Bireysel olarak kişi ve kurumların kendi aralarında oluşturdukları kulüp, dernek, vakıf, sendika ve siyasi oluşumlar olduğu gibi devletlerinde kendi aralarında oluşturdukları, iş birliği yaptıkları siyasi, ekonomik ve askeri örgütler vardır. NATO, AB ve ŞANGHAY gibi… 

Kısa adı AB olan Avrupa Birliği, ekonomik ve siyasi bir örgütlenme olarak tanımlanmaktadır. 28 ülkeden oluşmaktadır. Bunlar; Bunlar Almanya, Avusturya, Birleşik Krallık, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hırvatistan, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, İtalya, Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya’dır. Türkiye ise 50 Seneyi aşkın bir süredir aday ülke konumunda tutulmakta, üyeliğe bir türlü kabul edilmemektedir.

Birlik içinde olan ülkeler, kalkınma politikalarını ortak bir ticari zeminde birleştirir. Ayrıca dış politikalar içinde Dünya Ticaret Örgütü, Birleşmiş Milletler ve G8 gibi diğer organizasyonlarda temsil edilir. Birlik üyesi olan 28 ülkeden 22’si aynı zamanda NATO üyesidir. NATO üyesi olup birliğe üye olmayan tek ülke Türkiye’dir. Euro adıyla bilinen ortak para birimi, birlik üyesi 19 ülke tarafından kullanılmaktadır.

Avrupa Birliği, genellikle Avrupa Kıtası’nda yer alan ülkelerin oluşturduğu, devletlerarası ortak ve çok ulusu içinde barındıran bir oluşumdur. Avrupa Birliği’nin, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği Konseyi, Avrupa Adalet Divanı, Liderler Zirvesi ve Avrupa Merkez Bankası gibi yönetim birimleri bulunmaktadır.

Şanghay İşbirliği Örgütü veya Şanghay Pahtı ise Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya, Kazakistan ve Tacikistan’ın 1996 yılında oluşturdukları bir işbirliği örgütüdür. 2001 yılında Özbekistan’ın da birliğe kabul edilmesiyle üye ülke sayısı 6 ya çıkmıştır. Kısa bir süre içerisinde Hindistan ve Pakistan’ın da üyeliğe kabul edileceği söylenmektedir.

Ülkemiz çok uzun yıllar önce işbirliği için Amerika’yı ve Avrupa Birliğini seçmiştir. Çin ve Rusya’yı seçmemiştir. NATO’nun kurucu üyelerindendir. Buna rağmen birlikte hareket ettiği, stretejik ortaklık yaptığı ülkeler samimiyetten uzak bir tutum sürdürmektedirler. Birçok temel meseleler de Türkiye’yi yalnız bırakmaktadır.

Gerek Amerika gerekse Avrupa Birliği net bir şekilde terör ve teröristlere yardım ve yataklık yapmaktadır. Bu Devletler, Ülkemizin güney ve güneydoğusunda yaşayan Kürt kardeşlerimizi Devletimize karşı ayaklandırmaya çalışmaktadır. Teröristler, katil ve caniler bu ülkelerde krallar gibi ağırlamaktadır. Dostluktan, stretejik ortaklıktan eser kalmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yerine PKK ve FETÖ bozuntularıyla işbirliği tercih edilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti elbette durum değerlendirmesi yapıp gerekiyorsa kendisine yeni ortaklar bulup, yeni ortaklıklar oluşturabilir. Bir ülke her zaman kendi menfaatleri doğrultusunda hareket etmelidir. Ülkeler arasında sürekli dostluklar ve düşmanlıklar olmaz. Her ikisinden de bize yar olmaz ama Sayın Cumhurbaşkanımız Tayip Erdoğan, ŞANGHAY İşbirliği Örgütü’ne göz kırpmakta yerden göğe kadar haklıdır. Birlikte yürünecekse dostluğundan şüphe duyulmayanlarla birlikte yürünmelidir…

Tuğrul Türkeş Bey, durup dururken Hürriyet gazetesine bir röportaj vermiş. ‘MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye güvenilmez, bu konuda daha dikkatli davranılmalı’ demiş.

‘OHAL döneminde anayasa gibi temel bir yasa değiştirilmez, idam cezası geri getirilmez’ demeyi de ihmal etmemiş.

Ne olacak şimdi? FETÖ ve PKK başta olmak üzere diğer terör örgütleriyle yapılan mücadelede en geçerli ortamı hazırlayan OHAL mi terk edilsin?

Başkanlık sistemini ve bazı Anayasa maddelerini düzenlemek maksadıyla el sıkışılan Sayın Devlet Bahçeli mi terk edilsin?

Yoksa Milliyetçilerin oylarını almak, MHP’yi zorda bırakmak için transfer edilen Sayın Tuğrul Türkeş mi terk edilsin? 

Hangi yolun izleneceğine dair ipuçlarını çok beklemeyiz diye düşünüyorum. AK Parti Genel Başkanı ve Sayın Başbakan bu ipuçlarını Salı günü gurup toplantısında kamuoyuna verir diye düşünüyorum…