Bu gün Halil Atılgan’ın yazdığı Kültür Bakanlığı tarafından 1997 yılında yayımlanan Ceyhanlı Aşık Ferrahi isimli kitabı okudum.
Asıl adı Mehmet Ali olan Aşık Ferrahi 1934 yılında Adana'nın Ceyhan İlçesi Kıvrıklı köyünde dünyaya gelmiş. Küçük yaşta öksüz ve yetim kalan Ferrahi bir ağanın yanında besleme olarak olarak çalışmış, çobanlık yapmıştır. Gurbet gurbet dolaşan Ferrahi’nin adı deliye çıkmış, karşılıksız aşklar yaşamıştır. Ferrahi'nin acıklı bir yaşam öyküsü vardır.
Bir şiirinde şunları söylemiş:
“Neler geldi girdi benim düşüme
Felek bu dertleri taktı peşime
Bir yazı yazın ki mezar taşıma
Ferrahi bu dünyada gülmemiş deyin”
Biz onu genellikle,
“Ah neyleyim gönül senin elinden
Her zaman ağladım gülemem gayri
Ben bıktım usandım elin dilinden
Terkettim sılayı dönemem gayrı” türküsüyle hatırlarız.
Kitabı okuduktan sonra benim de içimden Ferrahi’ye bir mektup yazmak geldi.
AŞIK FERRAHİ’YE MEKTUP
“Mahzun çocuk” neler çektin hayattan
Tenhada ağlayıp durdun Ferrahi
Hep şans kovaladın aşktan, umuttan
Çaresiz döşüne vurdun Ferrahi
* *
Her zaman ağladın gülemedin ki
Bir türlü murada eremedin ki
Terkettin sılayı dönemedin ki
Gurbet oldu senin yurdun Ferrahi
* *
Her güzel kalbini yaktı da geçti
Vefasızlık seni yıktı da geçti
Ömrün bir sel gibi aktı da geçti
Kaderine hesap sordun Ferrahi
* *
Bazen çoban, bazen deli dediler
Seni yoksul görüp hakkın yediler
Senin kıymetini bilemediler
Oysa ne hayaller kurdun Ferrahi
* *
Şimdi de doğru söze kızılıyor
Yine yalan gölünde yüzülüyor
Hala doğru insanlar üzülüyor
Kendini boşuna yordun Ferrahi
* *
Ferrahi şunu cümle alem bilsin
Dertlerinde asla yalnız değilsin
Aşkın, ateşin, ışığın serpilsin
Gönüllere mühür vurdun Ferrahi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.