Şiddet, şehvet ve aykırılık dikkat çeker

Bu Programlara genelde aykırı, suç potansiyeli olan, ilginç tipler çıkarılıyor ve izlenme oranı artırılmaya çalışılıyor.

Günahın ve suçun bu kadar meşrulaştırılması, ekranlardan milletin gözüne sokulması ne kadar doğru? Ne kadar ahlaki?

Fikri, ilmi programlar bu kadar izlenilmez iken, neden bu programlar takip ediliyor? İnsana bahşedilen merak ve şehvet duygusundan dolayı.

Zihin iyiyi de kötüyü de merak eder.

Büyükler, toplumu fikirle beslemeden önce, kişilere nefis tezkiyesini öğretirlerdi. Nefis terbiye edilmediği zaman; merakta, şehvette, fikirde insanın başına iş açar.

Allah, insandan nefsini yok etmesini istemez. Nefsini terbiye etmesini ister. Terbiye edilmiş nefis, insanı olgunlaştırır ve önünde yollar açar.

48. Pantene Altın Kelebek Ödülü

Günümüzde, televizyon, internet yapımları toplumun kültürel ve inanç yapısından ne kadar kopuk ve yapımda yer alan kişiler, inanç ve kültürümüzden ne kadar uzak ise o oranda ödüle layık görülüyorlar.

Ekranda, ne kadar teşhirci, yatak ve öpüşme sahnesi var ise; ne kadar lüks ofisler, lüks villalar ve teşhirci kadınlar ve kaslı erkekler varsa ödül alma şansı da o oranda artıyor.

Bir dizi düşünün aylarca izlenme rekorları kırıyor ve birçok izleyici başlama gününü ve saatini bekliyor ancak dizi bu toprakların sesi olduğu için ödüllendirilmiyor. Hatta listeye bile giremiyor. Birçok kişi hangi diziden bahsettiğimi anlamıştır. Gönül dağı.

Gönül dağı dizisinde öyle lüks villalar, ofis ve lüks otomobillerde yok. Paranın nerden geldiği belli olmayan ekonomik teşekküllerde yok. Teşhirci sahnelerde yok.

Tanıtım, Ödül töreni, özel gün ve gecelerde; insanlar neden aykırı olmak isterler.

Panten ödül gecesinde ve haber, magazin programlarında, katılımcılar için kullanılan “çok cesur pozlar verdi” ya da “çok cömert pozlar verdi” ifadesi ile cömertliğin ve cesaretin nasıl kirletildiğini de görmüş ve duymuş olduk. Teşhirciliğin adı: cömertlik ve cesaret oldu.

Birde ödül törenlerinde yapılan konuşmalar yok mu?

Kurtarıcılık edasına bürünen Pınar Deniz, Pantene Altın Kelebek Ödül töreninde şunları söylemişti:

“İzlediğim filmde para yüzünden çocukları katlediyorlardı ve ben bundan çok etkilendim, sabahlara kadar ağladım. Metroda ağlayarak arkadaşıma şunları söyledim: Benim bu dünyayı kurtarmam lazım. İnsanlara yardım etmem ve onlara dokunmam lazım. Ve tam olarak bu duygu beni şu an oyuncu yaptı”

Ne diyelim! Rambo, Süpermen, örümcek adam dönemi bitti. Onlar ülkeleri ve insanları kurtardı. Hoşgeldin Pınar Deniz.

Mesele, dizi film üretip ihraç etmek değil; nitelik üretmek.

Kirli siyaset:

Beni bilen bilir. İktidarı da muhalefeti de eleştiririm. Çünkü amaç şahıslar değil yanlışlar.

Gevurun ekmeğini yiyen, gevurun kılıcını çeker. Bir muhalefet liderinin dış gezi yapıp yurt dışından kaynak araması ve yabancı ülkeden danışman edinmesi ne kadar ahlakidir?

