Benim güzel Türkiyem

“Cumalıkızık”…( Eski Osmanlı Köyü)

Değerli okurlar daha önce de gezip gördüğüm yerler hakkında yazılarım olmuştu. Yine son gittiğim yer hakkında gördüğüm, öğrendiğim bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum. Ülkesine aşık biri olarak her gittiğim yerde yüreğimden bir parça bırakıp dönüyorum.

30 Ekim 2016 Pazar günü İdeçev (İdealtepe Çevre Gönüllüleri Derneği) günübirlik Cumalıkızık ve Saitabat gezisine katılma imkanım oldu. Bir otobüs dolusu üç saatlik keyifli bir yolculuktan sonra Bursa ilinin Yıldırım ilçesine bağlı “Cumalıkızık” köyüne geldik. Uludağ’ın eteklerine kurulmuş beş Kızık köyünden biridir. Rehberimizin anlatımıyla, Uludağ’ın etekleri ile vadileri arasında sıkışıp kalan köylere zamanında “Kızık” adı verilmiş. Bu köyleri birbirinden ayırt etmek için; fidye veren köye “Fidyekızık” ve dereye yakın olan köye “Derekızık” gibi isimler verilmiş. Cumalıkızık köyüne “cumalı” ismi rivayete göre iki söylem varmış. Birincisi bu köyün eskiden çevre köylerden Cuma namazlarına topluca gidilen köy olması, ikincisi ise Osman Bey’in bu köyü bir Cuma günü kurmuş olmasıdır.

Otobüsten inince keskin temiz havanın tüm hücrelerimizi ele geçirdiği bol oksijenli ve birazda serin olması İstanbul’un havasını çoktan unutturdu. Köyün girişindeki Çınar altı meydanına doğru yöneldik herkes bir tarafa doğru dağıldı. Çınar altında ve etrafındaki güzel evlerin önünde köylü satıcılar tezgahlarını açmışlar yöresel kıyafetler, yine yörelerine ait yiyecek, içecek satıyorlar. Meydan cıvıl cıvıl çok hareketli, insanlar neşe içinde anın keyfini çıkarmaya çalışıyor.

Cumalıkızık köyü birkaç yıl önce izleyenler çok iyi bilir “Kınalı Kar” dizisi çekilmiş ve bu diziden sonra ününe ün katan köy yerli turistlerin ziyaretçi akınına uğramış. Dizi bitmiş, dizinin çekildiği konak gözlemeci olmuş halka açık kafe şeklinde hizmet veriyor. Hatta köyde birçok ev bahçesini bozmadan olduğu gibi oturulabilir kafeler yaparak çok güzel köy kahvaltısı ve yöresel tatlarla, kömürde demlenen çaylarla hizmet veriyor.

Burada evlerin mimari dokusu taş, kerpiç ve ağaçtan yapılmış, sokaklar dar, kaldırımsız ve taştan döşeli. Hatta dünyanın en dar sokağı diye bahsedilen “Cin aralığı yada Cin sokağı” bulunmaktadır. O kadar dar ki evlerin penceresinden elini uzatsan karşıki eve dokunursun. Sokaktan sadece yaya yada bisiklet ile geçebilir.

Burada evler üç katlı. Üst katlardaki pencereler kafesli (ahşap panjurlu), evler sarı, beyaz, mavi, mor renklerle boyanmış çok farklı ve otantik görünümde geçmişteki yaşanmışlıkları sergileyen havası ile oldukça büyüleyici. Tarihi dokusu nedeniyle sık sık dizi ve film çekimlere sahne olmuş Kurtuluş Savaşını anlatan “Kurtuluş” yine Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu anlatan “Kuruluş” dizisi ve yukarıda yazdığım “Kınalı Kar” gibi bir çok diziye sahne olmuştur.

Gezip, görülecek o kadar güzel yörelerimiz var ki! Ülkemiz bir cennet daha çok sevmek ve sahiplenmek, kıymetini bilmek için buyurun sizde gidin görün bence!!!

Çok güzel bir dört saat geçirdikten sonra otobüsümüze binip Saitabat Şelalesine doğru yol aldık.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gülser YAMAN Arşivi