Gönül Engel Dinlemez Kendini Öğrencilerine Adayan Adam

CEMALETTİN BAŞKAPAN

Fizyoterapist olarak mezun olduğunda hayata dair birçok hayalleri vardı. Ailesiyle birlikte Mersin’de yaşıyordu ama ağabeyleri  Kahramanmaraş’a yerleştikleri için kendi de zaman zaman ağabeyinin yanına geliyordu.   

Onun için Kahramanmaraş sanki ikinci adresi olmuştu. İdeallerini bir an önce gerçekleştirebilmek için çalışması gerekiyordu. Devlet kapısını hiç beklemedi, Kahramanmaraş’ta mesleğini icra edebileceği özel bir Rehabilitasyon Merkezinde fizyoterapist olarak çalışmaya başladı.

Öğrencilerini o kadar çok seviyordu ki onları bir engelli otizm hastası değil de sanki bir arkadaş gibi görüyordu. Yunus’ca düşünüyor, yaratılanı yaratandan ötürü seviyordu.          

Ailesi ona “Artık işin de oldu, evlendirelim seni, çevrende yakınlık kurduğun biri var mı?” dediğinde; onun zihninde, yardıma muhtaç öğrencilerinden başka hiç kimse yoktu. Daha önce bu konuları annesiyle rahat rahat konuştuğu halde bu defa hiç cevap verememişti, yutkunup kalmıştı.

Kader, sanki onu öğrencileriyle ayrı kalmasını istemiyordu. Büyük bir sınav yaşıyordu. Gençti, yakışıklıydı,  iyi bir üniversite bitirmiş, güzel bir mesleği vardı. Güzel bir hanımla rahat rahat evlenebilecekken, O, bütün bu güzellikleri göz ardı etti,  gönlünü bambaşka bir güzele kaptırdı.

O hiç kimseyi dinlemedi. Ailesinin, arkadaşlarının, yakınlarının tüm ısrarlarına rağmen O fikrini hiç değiştirmedi. O, sadece gönlünü dinledi; bir ömrü, tekerlekli sandalye ile geçirecek engelli bir hanımla evlenmeyi tercih etti.

img-20190110-wa0019.jpg

Onu çok iyi tanıyordu. Zira görev yaptığı okulun engelli öğrencilerindendi. Kader her iki gönlü birbirine sevdirince bütün engeller bu izdivaca engel olamadı.

Evlendiğinde o kadar mutluydu ki… Doğacak çocuklarına, eşinin hastalığı irsi olarak evlatlarına geçeceğini bildiği halde, O, kadere rıza göstermiş, evlat sahibi olmuştu. Bir oğlu, bir kızı dünyaya geldiğinde, kendini dünyanın en bahtiyar insanı olarak görüyordu.

Yeni ev almışlardı. Evin iç dizaynını engelli eşinin fiziki durumuna göre tanzim ettirmişti. Elektrik düğmelerini, mutfak tezgahını ve dolapları onun uzanacağı şekilde yaptırmıştı. Çoğu defa onu kucağına alıp eve çıkardığı da oluyordu.  

Bu mutluluk uzun sürmemişti. Çok sevdiği eşi, dokuz yaşındaki kızını, yedi yaşındaki oğlunu ve kendine deli gibi aşık bir kalbi de geride bırakarak Hakk’a yürüdü. Takdiri ilahi öyle tecelli etmişti.

Bu ayrılık ona o kadar çok dokunmuştu ki, çok sevdiği eşinin vefatının ardından inzivaya çekildi, sanki hayata küsmüştü. Evinden okuluna, okulundan evine gidip geliyordu. Kendini, eşiyle aynı kaderi paylaşan hasta oğluna ve sağlıklı kızına adamıştı.

Onların eğitimleriyle ve oğlunun hastalığıyla ilgileniyordu. Okulda, teneffüslere dahi dışarıya çıkmadan öğrencileriyle baş başaydı.

Eşinin vefatı üzerinden dört yıl geçmişti ki… Görev yaptığı Kahramanmaraş Sevinç Yağmuru Özel Rehabilitasyon Merkezi’nin Kurucu Müdürü Osman Demirci, 3 Ocak 2019 günü, sosyal medya üzerinden şu paylaşımı yapmıştı:

“Bu gün okulumuzun en acı günlerinden birini yaşıyoruz. Çok değerli Fizyoterapist arkadaşımız Cemalettin Başkapan, geçirdiği ani kalp krizi sonrası Hakkın Rahmetine kavuşmuştur.”

Kader-i İlahi, Cemalettin Başkapan için, öyle murad olunmuştu. Onu sevenler, ailesi, dostları, çalışma arkadaşları, bilhassa öksüz ve yetim kalan evlatları  elbette ki çok özleyecekler.

Fakat “Mevt idam değil, hiçlik değil, fenâ değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedî değil, adem değil, tesadüf değil, fâilsiz bir in’idam değil. Belki, bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır.” .

Öğrencilerine gelince, Onlarda çok özleyecekler ama Sevinç Yağmuru Okullarında, tedavi gördükleri fizyoterapi derslerine her sınıfa girdiklerinde, kapı üzerinde artık onun ismini okuyacaklar “Fzt. Cemalettin Başkapan Fizyoterapi Ünitesi”

Allah Rahmet eylesin, Sevenlerinin başı sağ olsun.

Selam ve sevgilerle. 

         

img-20190110-wa0020.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali AVGIN Arşivi