Veli KARALAR
Kasetli Demokrasi
Bir iki gün evvel 1996 yılına ait, sözde tarikat lideri (Hüseyin Üzmez’in kankası) Müslüm Gündüz’ün “basılma” görüntülerini bir daha izledim. MHP kasetleri ve medyanın tutumuna dikkat çekmek üzere bir internet sitesi, yayınladı…
Topluma kasetle nizam vermeyi meslek edinmiş alçaklar, 28 Şubat’a giden yolda iyi icra etmişlerdi mesleklerini. Tıpkı şimdi, Ak Parti Hükümeti’nin başına “çorap” örmek ve CHP’yi iktidar yapmak için MHP kasetlerini piyasaya süren alçaklar gibi.
Ve tıpkı “engel” olarak gördükleri Baykal’ı CHP’den yine bir kasetle uzaklaştırdıkları gibi!
***
O günün konjonktürü oydu bu günün kü bu!
Ama, o günkü görüntüleri hayretle izledim. O günkü medyanın tavırları karşısında dondum kaldım bir kez daha.
Zaten görüntülere de yansıyor.
Gündüz’ün, Fadime Şahin’le aşk yaptığı (Hüseyin Üzmez’e ait olduğu iddia edilen) ev basılıyor. İçeriye dalıyor, polisi, gazetecisi…
Adam çıplak. İşgüzar polisler nerdeyse giyinmeden götürecekler adamı!
Kimisi saçlarından çekiyor, kimisi bilmem neresinden..
Bir basın mensubu (belli ki önceden görevlendirilmiş) sert tavırlarla mikrofonu Gündüz’ün ağzına sokarak ayaküstü sorguya alıyor ve nerdeyse yargılayıp infaz edecek!!
***
Ve şimdi..
O günlerde kendilerine verilen görevi eksiksiz yerine getirenler bu gün MHP kasetleri karşısında ne yapıyorlar sahi??
O günlerde “zil takıp oynayanlar”, “mal bulmuş magrubi gibi sevinenler” şimdi dürüst basın rolüne soyundular…
“Dut yemiş bülbül”e döndüler!
Ahlaklı, şerefli, objektif, dürüst, bu tür işlerden prim beklemeyen basın ayaklarına yatıyorlar. Ya da gerçekten öyle oldular.
Ha, şimdi yaptıkları kesinlikle “doğru”.
Keşke o zamanda aynı doğru yerde durmasını bilselerdi.
Peki, çıkan kasetler MHP’lilerin değil de Ak Partililer’in olsaydı aynı şerefli tavrı gösterebilecekler miydi?
HİÇ ZANNETMİYORUM!!
Hele Enerji Bakanı’nın da dediği gibi, “sanki silah zoruyla kadınların koyunlarına sokulmuşlar gibi” bir hava estirilince…
***
Daha önce defalarca yazdım. Siyasetle uğraşan kişiler eline, diline, beline iki kere dikkat etmeli diye.
Etmeyenleri görüyoruz.
Birileri “belinin” zaafına yenik düşüyor, birileri de o zaaftan çok güzel yarar sağlıyor. Kullanıyor!
Baykal “belden” gitti!
MHP “belden” sarsılıyor.
Ve belki de bilmediğimiz daha ne “kahramanlar” var, kasetleri olan.
“Belden” gidecek olan…
***
Kasetlerin siyaset malzemesi yapılması ne kadar yanlışsa, ahlaki boyutunun irdelenmemesi ve gözden kaçırılması da o kadar yanlıştır.
Diyeceğiz ki “yahu bir sepette elbet bir-iki çürük yumurta olabilir”
Tamam.
Ama bir adam size bir sepet yumurta satmayı düşünüyorsa ve o sepette on adet çürük yumurta varsa bu işte bir terslik var demektir.
Ve hele o çürükler en üstteyse..!!
(…..???)
***
Bir parti düşünün ki, “A-TAKIMI” diye tabir edilen bazı üst düzey yöneticileri “gayri ahlaki” ve “gayri meşru” ilişki içindeler!…
Tamam, insanlar nefislerine yenilebilirler.. Bu konuda Allah’a hesap verecek olanlarda kendileri. Ama “milliyetçi-muhafazakar” olduğu iddia edilen bir partinin, bir çok üst düzey yöneticisi böyle bir durumla halkın karşısına çıkınca halk bunu sorgular.
Sorgulamalı!!
***
İnanın MHP tabanı bütün bunları hak etmiyor.
Yazık çok yazık.
Ya kaseti ilk çıkan Recai Yıldırım’ın, temsil ettiğini iddia ettiği ve oylarına talip olduğu sağ seçmene ettiği “SAĞ SEÇMEN YUVARLAK, SAĞ SEÇMAN KAYPAK” küfürlerine ne diyeceğiz?
MHP tabanın bir kere daha düşünmesi gerekir…
Kendilerini temsil ettiklerine inandıkları insanların, kendiler hakkında ne düşündükleri açısından...
Kendilerini nasıl gördükleri açısından…
Geç sayılmaz!
***
Son olarak;
“Ergenekon Terör Örgütü”nün iş dünyası ve finans ayakları da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.
Koç Holding-İnan Kıraç-CHP-Baykal-Kaset-son patlama…
Garip ve gizemli ilişkiler…
Siz anladınız onu…
Sevgiyle kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.