Veli KARALAR
Ermeni Dölleri!
Kahramanmaraş Anadolu Coğrafyası’nda, tarihi itibarı ile Ermeniler’le en çok hem hal olmuş şehirlerden birisidir. (Bazı kaynaklar, Ermenilerin 1060’lı yıllarda bölgeye gelerek yerleştiklerini yazar.)
Ancak ne yazık ki, buna paralel olarak Ermeniler, Selçuklular’dan bu yana, Türk ve Müslüman nüfusla en çok çatışmış, her fırsatta baş kaldırmış, isyan etmiş bir millettir de aynı zamanda. Yani “Maraş’ın Ermrenler’le güzel bir anısı yoktur” diyecek kadar…
Bölgenin en önemli Ermeni Şehri “Zeytun”da (Süleymanlı) sayısız isyanlar çıkarmışlar ve sık sık çevre köylerde yaşayan Müslüman Türkler’e saldırarak, onlara katliamlar uygulamışlar, yerlerinden yurtlarından etmişlerdir.
Ta ki, “Son Ermeni” de “Zeytun”dan def edilinceye kadar…
Yine “1. Dünya Savaşı”ndan sonra, Maraş’ın işgal altında olduğu yıllarda da, asırlardır bu topraklarda yaşayan ve “dost gibi” görünen Ermeniler, bizleri sırtımızdan hançerleyen ilk millet olmuştur. Özellikle İngilizler’in gidip, Fransızlar’ın gelmesiyle birlikte iyice zıvanadan çıkan Ermeniler, işi Müslüman Türk kadınlarının namusuna el uzatmaya kadar vardırmışlardır.
***
Şimdi, tarihte Ermenilerin sürekli hamiliğini yapan Fransızlar, sözde “Ermeni Soykırım Tasarısı”nı kabul ederek bir kez daha bu vazifelerini yerlerine getirmiş oldular.
Onlara söyleyecek sözümüz yok. Adı üstünde, biri Fransız, diğeri Ermeni!
Eskilerin, çok kötü insanlar için kullandıkları “Ermeni”,“Ermeni tohumu” ve “Ermeni dölü” sözleri boşuna değil.
Ermeni, “Ermeniliğinden” asla vazgeçmeyeceği gibi, “Kahpe Fransızlar” da bir kez daha görüldü ki kahpeliklerinden vazgeçmeyecekler. Hatta ne kadar “kahpe” olduklarını önce parlamentoda, daha sonra ise senatoda sözde“Soykırım Tasarısı”nı kabul ederek tüm Dünya’ya bir kez daha ilan ettiler.
Peki biz, boş mu duracağız?
***
Önümüzde 12 Şubat Kurtuluş Bayramı var.
Eskiden, bayramlarda gerçekleştirilen canlandırmalarda, kaleye Fransız Bayrağı çekilir, daha sonra ise hücum eden Maraşlılar tarafından indirilerek yerine Türk Bayrağı asılırdı. “Asılırdı” diyorum çünkü, son yıllarda artık bu yapılmıyor.
Peki ne yapılıyor?
Fransız Bayrağı yerine beyaz bir bez parçası kullanılıyor o kadar!!
Ne adına?
Sırf, “Fransızlar incinmesin” adına...
“Yalakalık” adına...
“Avrupa birliği” adına…
“Çağdaşlık” adına…
“Küreselleşme” adına…
“Globalleşme” adına..
Sözde “Ekonomik çıkarlar” adına…
Hangi işgüzar yetkilinin akıl ürünüdür bu uygulama bilmiyorum ama, umarım bunu düşünenler sözde “Soykırım Yasası”nın Fransız Senatosu’nda kabul edilmesinden sonra şimdi bir kez daha düşünüyorlardır.
Düşünmüyorlarsa zaten bir “sorun” var demektir. Düşünmüyorlarsa zaten bir “art niyet” var demektir.
Herkes ne der, ne düşünür ama ben bunu “böyle” anlarım. Hele hele şu an, şu saatten sonra bana kimse aksi yönde “maval” okumaya kalkmasın!
***
Biz, “Aman Fransız dostlarımız incinmesin”, “Ermeni dostlarımız üzülmesin” diye bayraklarını temsili olarak bile(!!) indirmezken, neredeyse Sütçü İmam olayını bile unutturmaya çalışırken, onlar birleşip bize en ağır darbeyi indirdiler.
Şimdi yapılması gereken; bu karar yeniden gözden geçirilerek, hemen önümüzdeki bayramdan itibaren eski uygulamaya geri dönülmesidir. Yaşanan olaylar eskiden olduğu gibi tüm gerçekleriyle ve ruhuna uygun olarak canlandırılmalıdır.
Tamam, biz burada Fransız Bayrağı’nı yaksak da, yırtsak da o kahpe milletin ruhu duymayacak bunu biliyorum. Ama, en azından yeni yetişen nesil o bayrağı görsün. O bayrağı görsün ve şimdi parlamentosunda soykırım yasasını kabul eden Fransızlar’ın bir zamanlar buralara gelip memleketimizi işgal ettiğini unutmasın.
***
Hatırlar mısınız; dört yıl önce kutladığımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’ünde katıldığı bir kurtuluş bayramı sonrası bazı gazeteler törenlere atıfta bulunarak; “Yurtta sulh; cihanda sulh bu mu?”, “Ermeni’yi de işe karıştırdılar” şeklinde başlıklar atarak canlandırmalardan rahatsızlık duymuşlardı. O gazetelerden biri Aydın Doğan’ın gazetesi Posta’ydı. Ve ben o gün “Posta Ermeni Postası mı?” başlığında bir yazı kaleme almıştım.
***
Hadi bu sene, en azından farklı bir şeyler yapalım.
Örneğin öyle bir kutlama programı hazırlayalım ki; içimizdeki “Ermeni Dölleri” kudursun. Öyle bir bayram kutlayalım ki; sesi, tâ Erivan’dan duyulsun.
Kahpe Fransızlar’ı memleketimizden kovmamız şerefine öyle bir şenlik yapalım ki; değil “Ermeni postaları”, değil “hepiciklerinin ermeni olduğunu haykıran zırtapozlar”, Şerefsiz Sarkozy bile yatağından zıplasın.
Bunu, yapabiliriz.
Büyük bir devlet yetkilisinin törenlere katılıp, böylesine anlamlı bir günde Dünya’ya Kahramanmaraş’tan mesaj vermesi çok ses getirebilir.
Nacizane, bizimkisi bir fikir tabi.
Sevgi ve muhabbetle kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.