1981 yılından bu yana Kahramanmaraş ağırlıklı olarak gazetecilik yapıyorum.

Türkiye’de kamu kurumlarında araç israfı ve memur israfı oldukça fazladır.

12 Eylül darbesi sonrasında iktidar olan partileri şöyle bir hatırlayalım. 1983 Genel seçimlerinde Anavatan Partisi iktidar oldu. O yıllarda israfa dair gazete sayfalarında yapılan haberlere bir göz atınız derim.

1992 yılında Süleyman Demirel ile Erdal İnönü koalisyon hükümeti kurdular. O dönemin bakanlarının kadrolaşması ile ilgili yazılıp çizilen konuları hatırlayalım.

Sonra Demirel Cumhurbaşkanı Tansu Çiller Başbakan. Mesut Yılmaz ve Çiller arasındaki kavga ve Refah Partisinin yükselmesi. Refah Partisi’nin Necmettin Erbakan ile Tansu Çillerin koalisyon ortaklığı ve bir yıl sonra ise 28 Şubat süreci ve post modern darbe.

Ve TBMM’de ikinci parti olan Tansu Çiller yerine hükümeti kurma görevinin Anavatan Partili Mesut Yılmaz’a verilmesi ile birlikte Bülent Ecevit’in sahnede gözükmesi. 1998 seçimleri seçim sonuçlarının açıklanması ile birlikte DSP ve MHP koalisyonu. 2001 ekonomik kriz ve seçimler…

Yaklaşık bu 20 yıllık sürece baktığımızda iktidarlar ile ilgili yolsuzluk, kadrolaşma ve benzeri konularda yazılanlar daha dün gibi benim yaşımda olanların hatırlayacağı konular.

2002 seçimleri ve seçimi kazanan Ak Parti’nin 3 Y ile mücadelesi. 2010 yılında yapılan Anayasa referandumu ve bunun öncesi ve sonrasında Ak Parti’nin uygulamaları.

Kısaca bir hafızanızı yoklayın ve yazılıp çizilenlere bakınız.

Yıl 2023. Biz bugün kamuda savurganlığı yazıyoruz. Kamuda araç savurganlığını yazıyoruz. Bu gün kamu kurumlarında 1 işe 10 kişinin baktığı bir dönemi yaşıyoruz. Belediyelerde on binlerce işçi bulunurken yapılan ihaleler ve dışarıdan hizmet almaları konuşuyoruz.

Ülkemiz ekonomik olarak ciddi bir süreçten geçiyor. Devlet çareyi zam yapmakta ve vergi artırmakta buluyor. Oysa bunlarla birlikte kamu kurumlarında da ciddi bir tasarruf tedbirleri alınsa burada oluşacak kaynaklar verimli kullanılsa ve ekonomik bedelin faturası sokakta ki insana daha az yansıtılsa nasıl olurdu?

Bir ara Belediyelerde araç havuzu oluşturuldu. Sonra bundan vaz geçildi. Kiralama yöntemi ile araç alımı başladı. Ve çok ciddi bir mali kaynak tutuyor bu kiralamalar.

Dün akaryakıta zam geldi. Motorinin litre fiyatı 40 TL’yi geçti. Şimdi bununla birlikte başta gıda olmak üzere her şeye zam geldi. Nitekim Kahramanmaraş Kaski’de suda fiyat güncellemesine gitmiş. Yani zam yapmış.

Ülkemizin yeniden sağlıklı bir ekonomiye kavuşması için bizler kemer sıkalım eyvallah.

Bizim sıktığımız kemerin yarısı kadarda devlet kurumları kemer sıkmalı. Kamudaki bu araç israfı, gereksiz yerlere yapılan yatırımlar gözden geçirilmeli, kaynaklar iyi kullanılmalıdır.

Birileri çıkmış itibardan tasarruf olmaz diyor. Bir Devlette millet zengin olmazsa devlet batar. Devletin düzeni ve huzuru kaçar. Millet zengin olursa Devlette zengin olur.

İtibardan tasarruf olmaz diye halkını yoksullaştıran anlayışlar çok kabul görmez ve bir süre sonra vatandaşlar o iktidardan kurtulmak için alternatif arar.

Hükümet kamudaki israfı önleyecek kararlar almalı ve halkıyla birlikte aynı sıkıntıları çekerek düze çıkmanın yollarını aramalıdır.

Yoksa geleceğimizde harap olacak, ülkemizde….