Prof. Dr. Ahmet Kıymaz

Prof. Dr. Ahmet Kıymaz

Düşünceler ve Temenniler

Hayatın her aşamasında, birey ve toplum düzeyinde rahatlık, mutluluk, başarı ve huzur isteniyorsa; "olmazsa olmazlarımızın başında neler gelmelidir? diye zaman zaman düşünmekteyim.

Evet, neler gelmelidir? Para mı, makam gücü mü, şöhret mi? Yoksa; akıl mı, ilim mi, liyakat mı, sadakat mi, samimiyet mi, tevekkülle birlikte gayret mi?

***

Aklın, ilmin, liyakatin ölçü alınmadığı, sadakatin, samimiyetin, tevekkül ve gayretli çalışmanın bulunmadığı hangi yerde rahatlık, mutluluk, başarı ve huzur olabilmiştir? İlme ve liyakate değer vermeyen; akıldan ziyade, hurafelere, bağnazlıklara yol veren hangi dernek, vakıf veya siyasî parti ebed müddet başarılı olabilmiş ve sonraki nesillerin gönüllerinde kalıcı eserler oluşturabilmiştir?

Ülkemiz, zor bir dönemden geçmektedir. Toplumsal sorunlarımız tedricen artmaktadır. İktisadî, siyasî sorunların tedricen artmasından ziyade, şiddetli bir kültürel bozulma ile karşı karşıyayız. Üzerinde durmak istediğim meyve-sebze pazarlarındaki yüksek fiyat artışları değildir. Bugün patlıcanın, biberin, soğanın fiyatlarının el yakar olması, tabii ki önemlidir. Aylık geliri 5000 lira olan ailenin yoksulluk sınırında olması, yoksulun daha yoksul, zenginin de daha zengin olması da sosyal adalet açısından önemli bir toplumsal sorundur. Lâkin, bütün bu sorunlar, nitelikli yöneticilerin görev başında olması ile birkaç yıl içinde çözülebilir. Çok daha uzun zamanlar içinde çözülmesi zor olan kalıcı sorunlar ise, ülkemiz ve milletimiz açısından daha önemli görülmelidir.

Tokatlı bir hanım vatandaşın "Açım, aç; ekmek istiyorum." haykırışı, Mamaklı bir başka hanım vatandaşın, gelir dengesinin olmayışını yüksek sesle dillendirişi, işsizliğin geçmiş yıllara göre daha çok artması, rantiye amaçlı çarpık kentleşmenin önüne geçilemeyişi gibi sorunlar, şüphesiz ki çok önemli. Milletin ekserisi, pazara yansıması ile son aylardaki ekonomik sorunların farkına vardı, diyebiliriz. BUNUNLA BİRLİKTE ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZİN GELECEĞİ AÇISINDAN DAHA ÖNEMLİ TEMEL KALICI SORUNLARI HENÜZ FARK ETMİŞ DURUMDA DEĞİLDİR. BU NEDENLE, BU TÜRDEN SORUNLARIN MİLLETİMİZ TARAFINDAN FARK EDİLMESİ VE MİLLETİN FERASET VE BASİRETİNİ DE ASIL BU SORUNLAR ÜZERİNDE YOĞUNLAŞTIRMASI DİLEĞİMİZDİR.

***

Peki, nedir? Asıl temel ve kalıcı toplumsal sorunlarımız nelerdir?

Düşüncem ve kanaatim şudur ki;

  • MÜNAFIKLIK, tarihte hiç olmadık düzeyde artmış bulunmaktadır. Başta, takke, sırtta cübbe, elde tespih, dilde İslâmî literatürdeki kelimeler ile ihale takibi, tahmin edilemeyecek boyutlara varmıştır.
  • Şirke varacak dinî söylemler, siyasîlerimizin, bürokratlarımızın ve akademisyenlerimizin dilinden düşmez olmuştur.
  • Bir partiye oy vermek veya vermemek cenneti kazanmak, cehennemden uzak durmakla eşdeğer tutulmuştur.
  • Liyakatten ziyade, sadakat ve "adamın adamı olmak" ilkesi önem kazanmıştır.
  • İktidar veya muhalefet parti liderleri, temsilcileri; ağzı açılmadık küfürler ve hakaretlerle birbirlerini suçlar duruma gelmişlerdir. Siyasetçilerin birbirleri için lâyık gördüğü kötü söylemler; toplum düzeyinde çok olumsuz yansımalarını bulmaktadır. Bu durum ise, toplumda giderek büyüyecek bir kargaşaya zemin hazırlamaktadır.

***

En çok ihtiyacımız millî bütünlüğümüzü sağlamaktır. Bu yolda Sayın ERDOĞAN Sayın KILIÇDAROĞLU, Sayın BAHÇELİ başta olmak üzere, bütün liderlere ve belediye başkanı adaylarına büyük görevler düşmektedir. Siyasette tabii ki, eleştiriler olacaktır; muarızlara yönelik eksiklikler, yanlışlıklar dile getirilecektir. Lâkin, kırıcı, hakaret içeren sözlerden ne kadar uzak durulursa, o kadar toplumsal birlikteliğimiz de artacak ve güçlenecek demektir. Aksi takdirde, kaybedenler sadece siyasîler olmayacak, negatif enerji yüklü insanlar arasındaki tedirginlik ve huzursuzluk artacak anlamındadır. Bu ise, ülkemizdeki doğal veya yapay toplumsal sorunlarımızın katmerleşmesi demektir ki, sonuçta millî bütünlük yara alacaktır.

31 Mart yerel seçimlerinde sonucun ne olacağını kestirmek zordur. Bildiğim ve hissettiğim bir şey varsa AK PARTİ, bu seçimlerde istediğini bulamayacaktır, kanaatindeyim. 2017 referandumunda ve 2018 genel seçimlerinde tv. konuşmalarımda ve yazılarımda Sayın ERDOĞAN'ın mutlaka mitinglerde kendini göstermesini ve varlığını ortaya koymasını istemiş, düşüncelerimi basın yoluyla paylaşmıştım.  Aksi takdirde, gerek referandumda gerekse seçimlerde AK PARTİ'nin başarılı olamayacağını ifade etmiştim. Çünkü, Sayın ERDOĞAN sevdalılarının parti teşkilâtlarından hoşnutsuz olduğunu hissediyordum.

***

Düşüncem ve kanaatim şudur ki;

Önümüzdeki yerel seçimler için, ifade etmem gerekirse, Sayın ERDOĞAN ne kadar varlığını ortaya koyarsa koysun, ne kadar miting meydanlarında milletle birlikte olursa olsun, bu seçimler AK PARTİ için umulduğundan daha az başarı getirecektir, diye düşünmekteyim. Çünkü, Sayın ERDOĞAN, geçmiş yıllara göre, millet düzeyinde teveccühünü azalttı, inancındayım.  AK PARTİ'ye olan teveccühün azalma sebepleri olarak; EKONOMİDEKİ İSTİKRARSIZLIK, İŞSİZLİK, SURİYE ve SURİYELİLER konusunda alınan yanlış kararlar başı çekiyor gibi görünse de; daha çok rantiyeciliğin önlenememesi, adaletli ekonomik dağılımın olmaması ve liyakatsizliğin devam etmesi inancının millet nezdinde daha çok taraftar bulması olarak görüyorum.

***

Gerek iktidar, gerekse muhalefet parti yöneticilerinin, parti adaylarının önümüzdeki seçim döneminde birleştirici ve yapıcı söylemlere önem vermelerini, esas itibariyle ŞEHİRLERİMİZ YARARINA PROJELERİYLE TOPLUM HUZURUNA ÇIKMALARINI yürekten diliyorum. Ancak, bu şekilde güzel bir seçim dönemi yaşayacağımızı, aksi takdirde yeni toplumsal sorunların çıkmasına istemeden de olsa zemin hazırlanacağı kanaatindeyim.

Duam ve temennim şudur:

İyi ve olumlu düşünelim ve olumlu enerji yansıtalım. Millete daha çok hizmet yapacak kimler ise onlar başarılı olsun...

Aklından emin olanlar; para, makam, şöhret peşindekiler  kaybetsin...

Aklı, ilmi, liyakati, samimiyeti ve gayreti ölçü alanlar kazansın...

Selâm ve saygılarımla...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Ahmet Kıymaz Arşivi