3 Kasım 2002’den 7 Haziran 2015’e

3 Kasım 2002 tarihi öncesine baktığımızda ekonomik felaketin yanı sıra siyasi çekişmelerde ayyuka çıkmış, yatırımcı önünü göremez durumdaydı. İşte bu kaos içinde genel seçimler yapıldı.

Genel seçimlerde meclise gireceği düşünülen ancak tek başına iktidar olmasının mümkün olmadığı ifade edilen Ak Parti tek başına iktidar olurken sadece CHP Meclise girebilmişti.

Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi, Demokratik Sol Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi meclis dışında kalmıştı.

İşte o günden bu yana Ak Parti tek başına iktidar. 10 Ağustos 2014 tarihinde halkın doğrudan verdiği oy ile Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan % 52 oy yüzdesi ile Cumhurbaşkanı seçildi.

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması sonrasında Ak Parti’nin 2015 seçimlerinde tek başına iktidar olamayacağı zaman zaman dillendirildi. Ancak şu ana kadar yapılan kamuoyu yoklamalarında Ak Partinin oyunun % 43 ile 48 arasında gidip geldiğini görebilmekteyiz.

**

Bir gazeteci olarak yıl içerisinde en az 30 farklı şehirlere gitmek, farklı insanlarla görüşmek imkanı buluyorum.

Gezdiğimiz yerlerde insanlarla yaptığımız mini sohbetlerde, bu iktidarın yaptığı kimi uygulamaların takdir edilme oranı % 60’lara 70’lere çıkabilmektedir. Hemen hemen her insan, sağlık alanında yapılanlardan memnunlar. Ulaşım alanında ise Türkiye’de tabiri caizse çağ atlatıldı. Sosyal politikalar alanında da büyük memnuniyetleri gözlemleyebiliyoruz.

Şu anda orta direk diye tabir edilen küçük ölçekli esnaf, memur ile ilgili ekonomik anlamda sıkıntılar söz konusudur. Esnaf vergi borcu ve bağ kur borçlarını ödemek de, kiralarını vermekte zorlanmaktadır.

Asgari ücretle çalışan insanlara çocuk sayılarına göre sosyal yardımlardan faydalandırılıyor olması da bu kesimde memnuniyetsiz sayısını azaltmaktadır. Hükümetin esnafa yönelik faizsiz kredi, destek kredileri v.s. gibi çalışmalarını duyuyoruz.

Seçim üzeri esnafı, memuru ve emeklileri rahatlatacak bir planlama yapması halinde 7 Haziran seçimlerine etkisinin büyük olacağını düşünüyorum.

**

Bölücü terör örgütü ile yapılan müzakereler ve çatışmasızlık ortamının devam etmesi, silahlara veda ile de bir sonuç ortaya çıkarsa, bunların seçmenin oy vermesi noktasında fikir değiştireceğini de gözlemliyoruz.

Türkiye’nin doğu sınırı, Suriye, Irak gibi komşu ülkelerimizde devam eden iç savaş ve bu savaşların Türkiye ekonomisine getirdiği yük. Bu yükün devam etmesi, belki de en önemlisi Suriyeli sığınmacılar. Bu ülkelerini terk ederek ülkemize sığınan insanların rehabilite edilmesi, bizim örf ve adetlerimize alışması, çalışma hayatına girmesi küçük ölçek de huzursuzluk gibi algılansa da ekonominin işlemesi açısından bir iş gücü olarak katkı yapıyor olması da büyük önem arz etmektedir.

Anadolu asırlardır mazlum milletlerin adeta bir sığınağı olmuştur. Osmanlının çöküş sürecinde Balkanlar’dan, Kafkasya’dan gelen soydaş ve dindaşlarımız olduğunu unutmayalım.

**

Ekonomik olarak 2014 yılı bütçesinde tahmin edilen cari açıktan 10 milyar dolar fazla vermesi 2014 gibi çalkantılı bir yıl için önemli olsa gerek. 2015 yılı bütçesine bakıldığında, ekonomistlerin yazıp çizdiğine göre, seçim bütçesi yapılmamıştır.

Yerli sanayiye getirilen teşvikler, harp sanayisine yapılan yatırımlar, hava alanları, kentsel dönüşüm projeleri, ulaşım projeleri ve onlarca farklı yatırımların hayata geçiriliyor olmasını insanların gözlemlediğini düşünüyorum. Öte yandan seçimlere giren siyasi partilerin söylemlerine baktığımızda somut, elle tutulan projeler, vatandaşın doğrudan cebine yansıyacak ekonomik ifadeler hiç kullanılmamaktadır.

Kimi vatan elden gidiyor diyor, kimi de laiklik elden gidiyor diyor. Sokakta ki vatandaş ise ekonomik bakıyor meseleye.

Bu günden 7 Haziran seçimlerine baktığımda ekonomik manada bir sarsıntı yaşanmazsa Ak Parti yine tek başına iktidar olacak….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi