Bundan beş altı yıl önce, yörük obalarımız yapımcısı kıymetli kardeşim sayın ramazan Kıvrak bey ile beraber Şanlıurfa nın suruç ilçesinde kayı boyu karakeçili oymağının meskun olduğu on yedi köy ile başlayan bir araştırma gezimizin çekimlerini yapmıştık. Bu çekimlere otuz üç yıldır aralıksız ertuğrul gaziyi anma şenliklerine katılan karakeçili beylerinden saygıdeğer Cindi Yıldız ağabeyin köyünden ve odasından başlamış ve Şanlı urfa içinde ve köylerindeki oğuz boyu mensubu olan ve bir kısmı kürtçe ve bir kısmı arapça ile zazaca konuşan bu akrabalarımızı ekrana taşımış idik. Bu çekimlerimizde ayrıca alevi kargın ocağı mensubu oğuz karkın oymağı ile bütün Türkiyeyi buluşturmuş ve gönüllerde yer etmelerine vesile olmuştuk. Daha Sonra bize mihmandırlık eden karacadağ Türkmen derneği başkanı sayın Nusret Kaya ve yardımcısı güzel Türkmen beyi kardeşim  Hasan Çay ile beraber karacadağın köylerini gezmiş ve çekimler yapmış idik. Bu çekimlerde karacadağda meskun bulunan oğuz beğdili boyu Türkan lı aşiretinin mensupları ile söyleşmiş ve dertleşmiş idik. Daha sonra oğuz beğdili köylerinin ve bütün Türkiyenin oğuz beğdili oymaklarının saygı gösterdiği sayın Sait Badıllı ağabey ile sazlı ve sözlü bir söyleşimiz olmuş ve değerli bilgiler edinmiş idik. Bütün bu çekimlerimiz ramazan Kıvrak beyin büyük mahareti ve tecrübesi ile oluşmuş ve ortaya çıkan çekimler daha sonra Avrasya Televizyonunda  değişik zamanlarda iki defa yayınlanmış ve daha sonra, Tek rumeli televizyonunda tekraren aziz Türk milletinin istifadesine sunulmuştu.

Maraşımızda ise çok değerli kardeşim eczacı Murat Aras beyin istirhamı ile haftada bir saat olmaz üzere bir hafta süre ile uzun bir şekilde, fakat gündüz saat oniki ile bir arasında yayınlanmış ve yayın saatının bu gibi programlara uygun olmaması sebebi ile maraşımızda çok ses getirmesi gereken bu çekimlerden hiç kimsenin haberi olmamıştı. Bu çekimlerimizin kayıtlarını Ramazan Kıvrak beyim ile yaparken kendisi ve bizler maddi bir beklenti içinde olmadık. Bizzat masraflarını karşılayarak bu çekimi yaparken tek derdimiz aziz Türk milletini çeşitli sebebler ile bölmek ve yutmak isteyenlere bir karşı duruş olmasını istemimiz idi. Fakat bu kayıtlar yayınlanmış olmasına rağmen o günkü aksu yönetiminin Türkoloji, jeneoloji ve benzeri mevzuulara ilgisinin olmaması. Türkiyenin bu en çok kanayan yarasına merhem olacak bir yol aramamaları ve ilgisizlikleri neticesinde bu yayınlardan bir netice almamız mümkün olamadı. Bir çok internet sitesinde lehinde ve bölücülerin fitnesine karşı olduğu için de  aleyhinde yazılar yazılan ve tehdit aldığımız bu kayıtları başta Sadi Somuncuğlu ağabeyim olmak üzere bir çok insan  kendi sitelerinde yayınladılar ve hakkında yazı yazdılar. Aradan geçen süre içerisinde Aksu televizyonumuzdan hiçbir yetkili beni arayıp, bir dakikalık dahi olsa bir söyleşi yapmadılar. Türk milletinin bu en zor zamanlarında böyle çalışmaları yayınlamayan veya yayınladığı çalışmaya gereken değeri vermeyenler acaba ne zaman uyanacaklar. Bölücü fitne elinden gelen her türlü yol ile aziz Türk milletinin geleceğine ipotek koymak ister iken böyle çekimleri yayınlamak tan çekinenler ve bu çekimler hakkında bir röportaj dahi yayınlamayı düşünmeyenler acaba hangi kültüre hizmet ettiklerini biliyorlarmı. Sıradan mevzuulara dakikalarca yer verenler aziz Türk milletinin sosyo antropolojik ve jeneolojik olarak tanıtımını yapan ve Türk milletinin varlığının temelini oluşturan bu tür programlara ne zaman yer vereceklerdir.

 Bu günlerde kitap fuarı vesilesi ile kitap arar ve bu konularda yazı yazar iken bunları düşünmeden edemedim. Acaba Aksu televizyonumuz Türk kültürüne hizmet meselesine ne kadar uzak. İnşaallah yanılıyorumdur. Vesselam.