Adnan GÜLLÜ
Ordular! ilk hedefiniz Akdeniz’dir! ileri!..
Atatürk, Neden ‘Ege Denizi’ değil de ‘Akdeniz’ dedi?”
Gazi Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos 1922’de sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin ardından, 1 Eylül 1922’de Büyük Taarruz için Türk ulusunun kaderini değiştiren emrini verir, “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir! İleri!..” İşte bu tarihi emrin ardından akla gelen “Neden ‘Ege Denizi’ değil de ‘Akdeniz’ dedi?” sorusunun yanıtını araştırdık.
Mustafa Kemal Paşa, bu emri verirken sadece Akdeniz'i değil, Adalar Denizi'ni de kastediyordu. Günümüzde önemini daha iyi anladığımız bu komut, 96 yıl önce ne amaçla verilmişti. Bu emir, Türk ordusunun yıldırım hızıyla ilerlemesine, yaklaşık 350-400 km olan Afyon İzmir hattını 9 gün gibi çok kısa bir sürede aşmasına neden olmuştur. Tarihçi Isaiah Friedman, Yunan Küçük Asya Ordusu'nun son günlerini şu sözlerle anlatmıştı: "Yunan ordusunu bekleyen bozgun, Armageddon Savaşı boyutlarında idi. Dört gün içinde bütün Yunan Küçük Asya Ordusu ya yok edildi ya da denize döküldü..." Tarihçilerin sunduğu belgelere göre de Anadolu'nun kaderini değiştiren, Türk Milleti'ne hürriyet, bağımsızlık ve istikbalini kazandıran askeri harekat bu kapsamda gerçekleşmiştir.
Mustafa Kemal Paşa, Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin ardından, 1 Eylül 1922'de Büyük Taarruz için Türk ulusunun kaderini değiştiren emrini verir, "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!.." Günümüz haritalarına baktığımızda ise, "Akdeniz nere, İzmir nere?" sorusunu sormadan edemiyoruz. Gazi Mustafa Kemal, 1 Eylül'de Akdeniz'i hedef göstermiş, Türk Ordusu da gereğini yapmıştı. Peki neden, ilk hedef İzmir veya Adalar Denizi dememişti? O yıllarda İzmir, Adalar Denizi'nin ve Levant (XVI. asırda milletlerarası deniz şirketleri “Levant” adını kullandığı için, bu şirketlerde çalışan veya bunları temsil eden Avrupalılara “Levanten” dendi. Zaman içinde bu tabir Osmanlı ülkesinde doğup büyüyen, burada yaşayan bütün Avrupalıları ifade eder hâle geldi. Levantenlerin yerleştiği İzmir, İstanbul, İskenderiye, Selânik, Beyrut gibi şehirler, stratejik ehemmiyeti yanında, müsait iklimi, emniyet ve huzurlu halleriyle ticaret için elverişli yerlerdi.) in en önemli liman kentiydi. Yunan askeri, İngiltere, Fransa ve Amerika'dan aldığı destekle 15 Mayıs 1919'da kente çıkmış, işgali zamanla genişleterek Batı Anadolu'nun içlerine doğru ilerlemiş ve Ankara’yı tehdit eder hale gelmişti.
MİTOLOJİDEKİ 'AEGEUS'
Ege, Mitoloji'de bir Yunan Kralı'nın adıdır. Aigeus, Aegeus ya da Egee olarak bilinen bu kral Atina Kralı Pandion'un oğlu, Theseus'un da babasıdır. Aegeus, kendini denize atarak intihar eder. Bu yüzden, Atina Körfezi yakınlarındaki sadece o deniz "Aegeus Pelagos" yani "Aegean Sea" "Ege Denizi" diye anılmaya başlanır. "Yunanlılar, Akdeniz’in bu kısmına ''Ege Denizi'' adını bilinçli olarak takmışlardır. Çünkü bölgedeki Yunan egemenliğini ve haklarını belirtmek maksadıyla ısrarla Ege Denizi deyimini kullanmaya başlamışlardır. Ancak Mustafa kemal Paşa, özellikle bu adı kabul etmediğini belirtmek için ''Akdeniz'' deyimini kullanmıştı"(Artuç, İbrahim, Yeniden Doğuş-Türk Kurtuluş Savaşı, Kastaş Yayınevi, 2.Cilt, s.471) İşte Atatürk’ün tarih bilinci…
O AKDENİZ BU AKDENİZ DEĞİL.
Tarihi Osmanlı coğrafya bilgilerine baktığımızda, Anadolu'yu kuşatan deniz; İstanbul Boğazı'na kadar Akdeniz, İstanbul Boğazı'ndan çıkınca da bütün o bölge Karadeniz olarak adlandırılmış olduğunu görürüz. Adalar Denizi, Akdeniz'in, Marmara Denizi ise Adalar Denizi'nin iç körfezi durumundadır. Bu yüzden Mustafa Kemal genel taarruz emrini, çok iyi okuduğu askerî okullarda öğrendiği gibi 'Akdeniz' kavramını kullanarak vermiş, ancak bunu söylerken bugünkü 'Akdeniz' diye bildiğimiz sahilleri kastetmemiştir. O nedenle 9 Eylül İzmir'in kurtuluşu olduğu kadar Türkiye'nin, bugün sıcak denizler olarak nitelendirilen Akdeniz'e de açıldığı gündür...
