Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Alanya İsmi Alaeddin Keykubat İsminden Mi Geliyor?

Bizde kendine ve geçmişine güvenmeyen, her mevzuda fars veya Arap etkisini öne sürüp kabul eden, içine sindiren ve her kelimeyi, her meseleyi onlarla izah eden bir nesil vardı. Cumhuriyetten itibaren yetiştirilen yeni nesle ise Arap ve fars etkisinin kötü, Avrupa ve yunan etkisinin ise iyi olduğu öğretildi.  Selçuklu ve Osmanlı zamanın da kendi olmasına izin verilmeyen Türk milleti, cumhuriyet ten itibaren de İslam düşmanlığı yapanların, en azından eski ihtişamlı günlerimizin İslamla müşerref olduğumuz yılların eseri olduğunu bilen düşmanlarımızın etkisi ile bu seferde Avrupa’nın her yönü ile taklidine zorlanmış ve gene kendisi olmasına izin verilmemiştir. Bu gün anlamını bilmediğimiz bir çok kelime, yer ismi ve insan ismi gibi isimler ve deyimlerin açıklamasını işte bu minval üzere yapıyoruz.  Manasını bilmediğimiz fakat kullandığımız nice kelimeler var ki onları açıklayanlar ya yunan veya roma zamanına gidip,  bir sonuç alamazlar ise bu sefer Arapların etkisini izah eden açıklamaklar ile konuyu açmaya çalışmaktadırlar.

Türkçemizin iki büyük lehçesinin varlığından habersiz olan büyük çoğunlukta bu yanlış açıklamaların etkisi ile büyümekte ve kendilerinden öncekilerin izlediği yolu takip etmekte ve etrafına hiçbir etkisi olmayan sıradan bir millet imişiz gibi her konuyu dışarıdan ithal eden zavallı bir toplum görüntüsü verilmesine sebep olmaktadırlar. Bu insanlar bir defa olsun bir mevzuda bizim dilimiz buna ne diyor, bizim dilimiz ve onlarca lehçemiz içinde bu kelimeyi açıklayacak bir yol var mıdır diye düşünmezler. Bu insanlar kendileri olamadığından, bir zamanların ünlü şairi Tevfik Fikretin dediği gibi Vatanım Ruy-i Zemin, milletin mev-i beşer diyen kişiliksiz insanlar olduklarından kendi kültürlerinden kopuk insanlarında herhangi bir konuya milli bir açıklama getirmelerini beklemek en hafifinden  abesle  iştigal etmektir.

Türklerin iki büyük boyundan birisi Anadolu’da nüfus itibarı ile yüzde altmış cıvarında olan oğuz boyları iken geriye kalan nüfusun büyük kısmını ise Kıpçaklar meydana getirir. Oğuz lehçesi zaman içinde Kıpçak lehçesine galip gelip birçok kelime oğuz ağzı ile söylenmeye başlamış ve kullanılan kıpçakça kelimelerinde manalarından habersiz hale gelmişizdir. Yıllardır Türkçe öğretiyoruz diyerek yanlış bir zihniyet ile İstanbul lehçesi öne çıkarılmış. Nerede ise Anadolu’nun kullandığı bütün güzel kelimeler yanlış ta olsa sadece İstanbul kullanıyor diyerek yazı dilimiz haline getirilip konuşulan bütün ağızlar unutulmaya terk edilmiş ve bu gün Türkistan ve diğer yerlerde yaşayan Türkler ile aramızda lehçe farkı büyümüştür.

İşte bu kelime farklarından biriside Antalya ( aslında TEKE) ilimizin güzel ilçesi Alanya adının manasındadır. Çocukluğumdan bu yana bu ismi kime sordu isem bana ya latin, ya roma veya yunanca kelimelere benzeterek cevap vermişler, biraz İslami yönü ağır basan kişiler ise bunun Selçuklu Hanı Alaeddin Keykubat’ın ismi olan Alâeddin’den galat Alaiye den benzetilerek oluştuğunu anlatmışlardır. Hala birçok yayında ve televizyon programında ve kitaplarda bu Alaiye ismi ile yapılan açıklama yayınlanmaktadır. Oysa Alaiye isminin Alanya olarak söylenmesi ilmen mümkün değildir. Sonunda ya veya ye ile bir devlet veya millet belirten ekler alan isimler kişi ismi ile açıklanamaz. Kişi ile ilgili isimler daima lı, li ve ya Osmanlıca harflerin yazılamaması neticesi ile lü veya lu olarak yazılır ve şu şekilde olur. Alaeddinli, Alaeddünlu v.s.  Oysa bizim ismimiz Alanya bu şekilde söylenen bir isim değil. O zaman Alanya isminin kökü nereden ve kimden gelir.

