Nurettin Abacıoglu
Şehre Dair
Büyükşehir kanunu Ocak 2014 de yürürlüğe giriyor. Ülkemize ve Memleketimize hayırlar getirmesini Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.
İlçeler büyük şehir belediyesine bağlandığı için büyükşehir hinterlandı genişledi.
Mart 2014 de mahalli seçimler yapılacak. Bu nedenle aday adayları ortaya çıkmaya başladı.
Önemli olan Büyükşehir isminin büyüklüğü değil, kentimizi yönetmeye talip olacakların düşüncelerinin, ufuklarının, vizyonlarının ve mantalitelerinin büyüklüğüdür. Mantalite dedim de; bu en önemli özelliklerden birisidir. Vurgulamak isterim.
Hangi partiden olursa olsun adayları çok iyi analiz etmek gerek. Bu hususta yerel medyaya çok iş düşüyor. Bilhassa köşe yazarları dost, ahbap demeden adayları objektif olarak değerlendirip halka anlatmalıdır.
Adayları Doğru Değerlendirmek İçin Onlara Şu Soruları Sormak Yeterli Olacaktır:
- Eğitiminiz nedir? Aldığınız eğitim belediye başkanlığını yürütmeye katkı sağlar mı?
-Projeniz var mı, varsa nedir?
-Hizmet makamlarında bulundunuzsa:(milletvekili, belediye başkanı, müsteşar, genel müdür v.b) bu güne kadar kentimize hangi hizmetleri yaptınız? Bunlar nedir?
Bu soruları çoğaltabiliriz.
Hedef:
Şehrimizi bulunduğu seviyeden daha yüksek seviyeye taşıyabilmek olmalıdır. Bunu sadece biz yazarlar değil bütün şehir halkı da istemeli ve seçimini dikkatli yapmalıdır. Sonra kimse şikayet etmemelidir.
Amaç:
Komşularımız olan Gaziantep ve Kayseri gibi koşabilmek ve onların önüne geçebilmek için sıra dışı büyük projeler ortaya koyabilmektir.
Belediye Acilen Altyapı Sorunu Çözülmüş Arsa Üretmelidir:
Belediye tarafından arsaların yoğunluğunun(emsal) artırılacağı uzun bir süredir şehrimizde konuşuluyor. Kazanımları artacağı için arsa sahipleri de bekleme konumuna geçtiler.
Arsaların yoğunluğunun (emsal) artması ciddi alt yapı sorunu getirecektir.
Yoğunluk artışını büyük şehir belediyeleri kısmen yapabilmektedir. Keşke bu konu büyük şehir olmadan ortaya atılmasaydı. Arsa spekülasyoncularına gün doğmazdı.
Şehrimizde uzun süreden beri imarlı arsa sıkıntısı yaşanıyor. Müteahhitler arsa bulmakta zorlanıyor. Bu nedenle yapı sektörünün önü kapalı. Yapı sektörü sıkıntılı. Her platformda dertlerini anlatmaya çalışıyorlar. Ama hala bir açılım yok.
Arsa fiyatları değerinin 2-3 katı arttı. Arsa fiyatları ve yüzdeleri çok yüksek. Bu nedenle inşaat maliyetleri artıyor. Bu da vatandaşa yansıyor ve alım gücünü zorluyor.
Kent merkezi ilçe ve köylerden göç almaktadır. Bugün itibariyle şehrin merkez ilçe nüfusu 440.000 civarındadır. Eski imar planındaki arsalara da konut yapıldığını varsayarsak nüfus tahminen 500.000 ila 550.000 olur. Hepsi bu. Nüfus atışı ve göçle gelenleri nereye yerleştireceksiniz?
Belediye acilen altyapı sorunu çözülmüş imarlı arsalar üretmelidir. Bu konuyu 4-5 yıldan beri hatırlatıyor ve yazıyorum. Şu ana kadar herhangi bir iyileşme yapılamadı.
Gece Kondu ve Kaçak Yapılaşma
Kahramanmaraş’ın topraklarının büyük bölümü tarım arazisidir. Bu nedenle İmara kapalıdır. Bunu herkes bilir. Kent; geriye kalan kırsal alana konuşlanmıştır. Yusuflar, Barbaros, Karacaoğlan, Piri reis, Sümbüllü, Dulkadiroğlu, Namık Kemal, v.b. mahalleleri kaçak yapılaşmanın sonucu olarak görsel kirliliğe neden olmaktadır.
Şimdi de Ahırdağ sırtlarına yapılan kaçak yapılar görüntü kirliliği oluşturmaya devam ediyor. ( Toki konutları çevresi, Teras alt kısımları).
