M.Halit AYHAN
Mü’minin Vasıflarından:Şeytan Ve Vesveselerinden Uzak Durur
Değerli Kardeşlerim bizleri yaratan yüce rabbimiz kendisine itaat etmeyen ve kıyamete kadar insanları hak yolundan saptırmaya çalışacak olan şeytandan mü’minlerin uzak durmasın vereceği vesveselerden kaçınması gerektiğini mü’minlere emretmiştir. Şunu unutmamamız gerekir ki ilk insan Hz.Adem(s.a)ile şeytanın mücadelesi başlamış ve kıyamet kopana dek son insana kadar bu mücadele devam edecektir. İlk insan Hz. Âdem ve eşi Hz. Havva’yı vesveseleriyle kendisine nasıl inandırdığı Kur’an-ı Kerim’de şöyle aktarılmaktadır.
Andolsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, “Adem için saygı ile eğilin” dedik. İblisten başka hepsi saygı ile eğildiler. O, saygı ile eğilenlerden olmadı. Allah, “Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?” dedi. (O da) “Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın” dedi. Allah, “Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın” dedi. Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver.” Allah da, “Sen süre verilenlerdensin” dedi. Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.” “Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın.” Allah dedi ki: “Yerilmiş ve kovulmuş olarak çık oradan. Andolsun, onlardan sana kim uyarsa sizin, hepinizi cehenneme doldururum.” “Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.” Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedi kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.” “Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim” diye de onlara yemin etti. Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rableri onlara, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi. (Araf, 11-22)
Mü’minin bilmesi gereken önemli hususlardan biride şeytan vesveseleriyle mü’mini aldatıp yoldan çıkartmak için çaba sarfeder.Daha sonra ise yoldan çıkardığı insanlarla asla birlikte olmaz.
Şeytanın durumu gibi; çünkü insana "inkar et" dedi, inkar edince de: "Gerçek şu ki ben senden uzağım, doğrusu ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım" dedi. (Haşr Suresi, 16)
"Bugün sizi insanlardan bozguna uğratacak kimse yoktur ve ben de sizin yardımcınızım" demişti. Ne zaman ki, iki topluluk birbirini görür oldu (karşılaştı) o, iki topuğu üstünde geri döndü ve: "Şüphesiz ben sizden uzağım. Çünkü ben sizin görmediğinizi görüyorum, ben Allah'tan da korkuyorum" dedi. Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır. (Enfal Suresi, 48)
Şeytanın mü’minleri rahatça aldattığı husus dünya hayatını o kadar güzel süsleyip mü’minleri aldatmasıdır. Şeytan Sinsi ve Yalancıdır, Gücü Yalnızca Çağırmaya Yeter (Asla günah işletmeye değil) ve Yalan Vaatlerde bulunur. Bu vaatlerle insanı yoldan çıkartmaya çalışır. Şeytan aynı zamanda azgın ve kaypaktır.Mü’minlerin şükretmesini engellemeye çalışır.Mü’mine korku vermeye çalışır.Mü’minlerin arasını bozmak için çaba gösterir. Allah(c.c)adını kullanarak mü’mini yoldan çıkartmaya çalışır. Şeytan vesveseleri ile mü’minleri birbirine düşürmek gayretindedir.Mü’minleri şüphe ve korkularla yoldan çıkartmaya çalışır. Fakirlik korkusu ile mü’mini yoldan çıkartmaya çalışır. Unutkanlık ve dargınlık vesveseleri verir. Bu hususlardaki Ayetlerse:
Dedi ki: "Rabbim, beni kışkırttığın şeye karşılık, andolsun, ben de yeryüzünde onlara, (sana başkaldırmayı ve dünya tutkularını) süsleyip-çekici göstereceğim ve onların tümünü mutlaka kışkırtıp-saptıracağım." (Hicr Suresi, 39)
İş bitirilince şeytan da diyecek ki: “Şüphesiz Allah size gerçek olanı söz verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı çıktım. Zaten benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Şüphesiz ben, daha önce sizin, beni Allah’a ortak koşmanızı kabul etmemiştim. Şüphesiz, zalimlere elem dolu bir azap vardır.” (İbrahim Suresi, 22)
İnsanlardan kimi vardır ki, hiçbir bilgisi olmadığı halde Allah hakkında tartışmaya girer ve her azgın şeytanın ardına düşer. (Hac Suresi, 3)
“Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın.” (Araf Suresi, 17)
