Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Abdulbaki GÜNIŞIĞI

MÜFTÜLÜĞÜMÜZÜN DİKKATİNE

Her yaz geldiğinde aynı sorunu yaşadığımız için artık bunu yazmağa ihtiyaç duydum. Müftülüğümüz çalışanlarının, cami imam ve müezzinlerinin, cami mütevelli heyeti ve dernek yönetimlerinin bu meseleyi anlamadığını gördükten sonra en üst makama yazmam gerektiği artık aciliyet kesbetmiştir.

     Müslümanlar olarak ilim ve irfan sahibi olmak zorundayız. Öyle bir dine sahibiz ki, ilk emri oku. Öyle güzel nasihatlar sahibiyiz ki dünyada hiçbir din mensubuna nasip olmamıştır. İlim nerede ise onu alınız çünkü ilim Müslümanın kayıp malıdır diyen bir dinin mensuplarının cehaleti öyle raddeye geliyor ki, Müslüman ile ilm yan yana anılır ise abesle iştigalmi olur diyesi geliyor insanın. Son dört yüz yıldaki müsbet ilimlerde gösterdiğimiz ihmal ve tembellik bize zulm olarak dönmüştür. Türk milleti olarak bundan ders almış ve son elli yıldır fende ve tabii ilimlerde büyük ilerlemeler kat etmeye başlamışızdır. Diğer Müslüman milletlerinde aynı şekilde ilerlemesi bütün dünyada zulmü durduracak tek husus olarak durmaktadır.

       Yazımın cami, cemaat, müftülük, dernek,mütevelli ile ilgili kısmı ise işte bu fen ilminin camilerimizde nasıl kullanılacağının bilinmemesi iledir. Belki hasbel kader bazı camilerimizin zeminden ısıtılması ilme ve akla uygun olarak yapılmıştır. İşte bunu yapanlar ısınan havanın yukarıya doğru yükseldiğini ve zeminden yapılan ısınmanın çoraplar ile halıya basan insanları daha çabuk ısıtacağını düşündüler ise doğru bir iş yapılmış demektir. Aynı mantık ve aynı gerekçeler  cami içinin soğutulması için kullanılacak aletlerin seçiminde de kullanılmış olsa idi bu yazıyı yazmama gerek kalmayacaktı. Bir çok camimizde soğutucu klimalar kullanılıyor. Bazı camilerimizde ise hem klima ve hem de vantilatör birlikte kullanılıyor. Bütün bunlara rağmen cami cemaatı tamam olduğunda özellikle haziran temmuz ve eylül aylarında soğutmada başarı sağlanamıyor ise, bu hususun bilenlere sorulması ve akıl alınması gerekmez mi?  Cami ile ilgilenen kişilerin bilgisiz olması, cemaat içinden seçilen mütevellinin bilgisiz olması buna bir bahane olmamalı ve bizzat müftülük makamı tarafından ehline projelendirilerek yapılmalıdır. Her caminin yüzölçümü ve nasıl soğutulacağı hakkında makine mühendislerinden, hava ve iklim mühendislerinden bilgi alınıp ona uygun araç ve gereç ve cami içindeki pencere ve havalandırma yeniden yapılandırılmalıdır.

         Camilerimizin yüksek tavanlı yapılmasının en büyük sebebi tabii olarak soğutma yapılmasını temin için olsa da, havalar çok sıcak olup Cuma vakitleri gibi kalabalık vakitlerde soğutma tam olarak sağlanamamaktadır. Buradaki hata klimalarda değil, cami yetkilisinin bunu kullanmasını bilmemesinde yakmaktadır. Isınan havanın yukarı doğru hareket edeceğini bilmeyenler birde bunun üstüne tepe vantilatörleri çalıştırıp güya soğutma yapmak istemekte ve aslında ısınan ve yukarı çıkan havayı tekrar vantilatörler vasıtası ile cemaatın üstüne geri gönderdiklerini bilmemektedirler. Birinci meselemiz artık camilerimizde vantilatör denen aletin kullanılmamasıdır. Onun yaktığı elektrik inan zarardan başka bir şey değil. Klima meselesine gelince onunda ayarı onsekiz de tutulup klimanın kendini yıpratmasına sebeb olunmaktadır. Klima en fazla 22 dereceye indirilip, caminin yukarı katlarındaki pencereler açılıp soğutma bu şekilde sağlanmalıdır. Yukarıdaki pencerelerin açılması ile ısınan hava buradan dışarıya atılmış olur.  Alt katlardaki pencerelerin açılması demek, sürekli dışarıdan sıcak havanın içeriye girmesi ve klimanın 22 dereceyi sağlamak için aralıksız çalışması demektir. Oysa klima 22 dereceyi sağladığında otomatik olarak birkaç dakika dinlenmeye geçmeli ki buda onun ömrünü uzatacaktır. Camilerimiz de en yukarılardaki pencereler açılıp kapanmıyor ise en kısa zamanda onların açılıp kapanır hale getirilmesi ve klimaların açık olduğu sırada bu pencereler muhakkak açık olmalıdır.

        Klimanın insan nefesine ve vücut sıcaklığına karşı verdiği mücadelede hava ısınır, ısınan hava yukarı doğru çıkar ve açık olan tepe pencerelerinden dışarı çıkar. Alt pencerelerin kapalı olması ile dışarıdan sıcak hava gelmeyeceğinden, ağır olan soğuk havanın aşağı inmesi cemaatın serinlemesini sağlar. Ayrıca klimanın cemaatın üstüne vurmasına da gerek yoktur. Yukarı doğru tutulması en doğrusudur. İlk olarak yukarıya doğru çıkar gibi yapan soğuk hava kısa bir zaman içinde aşağı yönlü hareket edip, zemine doğru inecektir. Burada cemaat ile temas edip 22 derecenin üzerine çıktığı an ısındığından bu sefer yukarı doğru hareket edip açık tepe pencerelerinden camiyi terk edecek ve soğutma işlemi böylece devam edip gidecektir.

        Cuma namazlarına gittiğim bütün camilerde cami imamı veya müezzine bunu söylememe rağmen, tam tersi yapılmakta ve klimalar boşuna çalışmakta ve içeride boğucu bir hava cemaatı usandırmaktadır. Hani ilk emri oku olan bir dinin mensupları idik. Lütfen Allahın insanlar faydalansın diye yarattığı tabiat kanunlarından yararlanmayı bilelim. Vesselam.

18.06.2022

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulbaki GÜNIŞIĞI Arşivi