Türkiye, Yıkıcı Ve Bölücü Unsurlar Kıskacında

Yıkıcı ve Bölücü Unsurlar, hangi ideolojiyi veya politik görüşü savunurlarsa savunsunlar, öncelikle toplumun gençlik kesiminde kendilerine taban oluşturmaya, gençliği kendi saflarına çekmeye önem vermek zorunluluğu duymuşlardır.

Ki; bu zorunluluk, harekatın özelliğinden kaynaklanmaktadır.

Türkiye’de de faaliyetlerini ve örgütsel çalışmalarını tümüyle gençlik kesiminde başlatmaları, bu zorunluluğun gerektirdiği stratejiden kaynaklanmaktadır.

Gençlik kesimine yönelmelerinde tercihleri ise, elbette toplumda münferit halde bulunan kişiler yerine, toplu halde bulunanlara olmuştur.

Ki; bu nedenle, dünyanın diğer bölgelerindeki uygulamalarda olduğu gibi, Türkiye’de de üniversite ve yüksek okullar başta olmak üzere, işçi kesimi hedef seçilmiştir ve hatta, orta öğretim öğrencilerine bile yönelerek, gençler yıkıcı ve bölücü faaliyetlerin içine çekilmiştir.

Soğuk savaş döneminin sona ermesinden sonra, toplumlara yönelen en büyük tehlike, terörizmdir.

Her ne kadar terör örgütleri, soğuk savaş döneminde ortaya çıkmış ve birtakım devletlerden maddi manevi destek görmüş olsalar da günümüzde daha genel ve uluslararası boyutlara ulaşmışlardır.

Teknolojinin imkanlarını da daha fazla kullanmaya başlamışlardır.

Çeşitli kitle imha silahlarını ele geçirme imkanına kavuşmalarıysa, terör örgütlerinin etkinliğini arttırmış ve onları daha tehlikeli hale getirmiştir.

Bazı devletlerin ve birtakım gizil güçlerin çıkarı yönünde, Türkiye gibi stratejik önemi bulunan ülkeler, terör ortamında tutulmaktadır.

Bu nedenle, terörün amacı; sadece bu ortamın devamını sağlamaktır.

Siyasi amaçlara ulaşmak için, şiddet eylemlerine başvurmak; hedeflerinde ayrım gözetmeksizin, hükümetin karar ve faaliyetlerini etkilemek; en önemlisi de dış güçler tarafından desteklenmek, terörizmin özelliklerini oluşturmaktadır.

Terör örgütleri, fikirleri ve düşünceleri, istedikleri yönde, şiddet ve baskı yöntemiyle değiştirmeyi amaçlamaktadırlar.

Ayrıca, otoriteyi sarsmayı ve onu şiddete karşı yöneltmeyi amaçlamakta olup, halkın moralini bozmayı hedeflemektedirler.

Terörizmi bir aracı olarak kullanmak istemelerinin nedeni ise, tanınma, korkutma, zorlama ve provokasyondur.

Terörün uzun vadedeki hedefi; siyasi rejimi devirmektir.

Kısa vadedeki hedefi ise, mevcut otoriteyi sarsmak, hedef alınan rejimi ve siyasi iktidarı yıpratmak; halk arasında, ihtiyaç duyduğu anda, devletin kendisine yardım edemeyeceği inancı yaymak; iç ve dış kamuoyunda da davalarının duyurulmasını sağlamak ve tüm dikkatleri savundukları davanın üzerine çekmektir.

Oluşturdukları korku ve yıldırımlarla da toplumun direnme gücünü kırarak, kendi davalarına karşı olumsuz duyarlılıkları ortadan kaldırmayı ve kitleleri itaate zorlayarak, kısmı güç ve otorite sağladıkları toplumda, kendilerine taraftar katılımı ve kitle desteği sağlamayı hedeflemektedirler.

Eylemlerinin birinci aşamadaki temel amacı; halkın gözünde, siyasi iktidarı yıpratmak ve zamanla, devletin manevi otoritesinin zayıflamasını sağlamaktır.

Terör örgütleri, belirledikleri amaçlarına ulaşabilmek için, şehir ve kırsal alandaki silahlı örgütlenmeleriyle, değişik eylem şekillerine başvurmaktadırlar.

NEDİR BUNLAR?

Saldırı, baskın, işgal, pusu kurma, sabotaj, grev veya boykot eylemleri, silah ve cephane depolarını soyma. Bunun dışında, gasp ve soygun gibi finans sağlamaya yönelik eylemler… Ayrıca, mahkumların kurtarılmasına yönelik eylemlerle, adam öldürme, kaçırma veya rehin alma…

Gençliğe yönelik faaliyetleri ise, elbette rastgele ve kendiliğinden ortaya çıkan bir olgu değildir.

Bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de gençliğe son derece bilinçli ve stratejik amaçlarla yönelmektedirler.

1970’li yılların başlarında ortaya çıkan terör eylemlerinin hazırlık ve örgütlenme sürecinde, gençlik dinamizminin zirvede olduğu üniversiteler, ne yazık ki; karargâh rolü oynamışlardır.

Terör örgütleri, öğrenci gençleri daha kolay avlamak ve ihtiyacı olan elemanları sağlamak amacıyla, okul derneklerine de el atmaktadırlar.

Terör örgütlerinin öğrenci gençleri saflarına çekmek amacıyla geliştirdikleri yöntemlerden bir diğeri de üniversiteler dışında, paravan dernekler kurmaktır ve kurmuş oldukları bu paravan dernekler aracılığıyla, sözde kültürel ve sportif etkinlikler düzenlemektir.

Terör örgütleri, ürkütmemek için, gençleri ilk etapta, tehlike arz etmeyen basit görevlerle, ilişkilerin içerisine çekmektedirler.

“GERİ DÖNÜŞ YOK!”

Akabinde de “Sizler örgütün sırlarına vakıf oldunuz artık. Örgütün malısınız!” diyerek, geriye dönüşün kapılarını kapatmaktadırlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Esat BEŞER Arşivi