ZİHNİYET DEĞİŞİMİ

Öylesine derin edebi cümleler neşretmenin bir manası yok. Görünenlerin çok da perde arkasını aramaya gerek kalmıyor.  Artık her şey gözlerimizin önünde cereyan ediyor. Görüyor ve gördüğümüze rıza gösteriyoruz. Göstermesek elimizden ne gelir. Kurdun çakala boğdurulduğu bir devrin dibini sıyırır hale gelmişiz.  Bazıları hala kendilerinin önemli olduklarını, düzen kurduklarını, hayata yön verdiklerini, gücü nispetinde hükümran olduklarını düşünüyorlar. Bu kibrin bedelini ağır ödeseler de nefislerine söz geçiremiyorlar. Çünkü zihniyetleri bozuk, amelleri elbette bozuk olacak. Atadan deden gördükleri gibi davranıyorlar. Dün olduğu gibi bugün de yarında bu zihniyet sorunlular ile karşılamaya devam edeceğiz.

***

Dondurma Festivali beklenin çok çok üstünde ses getirerek, layıkıyla tamamlandı. Emeği geçen herkese, katılan firmalara şehrin tanıtımına katkıda bulundukları için “TEŞEKKÜR EDERİZ.” Yapılmaz, yapılamaz, yapılmasına müsaade etmeyiz ZİHNİYETİ çöp olmuştur. Bundan sonrasında ne yapılırsa yapılsın ilkini takip edecektir. Dondurma firmaları bu organizasyon için ciddi maliyetler ödemişlerdir lakin tüm Türkiye’nin gönlünü kazanmışlardır. Bir hegemonyayı, bir derebeyliği, bir yanlış algıyı, bir zihniyet zehirlenmesini yıkmak için bu paraların harcanması gerekiyormuş anlaşılan. Firma sahipleri, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve ekibi sadece dondurma festivali yapmadıklarını, bilakis bir topluma dayatılan algıları yıktıklarını bilmelidirler. Bu bir derebeylik zihniyetinin yıkılışıdır, en basit ifadeyle K.Maraş adına sessiz sedasız devam eden değişimin gür sesidir.

Ak Parti İl Başkanı Ahmet Özdemir’in basına verdiği demeçleri takip ediyorum. İlk tanışmamız sırasında “Bir köylüye!” iktidarın il başkanlığının nasip olmasının öneminden bahsetmiştim. Bağevleri sultasının son bulduğuna inanmak istediğimi, benim gibi binlerce insanın da aynı hissiyat içerisinde olduğunu belirtmiştim. O gün gülünüp geçilecek bir mevzu olarak değerlendirilse de son zamanlarda yaşanan gelişmeler maalesef ki bizi haklı çıkarmış oldu. Bağevlerinden şehrin kaderi belirlenmemeli, şehri idare edenler Bağevlerine gitmemeli! Hatta gelecek dönem bağevi olup da satmayanlar yönetimde yer almamalı. Son cümleleri okurken aklınızdan nelerin geçtiğini tahmin ediyorum lakin biraz düşününce bana hak vereceğinizi de biliyorum. Elbette gıybet ve iftiradan arınmış, palavralara boğulmamış, hakkaniyet gözeten siyaset güzeldir.

Bazı ilçelerde başkanların görevden alınması, hayati önem arz etmektedir. Ak Parti İl Başkanlığı ciddi ve radikal kararlar almasına ve bunu basına ilan etmesine rağmen basın bunu görmek, duymak, anlamak istememiş gözüküyor. İlçe başkanlarının görevden alınmaları, sanki bir istifaymış, sanki bir kongre sonucuymuş gibi değerlendirilmiştir. Ve “Ak Parti’de Değişim Rüzgarı” başlığını atacak kadar “Duayen Basın” olan basın, Ak Parti İl Başkanı Ahmet Özdemir’i ya dinelememiş ya da dinlediyse anlamamıştır. Aksi halde iktidarın 5 ilçe başkanın görevden alınmasının nedenleri, gerekçesi, neticesi, yerlerine gelecek kişilerin kimler olması gerektiği konusunun dahi haftalarca konuşulması gerekmez mi?  Bu görevden almaların diğer ilçelerde  olup olmayacağını, merkeze yakın iki ilçede durumun ne olacağının sorgulanması gerekmez mi?

Duayen basın, bu meseleleri görmezden geliyor olsa gerek. Ya da bizim umursadığımız kadar önemli bir mesele değildir?

***

            Geçen Çarşamba günü Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Erkoç, basınımızın güzide temsilcileriyle bir araya gelmiş. Gelmiş diyorum; basından Mustafa Alyaz ve Serhat Topalca’nın yazısını okudum. Aslında bilinen şeylerin ilanı, takip edenlerin dillendirdiği meseleleri güzelce kaleme almışlar. Fakat nafile elli bin kez bu olay tekrarlansa sonuç değişmez. Milletvekilleri, belediye başkanları, siyasi partilerin il başkanları vs. bir kez olsun gazete patronları, site sahipleri, haber elemanlarının dışında bu sitelerde ve gazetelerde köşe yazan kişilerle bir araya gelmeyi düşündüler mi?

Düşünebilirler mi?

Hep aynı yüzleri görmekten, aynı muhabbetleri duymaktan usanmadılar mı?

Sorulması muhtemel değişik soruların cevabını bulmakta zorlanacaklarından mı korkuyorlar?

            Farklı şeyler düşünmeye sevk edecek soruların ne zararı olabilir?

            Aman boş verin, ZİHNİYET devrimine ihtiyaç var bu şehirde. Zihniyetler değişecek elbet ümitsiz değiliz ama vaktimizde çok yok. Ne de olsa bu dünya da misafiriz.

            ***

            Son olarak; Geçmişte Musul/Kerkük Meselesi'nde 500 Bin Sterlin ayıbı gibi; günümüzde de şirketler zarar etmesin çizgisinde atılacak geç kalınmış her adım ayıp olarak yazılır. Bu millet BORALTAN KÖPRÜSÜ ayıbının benzerini kaldıramaz! Kerkük’ün hakkı Ankara’dan değil Kerkük’ten korunmalıdır.

            ***

            Velhasıl Zihniyet değişimi şart!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Işık Arşivi