Mustafa BUĞDAY
Kandil’in Sözcüsü, Pkk’nın uşağı HDP ye ‘’DOKUNDUK’’
Türkiye Cumhuriyeti olarak 1990 ve 2000 li yıllar arasında Türk Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere Devletin tüm mekanizmaları olarak vatanımızın ve milletimizin bütünlüğüne kasteden PKK terör örgütüne karşı ciddi bir mücadele içerisinde bulunduk. Ancak PKK terör örgütü ile silahlı mücadele edilirken, zaman zaman doğu ve güneydoğu bölgelerimizde ikamet eden sivil vatandaşlarımıza da haksızlıkların yapıldığı oldu. Yapılan eylemler zaman içerisinde amacından sapıp hukuka ve insan haklarına aykırı bir boyut kazandı.
Ancak;
2002 yılında Cumhurbaşkanımız sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde kurulan Adalet ve Kalkına Partisinin ilk seçimde iktidar olması ile birlikte ülke olarak yeni bir enerji, taze bir kan, dinamik bir yapı ruhu ile yeni ufuklara yeni hedeflere yelken açıldı. Sınırlarımız içinde ve sınırlarımız dışında tahrip olmuş Sosyal, ekonomik, siyasal ve kültürel alandaki problemleri gidermek için tüm imkânlar seferber edildi. Bir yanan ülke olarak siyasi ve ekonomik dengeleri oturtup stratejik planlar yapmaya çalışırken bir yandan da ülke içinde millet olarak birlik ve beraberliğimizi tekrar kazanıp ayrılıkları ortadan kaldırıp tek vücut tek yumruk olma yolunda çabalar gösterildi. Edirne’den Karsa, Diyarbakır’dan Van’a kadar hiçbir ayrım gözetmeksizin 81 ilimize eşit hizmet götürme gayreti içerisinde bulunup halkın refah düzeyinin artması için sağlık, eğitim ve ekonomik dengeler başta olmak üzere birçok alanda reformlar yapıldı. Özellikle doğu ve güneydoğudaki illerimiz için geçmiş yıllarda haksızlık yapıldığı düşüncesi ve tekrar el sıkışıp helalleşmek maksadı ile Antalya İzmir’e ne hizmet götürüldü ise aynısı ve daha fazlası Diyarbakır, Şırnak, Hakkâri, Van ve Siirt olmak üzere birçok doğu illerimize de en büyük hizmetler götürüldü. Bununla kalmayıp okul müfredatlımıza seçmeli Kürtçe dersler eklendi. TV kanallarında ve radyolar da Kürtçe yayınlar yapılmaya başlandı. Mahkemeler de anadilde savuma hakkı getirildi. Daha birçok sorun haline getirilen haklar doğu ve güneydoğudaki Kürt halkımıza iade edildi.
Arkasından Devlet olarak silahlı terör eylemleri ile bir neticeye varamazsınız bu yüzden gelin silahları bırakın halkın iradesi ile meclis çatısı altına girin ve tüm haklarınızı halkın iradesi olan meclis çatısı altından demokratik yollarla arayın denildi. Bununla da kalmayıp çözüm süreci ile Türk-Kürt barışı ve kardeşliği içi yeni bir yol haritası çizildi ve zaman zaman bu uğurda Devlet olarak tavizler verildi.
Fakat halkın iradesi ile meclis çatısı altına giren HDP li vekiller ve parti yöneticileri meclise PKK’nın bir uzantısı olarak gelip terör faaliyetlerine davam ettiler. HDP olarak kendilerine oy veren halka karşı değil de vatanımızı bölmeye çalışan ve birliğimize kardeşliğimize kasteden PKK’ya karşı bir tutum sergileyip Kandil den icazet alma yolunu seçtiler. Silahla meclise gelmediler ama silahtan daha tehlikeli argümanlar kullanarak daha tehlikeli bir hale büründüler. Meclis siyaseti değil de özerklik, öz yönetim ve hendek siyaseti yapmaya devam ettiler. PKK’nın silah zorlaması ile halktan aldıkları %13 lük oy neticesinde ise iyice şımarık bir boyut kazandılar. HDP li milletvekilleri ve parti yöneticileri olarak PKK PYD ve YPG gibi silahlı terör örgütlerine her türlü desteği sağladılar. Halkı kaosa sürükleyip terör propagandası yapmaya ve Kandilden icazet alıp Ankara’da özerklik sloganları atmaya devam etliler.
Ancak ne ülke olarak ne de millet olarak vatanımızın birliğini ve bütünlüğünü hedef alan bu alçak terör faaliyetlerini kaldıracak gücümüzde kalmadı sabrımız da. Tahammül sınırlarımız zirve yaptı. Ülkemizin bekası ve halkımızın refahı için HDP li milletvekilleri ve parti yöneticileri başta olmak üzere PKK ve PYD gibi silahlı terör örgütlerine destek verip ülke içindeki huzurumuzu bozan tüm yapılar tek tek gözaltına alınıp hak ettiği şekilde cezalandırılacaktır. Asla ve asla insaf ve inisiyatif gösterilmeyecektir. Devletin şefkatli ellerini geri tepen bu HDP ve PKK lı hain teröristler artık Devletin kudretli eli ile tarumar edilecektir.
Nitekim bu amaçla 3 kasım 2016 da gece 01.00 sularında PKK’nın uzantısı ve Kandilin sözcüsü olan HDP li eş başkanlar dahil olmak üzere 11 milletvekili göz altına alındı. Ve bu göz altıların devamının geleceğinden hiç kuşkum yok. Bir yandan biz Devlet olarak onlara dokunmaya devam ettikçe onlar sosyal medya paylaşımları ve çeşitli propagandalar ile halkı sokağa dökmeye ve sokaklara kaos getirmeye çalışacaklar. Ancak Kürt halkımız artık barış ve sağduyudan yana olacağı hususunda inancım tamdır. Çünkü 40 yılı aşkın devam eden bu terör eylemleri en çok doğu illerindeki vatandaşlarımızı üzdü en çok onlara zarar verdi. Barış ve kardeşliğe, rahatlık ve huzura en çok onlar muhtaç. Bu sebeple HDP li ve PKK lı teröristler bundan sonra asla Kürt halkında istediği desteği bulamayacak. İnlerine kadar giren kudretli Devletimiz bu terör odaklarının kökü kazınıncaya kadar durmayacaktır. Terör örgütlerine mekânsal ve zamansal olarak hiçbir sınırlandırma getirmeden inlerine girmeye devam edecek ve hem içerde hem de dışarda gereken tüm mücadeleyi gösterecektir.
Allah devletimize milletimize zeval vermesin, İslam sancağı altında birliğimizi kardeşliğimizi daim eylesin. Allah Zalime ve zulüm edene karşı dik durmayı şiar bellediğimiz bu yolda asil ve şanlı ordumuza güç versin. Devlet olarak varlığımız dosta güven düşmana korku salsın..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.