Baskıcı Liderlerin Yönetim Planı

Baskıcı Liderlerin Yönetim Planı
Dünya kuruldu kurulalı, iyi ve kötü hep var olmuştur. Dünya üzerinde zalim kişiler, zalim yönetimler, toplumları baskı altında tutmuş, kurmuş oldukları baskı düzenini çeşitli aşamalarla meşrulaştırmaya çalışmışlardır.

Stalin, Mao, Hitler, Bush, Saddam vs. birçok baskıcı lider, dünyadan gelip geçmiştir.

Baskıcı liderlerin çeşitli özellikleri vardır. Belli başlıcalarını aşağıda sıraladım:

1- Savaş ve kargaşa çıkartır:

Baskıcı liderlerin en belirgin özelliği, savaş, kargaşa ve hamasetten beslenmektir.

Ortamda savaş çığırtkanlığı ve savaş tehlikesi varsa, toplum siyasetçilerden en temel haklarını bile isteyemez ve önce güvenlik derler. Ölüm korkusu, tüm insani hakları ortadan kaldırır.

Asgari ücret, insan hakları ve özgürlük söylemleri rafa kalkar ve toplum korku ile terbiye edilir. İnsanlar yemek ve emekten önce güvenlik demeye başlar. Bu siyasetçiler bunu bildikleri için, korku ve endişe yaratırlar ve kargaşa ortamından yararlanırlar.

2-Tedirginlik ve endişe yaratır:

Ülkeyi savaşa sokamamış ise tedirginlik ve endişe yaratırlar. Tedirginlik çoğu zaman kişilerin duygusal davranmasını sağlar ve doğru düşünmesini engeller.

“Eğer destek vermez iseniz, yerimize gelecekler güvenliğinizi tehlikeye atarlar”

“Sessiz ol, ekmeğinden olma!” Gibi insanları endişeye sevkeden benzer cümleler kurarlar.

3-Propaganda ile kafa karıştırır:

Yöneticilerin ve siyasetçilerin en önemli enstrümanı kara propagandadır. Yapılan propagandanın doğru olması önemli değil inandırıcı olması önemlidir. Halk arasında sık kullanan bir söz vardır: “bir kişiye kırk defa deli derseniz, deli olur.”

 Başa gelebilmek, başta kalabilmek için bir söylemin doğru olması gerekmez, inandırıcı olması gerekir.

Baskıcı liderler; kurdukları gazete, televizyon ve internet platformları ile toplumun Zihnini bulandırır.

4-Karşıyı olandan daha kötü gösterir:

Kişilerin elbette eleştiri yapma hakkı vardır. Ancak eleştirinin de bir ahlakı vardır. Ortaya koyacağınız bir fikir ve çözüm yok ise yaptığınız eleştiri değil intikamdır.

Karşıyı kötü göstererek, kendini güçlendirme çabası, çoğu zaman başarılı olmuştur. Bunlara göre amaç başarmaktır. Öyle ahlaklı ve hakkaniyetli bir başarı aramazlar.

Carl Schmitt bir sözünde: “Bir düşman olmadan delirirdim, dünyam tüm istikrarını ve tutarlılığını kaybederdi.” diyor.

Politikacılar, düşmanları yoksa mutlaka bir düşman yaratırlar.

Çok sevdiğim bir söz vardır: “siyasetçiler, düşman edinmezler; düşman yaratırlar.”

Politikacılar, karşıyı devamlı kötüleyerek mevzi kazanmaya çalışırlar. Çeşitli medya organlarını kullanarak toplumu manipüle ederler. Rakibini olandan daha kötü hale getirirler.

5- öldürür ve öldürmeyi meşru zemine oturtur:

Batılı ülkeler Ortadoğu, Afrika gibi ülkeleri sömürmüş ve katliamlar yapmışlardır. Bu katliamlarını meşru zemine oturtmak için; demokrasi, özgürlük, barış gibi kavramları kullanmışlardır.

Hatırlayın ne demişlerdi? “Irak’a demokrasi getireceğiz. Suriye’yi özgürleştireceğiz.”

Ancak halklar zulüm gördü, binlerce insan öldü ve birçok kişi mülteci oldu.

 Güçlüler, egemenler her daim parçalanmış ülkeleri daha da sömürdü, daha da öldürdü.

6- Dünü gösterir bu güne razı eder:

Kişi diktatör bile olsa, kendini dünyanın en iyi insanı olarak gösterir. Dün, başkalarının yaptığı kötülükleri kullanarak, kendisi için iyilik meleği profili çizer. Bugünün savaşlarının temel sebebinin, dünün yanlışları olduğunu savunur.

7- Aklı değil duyguları kullanır:

Aklını kullanan insan sorgular, çözüm yoluna bakar, çözümler. Baskıcı liderler, bunu bildikleri için, insanların daha çok duygu tarafına hitap ederler. Toplumlar akıldan çok duygularla yönetilir, duygularla yönlendirilir.

8-Yönetici sınıfını, para, makam, korku ile susturur:

Liderler, ellerinin altındaki yönetici sınıfını makam, para ve korku ile terbiye ederler. Yönetici sınıfı elde ettikleri kazanımları ya da elde edecekleri kazanımları kaybetmemek için yalakalık dahil her şeyi yaparlar. Korku ile sindirilmişlerdir.

Kuzey Kore’de kişilere çok çabuk görev veriliyor ve çok çabuk el çektirilip öldürülebiliyor.

9- Kutsalları sömürür:

Toplumları yönlendirmenin, kandırmanın en kolay yolu; dini, milli duyguları kullanıp hamaset yapmaktır. Bu yöntem çoğu kez başarılı olmuştur. Kimisi meydanda incil, kuran kitabı sallamış, kimisi davudi sesi ile kuran okumuş ve bu durum inanç sahiplerini etkilemiştir. Çoğunun din hayatına değilde, diline ve görünen yüzüne sirayet etmiştir.

10- Kullanır, işi biteni atar:

Kullanışlı kişileri bulurlar ve kullandıktan sonra saf dışı eder ya da öldürürler. Tarih boyunca bu böyle olmuştur.

Şahsiyeti oluşmamış, karakteri oturmayan kişiler, en kullanışlı kişilerdir.

Siyasetçiler taşa basma oyunu oynar gibi, kullanışlı kişilerle oynarlar. Taş basma oyununda yarışmacı, taşa basarak ilerler ve her ilerlemesinde arkasındaki taşları alır atar. Kullanıcı olan siyasetçi de kullandığı kişiyi gereksiz ise atar.

Tıpkı bal arılarının erkek arıları kullanıp, işi bittikten sonra kovandan atması gibi.

11- Güçlü millet yerine güçlü devlet anlayışını ortaya koyarlar:

Gerçek anlamda gelişmiş toplumlar, devletten önce insanı öncelerler. Devletin halk için olduğunu bilirler.

Şeyh Edebali: “insanı yaşat ki devlet yaşasın!” Demiştir. Doğru olanda budur. Ancak baskıcı liderler bu düsturdan çok uzaktırlar. Devleti kutsarlar. Devlet kutsanırsa, fertleri hallaç pamuğuna çevirir. Kutsanan devlet zulüm aracı olur.

Ömrünüz muhabbetli olsun.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.