Ömür geçiyor.
Ölümlü dünya dönüyor.
Başka bir deyişle “Hayat devam ediyor.”
Geçim derdi, siyaset, seçimler falan...
Bunları bir kenara bırakıp sakinleşin.
Nefes alın.
Ve şükredin.
***
Sık sık uyarıyorum.
“Fark edin nimetleri”
Ot gibi yaşayıp gitmeyin.
Allah’ın nimetleri sonsuz…
Fark etmeye ömür yetmez.
Çok fark edin, çok şükredin.
***
Yarın Ankara'da kongre var.
Arkasından Cumhurbaşkanlığı yemin töreni...
Ve hemen akabinde yeni bakanlar kurulu...
Bütün bu durumları bir kenara bırakın.
Etrafınıza bakıp nimetleri görmeye çalışın.
Dostlarınızı arayın veya ziyaret edin.
Veyahut kısa bir gezi yapın.
Örneğin Ahır Dağı’na doğru yola çıkın.
Yol kenarları sedir ve akasya ağaçlarıyla dolu...
Muhteşem manzaralar göreceksiniz...
Şehre yukardan bakmanın keyfini alacaksınız.
***
Bu fırsatları kaçırmayın.
Alın çoluğu çocuğu ve çıkın dağa.
Akşam beşten sonra da olur.
Yani iş bahane değil.
Biraz domates biraz salatalık…
Hadi biraz da peynir…
Cennet’te bir fakir sofrası…
***
Mutluluk kapınızın önünde…
Cennet burnunuzun dibinde…
İster zengin ol ister fukara.
Yeter ki nimetleri fark et...
Ömür sınırlı.
Sayılı gün çabuk geçer.
***
Tekrar ediyorum;
“Nimetleri fark et ve şükret”
İnsan olmanın yolu buradan geçer.
Ot bile rüzgârda sallanarak şükreder.
Halindeki en ufak değişiklikle mutlu olur.
Biz ot gibi yere bağlı değiliz.
Nimetleri arayalım bulalım.
Mutluluğu yakalayalım.
Belki de bu son şansınız.
Zamanınız ha bitti ha bitecek...
Yine bir sala veriliyor...
Kulak verin bakalım kim gitmiş?
İyi günler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.