Belediyeler isteseler kaçak yapılaşmanın önünü kesebilirler. Önceden tedbir alabilirlerdi. Bunun nasıl olacağı hususunda defalarca teknik yazı yazdım. Yol gösterdim. Ama nafile. Siz anlayanı getirin!!! Yöneticiler yazdığımız uyarıcı yazılarımızı da mı okumuyorlar? Eğer okuyup ders çıkarmıyorlarsa bunca yazar Kahramanmaraş için boş yere mi kafa yoruyor? Yazılarını boş yere mi yazıyor? Eğer öyleyse yazık! ki ne yazık.
Kentsel Dönüşüm:
Kaçak yapılaşmayı önleyebilmek için; hem teknik bilgi, hem de güçlü bir irade ve kararlılık gerekir. Bozuk düzeni iyileştirmenin bedeli pahalıdır. Derdimiz bu şehri güzelleştirip geliştirmek değil midir? peki nasıl becereceğiz bunu? Yakıp yıkarak mı? işte bozuk düzenin sonucu kentsel dönüşümdür. Devlete faturası ağırdır.
Eğer doğru çözüm yapılmak isteniyorsa; altyapının da yoğunlukla beraber artacak olan nüfusu taşıyacak oranda artırılması gerekir.
Kentsel Dönüşüm Kanunu yerel yönetimler, özellikle belediyeler ve halk tarafından yanlış algılanmaktadır. Bu algı uygulama sırasında sıkıntı yaşatır.! Bu hususta kapsamlı ve teknik bir çalışma yapıyorum, tamamlayınca hem yerel yönetimlerin, hem de halkın bilgilerine sunacağım.
1/5000 lik Nazım İmar Planı:
Arsa sıkıntısını aşabilmek için; 2013 tarihinde onaylanan 1/5000 lik nazım imar planında yeni konut alanları ihdas etme yoluna gidilmiştir. Nazım imar planı merkez ilçe sınırlarının tamamını kapsamıyor. Bu bir eksikliktir. Bu nedenle tüm merkez ilçe sınırlarını kapsayacak şekilde genişlemesi gerekir. Hatta rezerv, regreasyon alanların dahi gösterilmesi gerekir.
1/5000 lik nazım imar planı ile yeni konut yerleri ihdas ediliyor. Bunların bir kısmı doğu kent civarında, bir kısmı Kılavuzlu civarında, bir kısmı alıç sekisi civarında, en önemli kısmı da, buna lutfen dikkat! İmara yasak olan Taşkın Kuşaklama Kanalının kuzeyi (cancık mağarası civarı) 1980 yılında yapılan esas imar planında bu bölge imara kapalıdır.
Nedeni de şudur: konut alanlarını ahır dağından gelecek olan sellerden zarar görmesin diye uzak tutmaktır. Yani bu alan tedbir maksadıyla koruma alanı mesafesi olarak bırakılmıştır.
1983 de DSİ dozerlerle sel için büyük kanal açmıştı. Şimdi ne durumda bilmiyorum.
Şimdi bu alan imara açılıyor. Söylenen şu: ahır dağından artık sel gelmez. Bunu Allah’tan başka kim bilebilir?
Yağış rejiminin istatistiklerine bakıldığında buradan büyük sellerin geldiği tespit edilmiş ve bu nedenle 1980 de yapılan esas imar planın da burası koruma alanı olarak bırakılmıştır. Mimarlık, mühendislik okuyanlar bu konuyu daha iyi anlar.
Umarım yeni planda; taşkını önleyecek ve 1980 deki eski imar planından daha iyi bir çözüm üretilmiş olsun. Bunu zaman içinde göreceğiz!!!
Konut Alanları Neden Yetersiz?
Bunun çok önemli bir sebebi var. Kavlaklıya kurulan organize sanayi bölgesi rezerve konut alanını yok etmiştir.
Şehrin rekreasyon gelişme alanı dünyada eşi az bulunur güzel bir coğrafya sanayi tesisleri ile legal olarak işgal edilmiştir.
Burayı gören yabancılar aynen şöyle söylüyor.” Şehir kurulacak yere sanayi kurmuşsunuz. Çok yanlış bir iş yapmışsınız.” Şimdi bunun acısını çekiyoruz.
Burası konut yeri olmalı organize sanayi bölgesi olmaz diye yıllardır söylüyorum. Bu hususta çok yazılar yazdım. Haklı çıktığıma sevinemiyorum. Tam tersi üzülüyorum.
Bu durum: öngörüsüz, halka kulak vermeyen, kendi yaptığını doğru sanan ve kendinden başka akıllı insan olmadığına inananların eseridir. Oysa ” İslami olan meşveret ve şuradır”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.