Nurettin Abacıoglu

Nurettin Abacıoglu

Bu Kaçıncı Facia

13 Mayıs 2014 de Manisa’nın Soma ilçesi kömür maden işletmesinde gaz zehirlenmesinden

301 kişi ölmüştü.

28 Ekim 2014 de Karaman’ın Ermenek ilçesindeki kömür maden işletmesini de su bastı.

18 işçi mahsur kaldı. Allah yardımcıları olsun.

Tedbir mi, Tevekkül mü?

Ülkemiz maalesef her türlü felakete açık. Deprem, maden, inşaat, gemi tersane, trafik, güvenlik ve terör gibi olaylarda insan kaybımız çok fazla.

Bize bir şey olmaz zihniyeti, tedbiri ortadan kaldırdı.

Çünkü  tedbirsizlik kaderimiz oldu.

Artık tedbirin yerini tevekkül aldı.

Oysa alınan tedbirler nedeniyle Japonya’da ki depremde adam bile ölmüyor.

Avrupa’da ki maden ocaklarında iş kazası olmuyor ve insanlar ölmüyor.

Standardı düşük ülkeleri Avrupa birliğine neden almadıklarını şimdi daha iyi anlıyorum.  

Her alanda Avrupa standardını yakalarsak ancak o zaman alırlar sanıyorum.

Onu da ne zaman yakalayacağımız meçhul. Zira her tarafımızı siyaset kuşattı.

Siyasi mülahazalar maalesef  hem aklın, hem de gerçeklerin önüne geçti.

Kayıp eden kim? Türkiye. Üzülmemek elde değil.

Rant Tutkusu

Ne devlet, ne hükümet, ne de işveren belli ki; Soma’da yaşanan felaketlerden ders çıkartmamış. Hiç kimse ders alma mod un da değil.

Felaket görüntüleri bütün dünyaya yayıldı.

Türkiye prestij kayıp ediyor. Haliyle bu da bizi üzüyor.

Özel sektörün çıkarttığı kömür devlet tarafından satın alınmaktadır.

Bunun cazibesine kapılan firmalar daha çok kömür çıkartması için işçiye yükleniyor.

İşçinin fakirliğini istismar ediyor. Emeğini sömürüyor.

Biliyor ki; işçi çalışmasa eve ekmek götüremeyecek.

İşçi bu nedenle her türlü çalışma şartlarına razı oluyor. Canından vaz geçiyor.

Geride bıraktıkları aileleri de sefil bir hayat sürmeye başlıyor.

İşte bunun adı vahşi kapitalizm dir. 

Biz Avrupalı gibi değil de Ortadoğu’lu gibi düşündüğümüz sürece olup olacağımız budur.

Avrupalı gibi düşünüp tedbir almadığımız sürece felaketler devam edecektir.

Bizler de alıştığımız gibi ölenlerin arkasından sızlanmaya, ağlamaya devam edeceğiz.

Almanya’da 1968 den beri hiç maden kazası olmamış.

Allah rızası için gidin Almanya bu işi nasıl yapıyor bir bakın ve öğrenin.

Bunu da mı beceremiyorsunuz? Devletin bütün imkanları elinizde.

Cumhurbaşkanı veya başbakanın görev için bakanlara şunu mu demesi bekleniyor.

Almanya’ya gidin madenciliği öğrenin diye emir mi vermesi gerekiyor.

Maalesef rant tutkusu insan hayatının önüne geçti. Bu insanlığın kayıp oluşudur.

Yaşanılan bu felaketler denetim yapıldığı halde oluyorsa denetim de zafiyet vardır.

Bu zafiyet devlete aittir. Derhal soruşturulmalıdır.

İşçilerin  başına gelen fakirliktendir.

Unutulmasın ki; ölen garibanların  elleri onları ölüme götürenlerin yakasını bırakmayacaktır.

Daima vicdanlarını kanatacaktır.

Maden mühendislerinin durumları da çok farklı değil. Onlarda risk altında görev yapıyor.

Devlet gerekli tedbirleri almadan çıkartılan kömürü almıyorum dese bu iş çözülür.

İşveren hemen bütün tedbirleri alır.

Şu da çözüm olabilir. Kömür madenlerini artık devlet işletsin.

Özel sektöre vermesin. Tedbir almıyor diye işverenleri suçlamasın.

Pahalıya mal olacaksa olsun. Çünkü insan hayatı paradan daha kıymetlidir.

Korkusuzlar mı? bilgisizler mi?

Avrupalı maden ocağına girmek isteyenlere 80 saat, yani 10 gün eğitim veriliyormuş.

Türkiye’de kaç saat eğitim veriliyor bilen var mı?

Çok okuyan yazan birisi olmama rağmen ben bilmiyorum.

Bizim devlet erkanı destursuz maden ocağına  giriyor ve kan ter içinde çıkıyor.

Gene sormadan geçemiyorum. Bu tedbirsizlik mi, yoksa tevekkül mü?   

Devlet erkanı içeride iken göçük olsa ne yapacaksınız? Bu insanlar risk edilir mi?

Bu riskli hareket bile ülkemiz de insanların değersiz olduğunu gösteriyor.

Bu akılla, mantıkla ve tedbirle izah edilebilir bir durum değildir.

Hala hayretler içerisindeyim!!!!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurettin Abacıoglu Arşivi