Akşam bir yandan kitap okuyor bir yandan da radyoyu dinliyordum. Radyoda Mahzuni’in değişik aralıklarla türküleri söylendi. Duygulandım. Mahzuni bizim toprakların insanı. Aynı iklim aynı coğrafyanın insanıyız.
İbn-i Haldun, “Coğrafya kaderdir” der ya. Coğrafya insanlar arasında bir kader birliği oluşturuyor. Edip Cansever, “Mendilimde Kan Sesleri” isimli şiirde, “İnsan yaşadığı yere benzer” der. Farkında olmayan coğrafya bir duygudaşlık oluşturuyor.
Abdurrahim Karakoç’un şiirleriyle Mahzuni Şerif’in şiirlerini karşılaştırın, aynı temalar vardır. Aynı coğrafyanın iki şairi. Dertler aynı. Haksızlıklar, ezilmişlikler ve bunlara karşı haykıran yürekli sesler.
Mahzuni’nin bu geceki türkülerini dinleyince aynı coğrafyanın insanı olarak ona bir mektup yazmak geldi içimden. Yazdıktan sonra da dikkat ettim, duygu paydaşlığımız var.
“Mevlam gül diyerek iki göz vermis”
Unuttuk gülmeyi, nerde Mahzuni
Güller solmuş, dikenlerse gövermiş
Vatan dediğimiz yerde Mahzuni
* *
Bir yanda devleti soyan soyana
Hala yiğit muhtaç kuru soğana
İnsan üzülüyor yeni doğana
Çağ aman vermiyor merde Mahzuni
* *
Takmadın hiç, ne tahtı ne tacı
Söyledin sözünü zehirden acı
Korkutmadı ne dam ne darağacı
Bir erenlik var ya serde Mahzuni
* *
Rüşveti hak bilene yuh yuh dedin
Mazlumu savundun zalimi yerdin
İnsanca yaşamaktı bütün derdin
Yer vermedin başka derde Mahzuni
* *
Kimbilir kaç zevzek canını sıktı
Kimbilir kaç ahu kalbini yaktı
Ruh halim ne kadar da benzer çıktı
Dertlerimiz aynı türde Mahzuni
Sağlığında farklı düşünceler nedeniyle değerini anlayamadığımız insanları, ölüm aramızdan alınca, yani ölüm hepimizi fani kılınca paydaş olduğumuz insanlığı yeniden sorgulamamızı sağlıyor.
Türküleriyle gök kubbemizde hoş sada bırakan Mahzuni'nin ruhu şad olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.