“Hristiyan dininin” egemen olduğu batı ülkelerinde ana okulu yaşına gelmiş çocuklar hafta birkaç saat kiliseye giderek dini eğitim alırlar. Avrupa’da çeşitli ülkelerde okuyan Türk ve Müslüman çocuklarının ve ailelerinin bu konularda serzenişlerini duyarız.

Son günlerde yaşayanlarının % 98’inin kimliğinde Müslüman yazan bir ülkede, okullardaki zorunlu din ve ahlak dersleri ile ilgili yapılan ilkesiz ve bir o kadarda ahlaksız yayınları görünce, insanın çıldırası geliyor.

Uyuşturucu yaşının 13’e düştüğü bu ülkede, ahlaksızlık, cinayet, kadın istismarları ile mücadele de devlet doğal olarak ahlak ve dini ögeleri ön planda tutmak zorundadır.

Bütün dünyada fahişeliğin, genelevi kültürünün, kadını bir cinsel obje olarak gören meseleye sadece cinsellik noktasında bakan ve bunu ranta çeviren uluslararası medeniyet adı altında ahlaksızlık kültürü pazarlayarak bunları ranta çeviren şebeke Türkiye’ye gözünü dikmiş durumdadır.

Allah’ı anlatmaktan rahatsız olan ve bu yayınları yapan insanların iki göbek ötesine bakmak gerekiyor. Türk Milleti ile 1000 yıldır mücadele içinde olan ve her seferinde yenilgiye uğrayan bu şebeke ve şebekenin yerli hainleri nesli bozarak amacına ulaşmak istiyorlar.

**

Batı ülkelerinde kendi dinlerini anlatmak için kiliselere devletler her türlü maddi ve manevi desteği verirken o ülkelerdeki laiklik tehlike içinde değildir. Türkiye’nin en büyük bankalarından bir tanesinin sahibi Yunanistan kiliseleridir.

Ülkemizde son dönemde yetişen altın nesilden rahatsız olan bu ahlaksızlık şebekesine karşı millet inadına çocuklarını İmam Hatip Okullarına göndermektedirler.

Allah’ı bilen insan merhametli ve yardım sever olur. Kimseye kötülük yapmak istemez. Fakiri ve fukarayı gözetir. Zekat ve sadakasını verir. Toplumda sosyal barışın sağlanmasında etkili olur.

35 yıldır birbirlerinin kardeşi olan Türk ile Kürt’ün arasını bozamayan bu hainler onca tuzak ve kumpaslara rağmen başarısız olunca, taktik ve hamlelerini değiştiriyorlar.

Her gün aynı Camii de namaz kılan, Allah’ın huzuruna varan bu insanlar arasına sokulmaya çalışılan nifak tohumları yeşermeyince şimdi de okullardaki din ve ahlak dersleriyle uğraşmaya başladılar. Kimi kendini alevi olarak gösteren ancak Alevi yaşam tarzından bi haber, kökeni bir asır öncesine gittiğinde ne olduğunu bildiğimiz bu insanların da oyunlarına Alevi ve Sünni vatandaşlarımız gelmemelidirler.

**

İlkokulda, okula başlayan çocuklara; yalan söylemeyin, insanların hakkını çalmayın, merhametli olun, Allah’tan korkun, çevreye saygı gösterin şeklinde oluşacak öğütlerden ve telkinlerden neden korkuyor ve bundan rahatsızlık duyuyorsunuz? İşte bunu anlamış değiliz.

Bir milleti çökerten, yok eden sebeplere baktığımızda, öncelikle çocukların ilk yetişme dönemleri büyük önem arz etmektedir. Millete kurşun sıkan, kendi milletine ihanet eden, toplum ve toplumun değer yargılarına düşmanlık edecek nesiller istenilmiyorsa, ilkokul çağında verilecek eğitim çok önemlidir.

Ve bir referandum yapılacak olsa, bu milletin % 95’i ilkokulda dini eğitim verilmesini savunur. % 5’lik kısım mahalle baskısı uyguluyor. Ama bu baskılara da boyun eğmeyecek kararlı bir tutum var ortada.

**

Allah’ı anlatmaktan çekinen, O’na düşman olan insanlar da çoğunluğa saygı göstermelidir.