
Mehmet TAŞ
Dünya nereye gidiyor? Türkiye nereye evriliyor?
Ülkemizde enflasyon düşme trendine girdi. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası faiz indiriyor. Son birkaç gündür Borsa dirençleri kırarak belli bir yörüngeye oturuyor.
Bunlar ekonomide güzel giden işler…
ABD ve Avrupa tarafına baktığımızda, ABD’nin öncülük ettiği yeni bir döneme doğru gidiyor Dünya.
ABD- Rusya arasındaki yakınlaşma, Çin’e konulan ekonomik ambargolar ve gümrük vergileri Dünya’da farklı kutuplaşmalarında önünü açıyor.
ABD’nin tek taraflı AB ülkelerini dikkate almadan Ukrayna- Rusya savaşını durduracağı şeklindeki açıklamaları, Ukrayna Devlet Başkanına ABD Başkanının davranışı ve bu durum sonrasında AB ülkelerinin kendi ordularını kurma telaşı ve bu telaş içinde Türkiye’nin önemi ortaya çıkıyor.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa’nın güvenliği Türkiyesiz mümkün değil şeklindeki açıklamaları daha da anlamlı hale geldi. Nitekim Türkiye Borsalarında işlem gören savunma sanayi firmalarına gelen yapancı alımları da bu sözleri destekler niteliktedir.
Güney komşumuz Suriye’ye bakacak olursak, Suriye’de kurulan Devrim Hükümeti Suriye genelinde asayişi sağlamaya çalışıyor. Esed destekçileri ve Dürziler İsrail ve İran’ın kışkırtmasıyla Lazkiye ve Tartus illerinde bir ayaklanma içinde. Son iki gündür o bölgede ciddi çatışmalar oluyor. Suriye Hükümeti bu ayaklanmanın altından kalkacaktır.
İsrail’in bölgede ki tecavüz ve işgal girişimleri, bombalamaları devam ediyor. ABD Başkanı Trump’un Gazze’ye yönelik iddiaları ABD- Hamas doğrudan görüşmeleri o bölgede farklı senaryoları ortaya koyarken Suriye ile Türkiye arasında yapılacak olan güvenlik anlaşmaları Türkiye ile İsrail’i karşı karşıya getirecektir. Nitekim İsrail’in son dönemde Türkiye’ye yönelik hamleleri bunları doğrular niteliktedir.
ABD ile AB arasındaki kapışma Almanya’nın ekonomik anlamda yapmaya çalıştığı yeni hamle ve savunma ve altyapı için 500 milyar euro tutarında harcama yapacağını ilan etmesi diğer AB ülkelerini de buna benzer bir planlamaya sokacaktır. Bu da Türkiye için önemli bir adımdır. Türkiye’nin ihracatı artacaktır. Türk savunma sanayi daha da büyüyecektir.
Türkiye’nin Avrupa’dan uzaklaştığı varsayımı yukarıda izah etmeye çalıştığım jeopolitik ve ekonomik gerekçeler ışığında bakıldığında bir anlamının olmadığı da ortaya çıkacaktır.
Türkiye tek kutuplu bir politika içinde değil. Yeni bir dünyanın kurulma aşamasına geçtiği bu süreçte, kendi milli politikasını yürüten bir konumda olduğunu söyleyebiliriz.
Türkiye- Rusya ilişkileri, Türkiye-Ukrayna ilişkileri, Türkiye- Batı ilişkileri ve Türkiye’nin Ortadoğu Politikasına ilave olarak Türk Devlet Teşkilatına üye ülkeler ve de en önemli konulardan biri olarak gördüğüm Türkiye- Afrika ilişkileri yukarıdaki bu ilişkileri mercek altına aldığımızda Türkiye Dünya’nın dört bir yanında kendi perspektifi açısından bir politika yürüttüğünü görebiliyoruz.
Uzun sözü kısası, sonuca gelecek olursak; içeride PKK terör örgütü ile girişilen müzakere süreci ve PKK’nın silahlarını bırakması dahil Türkiye olarak yeni bir yola yeni bir sürece girildiğini görüyoruz.
Yanlış hamleler atılmaz ise Türkiye 2030’lu yıllarda Avrasya’nın sözü dinlenen bir ülkesi olacaktır.
En azından ben buna inanıyorum.
Kalınız sağlıcakla!...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.