Ankara bürokrasisinde yeri olan şehirler hükümet yatırımlarını daha fazla alırlar.

Size bir memur tayini ile ilgili başımdan geçenleri anlatarak konuya derinlik vermek istiyorum.

“Çok yıllar önceydi. Milli Eğitim Bakanlığında bir tayin konusu var. Müsteşar bir yakınımın dostu oluyor. Ziyaret ettik. Müsteşar bizi yemeğe aldı. Bende bu iş oldu dedim. Konuyu anlattım. Sağa sola telefon açtı. Sonunda ise bunu yapmamız mümkün değil dedi.”

O moral bozukluğu ile Bakanlıkta bir iki tanıdığıma uğrayayım dedim. Daha önceleri karşılaştığım bir düşük dereceli memur dostum çaya davet etti. Odasında oturup çay içerken konuyu anlattım. Saat 14.00 gibi. Akşama kadar çözerim dedi. Evrakın tarih sayısını verdim. Orayı aradı, burayı aradı ve sonuçta da hem de müsteşarın imzası ile tayin evrakını çıkardı.

Şimdi halimize gülelim mi? Ağlayalım mı?

**

Ankara’da bu gün çay içeceğimiz üst düzey bürokratımız kalmadı. Nerede bir Maraşlı var ise o görevden alındı. Milletvekillerimiz Kahramanmaraşlı Bürokratlara sahip çıkmıyorlar. Onları gelecekte siyasi rakibi görüyor ve görevden alınmalarına ses çıkarmıyor, tepki vermiyorlar.

26 Ekim 2014 Pazar günü Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu Kahramanmaraş’a gelecek.

Sayın Başbakandan bize iki müsteşarlık 4 de Genel Müdürlük kadrosu talebinde bulunalım.

Şöyle hafızanızı bir tazeleyelim isterseniz; Fikri Şahin’in müsteşarlığı döneminde Kahramanmaraş’a gelen yatırımları hatırlayınız.

Ülkü Söylemezoğlu, Haluk Tokuçoğlu, Sefer Aycan ve adını hatırlayamadığım müsteşar ve Genel Müdürlerimiz şimdi neredeler? O yıllarda yolu Ankara’ya düşen bir Kahramanmaraşlı Bakanlıklarda çay içebileceği bir hemşeri buluyordu. Bu gün var mı? Varda biz isimlerini mi bilmiyoruz?

**

Ankara bürokrasine hakim olamayan, bürokraside ekipleri olmayan, hemşerileri olmayan şehirlerin hali ortada. Lobi yapamaz, bakanlık elde edemez, şehre istediği hizmeti alamaz, fonlardan haberi olmaz. Daha sayayım mı?

Beyler;

Sadece konuşmakla, vaad etmekle bir yere varılacağı yok artık. İl Başkanı il Başkanı gibi davranmalıdır. Kurumlar ile ilgili bilgi sahibi olmalıdır. Ödenek ve yatırımlarını bilmelidir. Eksik olan ne var ise bunu Milletvekilleriyle paylaşmalı, sorunun çözümü için çaba harcamalıdır.

Ankara ya da diğer şehirlerde bir hemşerisi var ise ve terfi etmek istiyorsa onlara sahip çıkmalıdır. Onları rakip olarak görmemelidir. Çünkü hizmeti ancak onlar eliyle alabilir.

**

Eğer bugüne kadar alışıla geldiği gibi siyaset devam edecek ise, koltuklarında oturanlar her partiye gelmek isteyenleri rakip olarak görüp aralarına koca bir duvar örecekler ise, dar alanda kısa paslaşmalar ile kendi ikbal ve geleceğini kentin geleceğinin üzerinde görüp ve bunun üzerine politika üretecek ise, makamda olacak ismin pek de önemi yoktur. Kente hizmet etmeyecek ise başkan Ali olsa ne yazar, Veli olsa ne yazar?

Bizde yazılara son verirken;

Sessiz olun Maraşlılar uyuyor! Diyerek noktayı koyarız.

Beyler sessiz olun!....