Kendi ülkesinin parasına kirli derken dünyanın çeşitli yerlerinde katliam ve soykırım yapan devletlerin parasını da temiz para gibi göstermesi ne kadar ahlaki. Türkiye’de kirli para olabilir, her tarafı mafya sarmış olabilir. Fakat Türkiye’nin parasını sırf siyasi rant uğruna kirli gösterip, dış kalpazanları aklamaya çalışmak nasıl bir kafanın ürünüdür.

Muhalif olmak demek; değerleri ayakaltına almak değil iktidarın yanlışlarını sorgulayıp, çözüm sunmaktır.

Metre ölçme aracı ama metre ile süt ölçülmez.

Çocuklar Kimden? Gündüz Kuşağı

Son günlerde, televizyonda gündüz kuşağında ilginç programlar ve ilginç konuklar yer alıyor.

Ar damarı çatlamış kadın: “kocam beni mutlu edemedi, bende komşu ile birlikte oldum." sözünü çok rahat söyleyebiliyor. Yaşadığı bir tarafa birde tv ekranlarında bu durumu ifşa ediyor. Hatta yaptığı işle gurur duyuyor.

Kişilerin aykırılıkları ve yaşantıları toplumun adeta gözüne sokuluyor.

Adam, karısını öz babası ile basmış, çocuklarının babasından olduğunu iddia ediyor. Karısı asker arkadaşı ile kaçmış, ahlaksız kadın çocuk başkasından diyor.

Programda, kışkırtıcı müzik çalıyor… İzleyici ekran karşısında heyecanlanıyor, DNA sonucunu bekliyor.

Sunucu çocuğun kimden olduğunu sorguluyor: “Bakkaldan mı? Manavdan mı? Kasaptan mı? Biraz sonra.”

Hiçbirisinden değilmiş, dördüncü kişi daha çıkıyor. Oto elektrikçisi imiş.

Ahlaksızlık bu kadar meşrulaştırılır mı?

“Kısmetse olur” programı ve ahlaksızlık

 Gün geçmiyor ki Türk televizyonlarında ahlaksız programlar yayınlanmasın.

Evlilik, aktüalite, kayıpları bulma, cinayetleri çözme, yemek programları vs.

“Kısmetse olur” adında yayına sunulan programda rezaletler diz boyu.

Bir grup erkeği ve bir grup kızı bir evin içerisine sokup birbiriyle sevgili olmasını sağlayan teşhirci programa YouTube deki bir tekrarına baktım. Utanç verici.

“Kız arkadaşını çaldım” ifadesi ve “ben arkadaşlarımın kız arkadaşlarını ayartırım” ifadesi edep sınırlarını aşıyor.

Kast ajanslarına sipariş verilerek toplanan kadın ve erkekler bir arada tutulup, aşk yaşaması sağlanıyor. Özür diliyorum. Bunun adı aşk değil kontrolsüz şehvet ve ayartma halidir.

Erkeklerin kızları elde etme, kızlarında erkekleri elde etme adına çeşitli entrikalar, çeşitli şehvet uyandırma oyunları ne ararsan var.

Özür dileyerek tekrar hatırlatayım, bunun adı aşk değildir. Bahar mevsiminde, sürü içerisine koç bırakma halidir. Tabi koç’un sürü içinde kalma hali gayet doğal ve anlaşılır ancak bu programdaki kalabalık hiç anlaşılır değil.

Ekranda görünür (youtuber, fenomen) olmak için her tür ayartıcı, çılgın, içinde şehvet barındıran işler, milletin gözüne sokuluyor.

İbrahim Tatlıses’in İbrahim peygamberden daha fazla tanındığı ve Halil İbrahim sofrası denince ilk akla İbrahim peygamberin sofrası değilde Barış Manço’nun Halil İbrahim sofrası şarkısının geldiği zamanları yaşıyoruz.

Tanınır olmanın, bilinir olmanın önüne geçtiğini görüyoruz.

Tanınır olmaktan ziyade, bilinir olmak dileği ile.

NOT: Yazdıklarım yalan değildir. Sadece abartma (mübalağa) sanatı kullanılmıştır.

Yedi yaş üzeri uygundur. Şiddet ve olumsuz öğeler içerir.