane millet vardır acaba. Rahmetli babam ey güzel kırım türküsü ve buna benzer türkülerde gözlerinden akan yaşlara engel olamaz ve bizler onun ağlamasına bir mana veremezdik. Kendisine sorduğumuzda hele bir büyüyün, işte o zaman sizde ağlayacaksınız der idi. Haklı da çıktı. Gün geldi o türkülerin nasıl ve neden yakıldığını, kimler için ve hangi sebebler ile yazıldığını, aziz Türk milletinin neler çektiğini anladıkça, gözlerimizden akan yaşlara bizlerde engel olamaz hale geldik. Belki yaşlılık diyeceksiniz, olabilir de. Fakat ulu bir milletin mensubu olup, gaza ve seferler, şehidlik ve gazilik ile dolu şerefli bir geçmişi olan bizlerin, tarih boyunca sadece verip almayan atalarımızın hikayelerini öğrendikçe aynı duyguların bize de geçtiğini gördük ve şahid olduk.

 Bela biter mi kardaşlar, asla. Dünya döndükçe hak ile haksız, iman ile küfrün cihadı da bitmez. Cihad bitmez ise şehid te bitmeyecek demektir. Aziz ve necip Türk milletinin tarihinde düştüğü en kötü halinin. 30 ağustos meydan muharebesinden önceki hali olduğunu, Türk tarihinden biraz anlayanlar bilir. Türkün en dip noktayı gördüğü zamanlar işte o zamanlar idi. O günden bu yana, gün be gün, aziz Türk milletinin inkişaf ettiği ve tekrar dünyana nizam verecek hale geldiğini elbet bizlerin gördüğü gibi küfr ehli de görüyor. Belki bizim içimizdeki ğafillerden on kat daha fazla görüyor.

Küfür tek millettir. Öyle ise peygamber efendimizin dediği gibi Müslümanların da tek millet olması lazım gelir. Aslında öyledir de. Fakat ve ne yazık ki , fitne ve ğaflet sayesinde yüzlerce fırkaya ayrılmış Müslümanların bir birlerine husumetleri, küfür ehline olan husumetlerini gölgede bırakır hale gelmiştir. İşte tam da bu zamanda Müslümanları bir araya getirecek merkezi bir güce ihtiyaç olduğunu gönlü ve kalp gözü açık Allah dostları görmüşlerdir. Bu güç Rabbimin izni ile aziz Türk milleti ve onun peygamber ocağı diye tabir eylediği aziz ordusudur. Bu ordu ki her zaman ve her yerde islamın daima son ordusudur. Yüzlerce yıl Müslümanlar ya Rabbim islamın son ordusudur bu, ordumuzu muzaffer eyle diye dua etmişler ve bu dualar sayesinde dir ki daima muzaffer olmuştur.

Ey şanlı ordu ey şanlı asker, haydi Gazanfer, dillerde tekbir Allah-ü ekber diyen bu ordu, işte bu şehid oğlu şehidlerin ordusudur.İslamın son ordusunun milyonlarca şehid vererek tekrar kurduğu Türkiye cumhuriyeti devleti de aralıksız şehidler vererek hayatını devam ettirmektedir. Son günlerimizde aldığımız dinsiz ve imansız eğitim neticesinde şehidliğin ne olduğunu unutanlar oldu. Şehid kelimesinin manasındaki müjdeyi unutanlar oldu. Fakat damar sağlam, çünkü Rabbim nurunu muhakkak tamamlayacağını bize müjdelemiştir ve biz Türkler bu müjdeyi üstümüze alarak, inşallah bu nurun tamamlaması için kanımızı vermeye ve şehid oğlu şehid olmaya namzet olduğumuzu bütün dünyaya haykırmaya devam ediyoruz. Bu ne büyük bir şereftir ya Rabbi. Eyy Allahım, aziz Türk milletini yarattığın , halk ettiğin sebeb, inşallah senin rızan için şehid olmaktır. Bu uğurda bütün neslimiz şehid olsa da, senin bu kullarından razı olman bize ve neslimize yeter. Yeter ki sen şehid oğlu şehid rütbemizi bizden geri alma. Bu manadan habersiz olanları da bu manaya mazhar olanlardan eyle. Dünya nimetlerine tamah edip, şehadetten hali durumlara düşmeyi bizden uzak eyle.Her şehid haberinin ardından devletine asi olmak için bu şehadeti suistimal edenlere fırsat verme.

Ya Rabbim, şehid oğlu şehidlerin senden son rızası, bizi ve aziz ordumuzu islamın daima son ordusu eyle. Vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulbaki GÜNIŞIĞI Arşivi