Dr. Mustafa Coşkun Kale
UMUTCAN'LARLA UMUTLANDIK
İstanbul Teknik Üniversitesi'nin (İTÜ) 248 nci yıl birincisi Umutcan AY'ın mezuniyet konuşmasında sarf ettiği, her sözü altı çizilecek nitelikteydi.
Ancak, Ay'ın, "Hegemonların elinde yozlaşmış bu sistemi değiştireceğiz, değiştirmeliyiz" sözü;
"Hey hey zılgıt" larla, "Vardı hâ geldi hâ !" larla, "Cambaza bak !" larla unutturulan 'sömürü'yü, 'hegemonya'ları, 'yozlaşma' yı ömür törpülediğimiz Türkiye de tekrar gündeme taşıması bana da yürekten bir "İyi ki varsınız !" dedirtti.
Sadece bu değil elbet; ekonomik, sosyal ve siyasi sorunları her geçen gün daha da ağırlaşan, çözüm de aciz, ama laf yetiştirmede zirvelerde ki siyaset kurumuna da, sitemkâr seslenişiyle; 'görüyoruz !', 'biliyoruz !', 'farkındayız !' anlamında da iyi bir ders verdi.
Umutcan'ın konuşmasını gururla, umutla defalarca okudum.
O, kürsüden şöyle sesleniyordu;
''Son bir yılım Türkiye'deki kadına şiddetin kökenini araştırmak ve buna bir çözüm üretmekle geçti. Sevgili arkadaşlarım ben artık haberleri takip edemiyorum çünkü sorunu biliyorum. Çözümü biliyor ve bu çözümü uygulayamıyorken ben o ölen kadınların kanını elimden çıkaramıyorum.
Ülkenin doğusuna bakın, daha çocuk yaşta kız çocuklarının evlendirildiğini görürsünüz. İstanbul'a bakın, asgari ücretle 4 kişilik ailesini geçindiremediği için intihar eden o güzel insanları görürsünüz.
Taksim'e bakın, sırf orada hayat ona daha farklı bir seçenek sunmadığı için ara sokakta katledilmiş yatan o güzel insanları görürsünüz.
O kadar da uzağa gitmeyin sıra arkadaşlarınıza bakın. Sırf deneyim elde edebilmek için haftanın 5 günü 5 kuruş para almadan şirketler tarafından sömürüldüklerini görürsünüz.
Potansiyel geleceğinize bakın. Orada sırf iş bulamadığı için asgari ücrete mühendislik ve mimarlık yapan akranlarınızı görürsünüz.
Sorunları biliyoruz peki çözüm ne ? Kaçmak mı ? Belki de birileri bizim için her şeyi çözsün diye arkamıza yaslanıp beklemeliyiz. Ya da başımıza gelmediği sürece sorun yokmuş gibi de davranabiliriz.
Hayır, bunu üzülerek söylüyorum ki; bu yolda birbirimizden başka kimsemiz yok. Çünkü unutmayın ki herkes bir gün ölür. Buna sizler de dahilsiniz saygıdeğer büyüklerim ve geriye kalan bizler ve bizim yetiştireceğimiz çocuklar hegemonların elinde yozlaşmış bu sistemi değiştireceğiz. Değiştirmeliyiz...
Bunu insanlık için, insan olarak yapacağız. Çünkü bizler insan olmayanların elinden fazlasıyla çektik. Yarattığımız bu yeni dünyada onlar sadece yozlaşmış bir düşüncenin son temsilcileri olarak kalacaklar..."
Umutcan'ı anlamak için, sadece insan olmak, hayatın bizzat içinde bulunmak yeterdi.
O'nun konuşması bazı görsel ve yazılı medya da, yok sayılıp duymamazlığa getirilse de; sosyal medya da rekorlar üstüne rekorlar kırdı.
Umutcan'lara "Z Kuşağı" deniyor. Kaliteden çok kantiteye önem verenler için şöyle söyleyeyim; bu kuşak toplam seçmen sayımızın da %11'lerine denk geliyor.
Günlerdir aklımdan çıkmayan, beni epeyce sarsan; "Ölen kadınların kanını elimden çıkaramıyorum " sözünde ki sorumluluk duygusuna bakın siz...
Yâ da "Bu sistemi değiştireceğiz, değiştirmeliyiz" de ki kararlılığına...
"Madem öleceğiz bir şeyler yapalım" derken de; taşın altına elini koymaya, fedakârlık ve adanmışlığa...
Sevgili Umutcan !
"Bunu insanlık için, insan olarak yapacağız. Çünkü bizler insan olmayanların elinden fazlasıyla çektik" diyorsun yâ ?
Her biri günümüz çıkmazlarından insanımızı kurtaracak anlam yüklü tüm sözcüklerin karşısında, kelime bulmada o kadar acze düştüm ki; o kelimeleri bizlere unutturalı epeyce bir zaman oldu be yiğidim...
Sizlere, şimdilik;
'Hoş geldiniz Umutcan'lar, yüreğimize su serptiniz !' dersem, yeter mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.