OSMANLI KAYITLARINDA DENİZİN ADI
Ege Denizi’nin XV. yüzyıl sonrası Osmanlı İmparatorluğu dönemi haritalarındaki adı Akdeniz ( Bahr-ı Sefid )’dir. Piri Reis’in 1520 yılında tamamladığı Kitab-ı Bahriye adlı eseri de dâhil olmak üzere aynı bölgeye “Adalar Denizi” de denilmektedir. Öte yandan Türk ve Osmanlı tarihi coğrafya bilgilerinin yanı sıra uluslararası kaynaklarda da bu denizin adı Adalar Denizi olarak geçmektedir. Türkleri denizlerle kaynaştıran ilk öncü, Emir Çaka Bey olmuştur. Çaka Bey, Batı'ya yönelik ilerleme sürecinde, İzmir'i ele geçirmiştir. Karşılarına çıkan bu denizi zamanla tanıyan Türkler, içinde çok sayıda ada olduğu için "Adalar Denizi" adını vermişler. Çaka Bey, İzmir'de modern bir tersane yaptırmış ve çevresini askeri bir üs haline getirmiştir. 50 parçalık ilk Türk donanmasını inşa ettirmiştir. Bu deniz kuvvetlerinin kuruluşu olarak da kabul edilmektedir. Çaka Bey'in zehirlenerek ölümünden sonra 1096'da ilk haçlı seferinin ardından Bizans kuvvetleri kenti ele geçirirler. Daha sonra Aydınoğlu Gazi Mehmet Bey, İzmir'de önce Müslümanların yaşadığı bölgeyi 1317'de, daha sonra da 1326'da gayrimüslimlerin yaşadığı sahil kesimini topraklarına katmıştır.
Osmanlı kitaplarında Avrupalı coğrafyacılar da, 1500'lü yılların başından beri bu denizi en iyi şekilde karakterize eden adalardan ötürü "Adalar Denizi" demektedirler. Abraham Ortelius adlı Flaman haritacı ve coğrafyacı tarafından 1570'te yayımlanan ilk Coğrafya Atlası'ndaki Anadolu ve Balkanlar kısmını gösteren paftasında, bu denize Adalar Denizi anlamına gelen Archipelago yazılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde Ali Tevfik tarafından 1913 yılında kaleme alınmış "Memalik-i Osmaniye'nin Coğrafyası" adlı kitapta da, bu denizin adı yine "Adalar Denizi" olarak geçer.
NEDEN ADALAR DENİZİ?
Bu konuda Emekli Koramiral Ekmel Totrakan, "Atatürk, yanılmıyorsam 1930'lara kadar adı "Adalar Denizi" olan Ege Denizi'ni de, Akdeniz'in bir parçası olduğu için ve de hedefi daha da büyük göstermek için bunu böyle söylemiştir" diye açıklıyor. Araştırmacı-Gazeteci Yılmaz Öztuna, hedef İzmir olduğu halde Atatürk'ün neden Akdeniz'i işaret ettiğini şöyle anlatıyor: "...O tarihte Ege Denizi yoktu ki, M. Kemal Paşa böyle desin! Ege Denizi'nin Osmanlı coğrafyasındaki adı öz Türkçe Adalar Denizi idi... Osmanlı ve Cumhuriyet'in 1930'lara kadar olan bütün haritalarında ve coğrafya kitaplarında Adalar Denizi görülür.
COĞRAFYA KONGRESİNDEKİ HATA
Ancak, Adalar Denizi'nin adı Haziran 1941'de Birinci Coğrafya Kongresi'nde, büyük bir yanlış yapılarak bu tarihten itibaren Ege Denizi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Daha sonraki yıllarda da bu denizin adı, Türk atlaslarında ve kitaplarında "Ege Denizi" olarak kaydedilmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 30 Ağustos 1922'de savaş alanında verdiği basit bir komut gibi düşünülse de "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" aslında bugünlere yapılan uyarıcı bir göndermedir. Sonuçta belirlenen hedef hangi deniz olursa olsun, ulu önderimiz Atatürk'ün tahmin ettiği tarihten 6 gün önce şanlı ordumuz İzmir'e girmiş ve Türk Bayrağı kentte dalgalanmaya başlamıştır.
Sonuç: Emperyalizmin tarih oyunu sessiz sedasız algı oluşturarak, kıta sahanlığı çalışmalarında Türkiye’yi zor durumda bırakmaktır. Şu ana kadar amaçlarına ulaşmış görünmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.