Kahramanmaraş’ımın Müdafai Hukuk cemiyetinin başkanı Rahmetli Gazi Arslan Toğuzata beyin ismine dikkat çekmek istiyorum. Toğuzata, tokuz ata ve oğuz ata isminden türetilmiş Kıpçak ağzı bir isimdir. Oğuzların dokuz dediği rakam, Kıpçak lehçesi ile tokuzdur. Dokuz oğuzları hepimiz biliriz. Bu dokuz oğuzlar Kıpçak Türkçesi ile tokuz oğuz olarak seslendirilir. Rahmetli Arslan bey Kafkasya’dan Türkiye’ye göçen  Alan asıllı bir ailenin evladıdır. Alanlar bu gün Asya’ya adını veren As lardır. Aslar Kafkasya’da söylendiği şekli ile aynı zamanda Asetin veya Ossetlerdir. Bu Alanlar Türkistan’ı Hindistan’a bağlayan ve yüzlerce yıl Alan boyunun yönetiminde kalan büyük Kuşhanlı devletini kuran Kıpçak boylu Türklerdir. Bu Alanlar demirciliğini yaptıkları Avarların baskısı ile doğu Türkistan’ı terk etmek zorunda kalan Yüeçi isimli Türk boyudur. Doğu Türkistan’dan çıkıp geldikleri yeni yurtlarında isimlerini hala taşıyan kuşhanlı geçidine sahip büyük Kuşhanlı devletini kurmuşlardır. Bu gün Alanlar kendi aralarında kendilerini hala kuşha diye isimleridirler. Cumhuriyet döneminde aldıkları soy isimlerinin içinde Kuş ismi en fazla isimdir. Dilleri ise Hindistan’ın kuzeyini yönettikleri yıllarda aldıkları Hintçe ve Farsçanın etkisi ile Kafkas dilleri gurubuna değil fars dilleri gurubundan sayılmaktadır.  İşte bu gün herkesin kendilerine Çerkes dediği bu insanlar Kıpçak boylu Türklerdir. Dillerinde hala oğuzların bilmediği Kıpçak isimler ve kelimeleri yaşatmaktadırlar. Kafkasyalıların çocuklarına verdikleri Türkçe isimler Anadolu Türkünün kullanmadığı fakat pırıl pırıl Türkçe isimlerdir. Bir tanesini misal vermek ister isem Aytural ismi bu isimlere misal olsun.

Gelelim asıl konumuz olun yazımızın başlığına. Alanya ilçemizin ismi işte bu Alan Kıpçak boyunun adını yaşatmaktadır. Anadolu’muzda Müslüman Türklerin gelmelerinden önce buralarda yaşayan onlarca Türk boyundan geriye kalan Türkçe isimlerden sadece birisidir Alanya ismi. İsparta ilimizin ismi ise bunlara başka bir örnektir. Birileri üç yüz spartalı diye film çevirebilirler, fakat kendi dilini bilen bizler için ise bunları yutmak mümkün değildir. İsparta ismi Türkçenin birçok güzel isminden birisi olan Aspar isminden gelmektedir. Aspar yırtıcı bir hayvanın ismidir. Bulgar hanlarından Asparuh han ve Erzurum’un ilçesi İspir aynı ismin bir diğer söyleniş şeklidir. Saidi Nursi Hz. İse isperit lidir. Bu isperit ismide ispirli demektir. Sadece son eki farsçadır. Bu da rahmetli Saidi Nursinin kıpçak boylu bir Türk olduğunu gösterir. Tıpkı Zaza kardeşlerimiz gibi. Zazalarında çoğunluğu kıpçak bir az kısmıda oğuzdur. İşte Alanya ilçemizde bu alan boyumuzun bir zamanlar Anadolu’da kurulan birçok küçük şehir devletinden biri olduğunu ve verdikleri ismin hala bu gün tıpkı kayseri, isparta v.s gibi yaşadığını gösterir. Çocuklarımıza güzel Türkçemizi adam gibi öğretir ve kendi milli harsına sahip olmasını sağlar ve daima milli düşünmeyi aşılar isek böyle yanlış yalan açıklamalara itibar etmezler. Vesselam. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Abdulbaki GÜNIŞIĞI Arşivi