Esat BEŞER
Kültürel Bozulma
Toplumların birtakım ihtiyaçları vardır. Ki; bunları karşılama biçimi, kültürlerini oluşturur.
Maddi ve manevi olmak üzere, kültürün iki yönü vardır.
İnsanın ürettikleri, o toplumun maddi kültürünü; gelenek, görenek, inanç, beklenti ve topluma biçim veren diğer tüm özellikleri ise, manevi kültürünü oluşturur.
İnsanlar, bireysel veya toplumsal sorunlarının çözümlenmesinde, tüm öğeleriyle birlikte, içinde bulundukları kültürden yararlanmaktadırlar.
Kişi, toplum yapısı ve kültür, birbirinden katiyen ayrılmaz. Tam tersine, birbirini karşılıklı olarak etkiler.
Toplumun bir kesimi, değişik ve yeni bir kültürü benimseyip, bu yönde, yaşam biçimini değiştirebilir. Toplumun bir başka kesimi ise, bu değişik yeni kültürü benimsemeyebilir. Bu nedenle, aynı toplum içinde yaşayan bu iki kesim arasında, ayrışma ve dolayısıyla, çatışma oluşmaya başlayacaktır.
Hızlı nüfus artışı, kırsal bölgelerden büyük şehirlere göç ve bunun neticesi; gecekondu yapılanması, işsizlik ve enflasyon sorunuyla, yönetimlerin ülke sorunlarına çözüm bulamaması ve çeşitli dış faktörlerin de etkisiyle, toplumlar arasında kültürel çatışma ortaya çıkmaktadır. Ki; bu durum, yozlaşmaya ve kimi toplum kesiminin ulusal kültürden kopmasına neden olmaktadır. Bunun sonucu; toplumda yer alan ortak davranış kalıpları ve toplumsal kurallar, geçerliliğini yitirmeye başlayacaktır ve bu kuralların yerine yenileri de konamayacağından, toplumda, kavram kargaşası kaçınılmaz yaşanacaktır.
Kavram kargaşası ise, bireylerin kültürel değerlerinin yozlaşmasına yol açacaktır. Bireyler, boşluğa düşüp, yeni kimlik arayışına başlayacaktır.
Kültürel çatışmaların yaşandığı bir toplumda, liderlere, yöneticilere, toplumsal kurum ve kuruluşlara karşı güven duygusu azalacak ve veya tamamıyla kaybolacaktır.
Seçilmiş veya atanmış yöneticiler de topluma karşı yabancılaşacaktır.
Toplumun bütünleşmesini sağlayan aile, okul, meslek örgütleri ve siyasi partiler de işlevini yapamaz olacaktır.
İşsizlik, dengesiz gelir dağılımı, gecekondu yaşamı, arabesk anlayışı, argo sözcüklerin yaygın kullanımı ve şüphesiz medyadaki eğlence kültürü, kültürel yozlaşmaya etken oluşturmaktadır.
Başta medya olmak üzere, bazı eğitim kurumları ve toplumda tanınan bazı önemli kişiler de bilerek veya bilmeyerek, kültürel yozlaşmaya ivme kazandırmışlardır.
Kültürel yozlaşma sonucu; bazı kişiler, kendilerini dışlanmış hissedecek ve ümitsizliğe sürükleneceklerdir. Dahası, topluma ve devlete, idarecilere ve milli değerlere karşı duydukları saygı, günbegün azalacaktır.
Kültürel yozlaşmayla, “Neme lazım?” felsefesi de yaygınlaşacaktır.
Medeniyetler yolunda, başarı, yenilikleri kavrayıp uygulamaya ve yenileşmeye bağlıdır. Toplumun yaşayışında, bilim ve teknoloji alanında başarılı olmak için, tek ilerleme ve gelişme yolu budur. Hayatta hâkim olan hükümlerin zamanla değişmesi, gelişmesi ve yenileşmesi zorunludur.
Medeniyetin yeni buluşları, teknolojinin harikaları, dünyayı değişmeden değişmeye sürükleyip durduğu bir dönemde, yüzyılların eskittiği köhne zihniyetlerle, geçmişe saplanmakla, varlığımızı korumak mümkün değildir.
Çağdaş uygarlık, hiçbir ülkenin veya ülkeler topluluğunun malı olarak görülemez. Bu uygarlık, hiçbir ülkenin veya ülkeler topluluğunun, hiçbir coğrafi bölgenin tekelinde değildir.
İnsan aklının eseri olan uygarlık, tüm insanlığın malıdır.
Çağdaş uygarlık, binlerce yıl süren gelişmeler sonucunda insan aklının, bilim ve teknolojinin katkısıyla ortaya çıkan, tüm insanlığın eseri ve malı olan uygarlıktır.
Yaşamak isteyen hiçbir millet, insanlığın ortak malı olan bu uygarlığı yok sayamaz. Yükselip ilerlemek isteyen hiçbir millet, çağdaş uygarlıktan yararlanmayı ihmal edemez ve kendisini çağdaş uygarlığın dışında tutamaz.
İnsanoğlunun amacı; gelişmek, ilerlemek, daha iyiye ve daha güzele ulaşmaktır. Her insan, kendi çevresi içinde ve çevresi olanaklarına göre, bu amaca ulaşmak için çalışmaktadır. Maddi ve manevi olmak üzere, tüm bu faaliyetler ve çalışmalardan da pek çok değer elde edilmektedir.
Belli bir toplumda yaratılmış ve yaratılmakta olan değerler bütününe kültür denir.
Yüksek bir kültür, onun sahibi olan millete kalmaz. Diğer milletlerde de etkisini gösterecektir ve böylelikle, büyük kıtalara yayılacaktır.
Bir başka ifadeyle, çağdaş uygarlık tektir. Çünkü; bir topluluğun kültürü giderek yükselir ve diğer kültürlerin üzerine çıkabilir. Dolayısıyla, kıtalara yayılan bir uygarlık durumuna dönüşebilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.