O şeytan sizi ancak kendi dostlarından korkutuyor. Onlardan korkmayın, eğer mü’min iseniz, benden korkun. (Al-i İmran Suresi, 175)
Kullarıma söyle: (İnsanlara karşı) en güzel sözü söylesinler. Çünkü şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan insanın apaçık bir düşmanıdır. (İsra Suresi, 53)
Ey insanlar! Şüphesiz Allah’ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Sakın çok aldatıcı (Şeytan) Allah hakkında sizi aldatmasın. Şüphesiz şeytan sizin için bir düşmandır. Öyle ise (siz de) onu düşman tanıyın. O, kendi taraftarlarını ancak alevli ateşe girecek kimselerden olmaya çağırır. (Fatır Suresi, 5-6)
İki topluluğun karşılaştığı gün, içinizden yüz çevirip kaçanları, şeytan ancak yaptıkları bazı hatalardan dolayı yoldan kaydırmak istemişti. Ama yine de Allah onları affetti. Kuşkusuz Allah çok bağışlayandır, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir. (Al-i İmran Suresi ,155)
“Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim de (putlara adak için) hayvanların kulaklarını yaracaklar. Yine onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler.” Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinirse şüphesiz o, apaçık bir hüsrana düşmüştür. Şeytan onlara (birçok) va’dde bulunur ve onları kuruntulara sürükler. Oysa şeytan, ancak aldatmak için onlara vaadde bulunuyor. (Nisa Suresi, 119-120)
“Onun ve kavminin, Allah’ı bırakıp güneşe taptıklarını gördüm. Şeytan onlara yaptıklarını süslü göstermiş ve böylece onları yoldan çıkarmış. Bu yüzden de onlar doğru yolu bulamıyorlar.” (Neml Suresi, 24)
Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size, çirkinliği ve hayasızlığı emreder. Allah ise size kendi katından mağfiret ve bol nimet vadediyor. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir. (Bakara Suresi, 268)
Şeytan onları hakimiyeti altına alıp kendilerine Allah’ı anmayı unutturmuştur. İşte onlar şeytanın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, şeytanın tarafında olanlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. (Mücadele Suresi, 19)
Âyetlerimiz hakkında dedikoduya dalanları gördüğün vakit başka bir söze dalıncaya kadar onlardan yüz çevir, uzaklaş. Şayet şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra (kalk), o zalimler grubu ile beraber oturma. (En'am Suresi, 68)
Mü’min Şeytandan Allah’a (c.c.) Sığınılmalıdır:
Eğer sana şeytandan yana bir kışkırtma (vesvese veya iğva) gelirse, hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir. (Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir. (Araf Suresi, 200-201)
De ki: İnsanların Rabbine sığınırım. İnsanların Malikine, İnsanların (gerçek) ilahına; "Sinsice, kalplere vesvese ve şüphe düşürüp duran" vesvesecinin şerrinden. Ki o, insanların göğüslerine vesvese verir (içlerine kuşku, kuruntu fısıldar); Gerek cinlerden, gerekse insanlardan. (Nas Suresi, 1-6)
Değerli Kardeşlerim İlk insan Hz. Adem(s.a)ile başlayıp kıyamet kopana devan edecektir şeytanın vesveseleri. Buna karşın mü’min şeytanın vesveselerine karşı dikkatli hareket etmelidir. Şeytanın bazı silahları vardır. Şükrü engellemek, Vereceği korku, Ara bozuculuk yapmak, Allah(c.c) adını kullanarak yoldan çıkartmaya çalışmak, Vereceği vesveselerle sıkıntı içine düşürmeye çalışmak, Şüphe ve Kuruntu vererek insanın zihninde şüpheler oluşturmak, Fakirlik korkusu vererek yoldan çıkartmaya çalışmak gibi bir çok silahları vardır. En büyük amacı da Mü’mini yoldan çıkarıp kendi safına çekmeye çalışmaktır.Mü’minin unutmaması gerekende dünyanın imtihan yeri olduğu, ölümle birlikte yaşadığımız her anın hesabını vereceğimizi aklımızdan çıkartmamalıyız. Şeytanı ve bize vereceği vesveseleri elimizin tersi ile iterek Rabbimizin emrine itaat etmeliyiz. Ancak bu şekilde kurtuluşa ereceğimizi unutmamalıyız. Rabbim bizleri şeytanın şerrinden korusun. Rabbim bizleri şeytanın vesveselerinden kaçınabilmeyi nasip etsin. Rabbim bizleri kendisine layık kul, Sevgili Peygamberimize layık ümmet eylesin. AMİN.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.