70 yıl önce Çine aşı satmıştık şimdi ne durumdayız?

Birkaç gündür komşumuz Yunanistan’da yeniden covit hastalığı yayılmaya başlamış.

Haber sitelerinde yayımlanan haberlere göre, dün 21 kişi yaşamını yitirmiş. Yunanistan yeniden kapanmayı tartışıyormuş.

2020 yılındaki neredeyse iki yıla varan Dünya’da ve ülkemizdeki pandemi dönemini hatırladım. Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere uluslararası ilaç trollerinin hamleleri ve toplu ölümler. Verilen ilaçların yan etkileri ve sonrasında yaşanan kalp krizleri. Güzel ülkemizde geliştirdik dediğimiz Türkovaç aşısı ve yaşadıklarımızı bir hatırlayınız lütfen…

Haydi başlayalım:

REFİK SAYDAM KİMDİR? NELER YAPMIŞ?

İbrahim Refik Saydam, 1881 yılında İstanbul Fatih'te doğmuş, Türk hekim, siyasetçi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin 4. Başbakanı olarak tarihe geçen önemli bir isimdir. Askeri Tıbbiye'den mezun olduktan sonra, genç Cumhuriyetin sağlık ve sosyal alanlarındaki temellerini atan bu büyük devlet adamı, kesintili tarihlerde toplam 14 yıl Sağlık Bakanlığı yapmıştır.

Saydam'ın Sağlık Bakanlığı dönemi, Cumhuriyet'in sağlık politikalarının oluşturulmasında ve uygulanmasında kritik bir rol oynamıştır. 1928 yılında kurduğu Hıfzısıhha Enstitüsü, Türkiye'nin halk sağlığına büyük katkılar sağlamıştır. Bu enstitüde tifüse karşı geliştirdiği aşı, tıp literatürüne geçmiş ve Saydam'ın bilimsel başarılarını taçlandırmıştır. Ayrıca, Tifo, Difteri, BCG, Kolera, Boğmaca ve Kuduz gibi birçok hastalığa karşı aşılar geliştirilmiş, bu sayede ülkenin sağlık standartları önemli ölçüde yükseltilmiştir.

Hıfzısıhha Enstitüsü, sadece yurt içinde değil, yurt dışında da tanınmış ve 1940 yılında Çin'deki kolera salgınına aşı ihraç edilmiştir. Ne yazık ki, bu köklü kurum, 1997 yılında aşı üretimini durdurmuş ve 2011 yılında, kendisi de doktor olan Recep Akdağ'ın bakanlığı döneminde kapatılmıştır. Bu durum, Saydam'ın ileriyi gören vizyonunu ve katkılarını daha da anlamlı kılmaktadır.

Sağlık Bakanlığı sırasında, ülkenin sağlık envanterini çıkarmış, millet hastaneleri kurmuş, doğum evleri ve çocuk bakım yurtları açmıştır. Bu girişimler, halk sağlığının iyileştirilmesinde ve sosyal refahın artırılmasında önemli adımlar olmuştur.

Refik Saydam, sadece sağlık alanında değil, aynı zamanda siyasi alanda da önemli başarılara imza atmıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında başbakanlık yapmış ve ülkemizin savaşa girmemesinde, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile birlikte büyük pay sahibi olmuştur. Bu kritik dönemdeki liderliği, Türkiye'nin savaşın yıkıcı etkilerinden korunmasında belirleyici olmuştur.

Pandemi sürecinde yaşadığımız sıkıntılar, İbrahim Refik Saydam'ın vizyoner liderliğini ve ileri görüşlülüğünü bir kez daha hatırlatmaktadır. Onun sağlık alanında attığı adımlar, bugün bile geçerliliğini koruyan ve takdirle anılan başarılar arasındadır. Bu büyük devlet adamının aziz hatırasını saygıyla selamlıyor, Allah'tan rahmet diliyorum. Ayrıca, 1928'de kurulan Hıfzısıhha Enstitüsü'nü kapatanları da Allah'a havale ediyorum.

Refik Saydam'ın hayatı ve hizmetleri, onun adının ve çalışmalarının unutulmaması gerektiğini göstermektedir. Türkiye'nin sağlık ve sosyal politikalarına yaptığı katkılar, onun ne denli ileri görüşlü ve halkına adanmış bir lider olduğunu kanıtlamaktadır. Bu önemli ismi ve onun hizmetlerini daima hatırlamalı ve gelecek nesillere aktarmalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi