Baki Kalan Hoş Sâda İmiş

Bir konu hakkında her zaman olmasa bile yazarken zorlandığım anlar olmuştur.

Bu yazacağım konuyu birkaç gün önce yazmam gerekiyordu. Ama yazamadım. Kendi yaşadıklarıma ilave olarak merhum babamın bu konuyla ilgili anlattıkları, Marteks fabrikasının benim ve ailemin yaşamına katkısı v.s..

Bir fabrika tanımınız duyduğum ve o fabrikanın içine girdiğimde sanırım tarih 1974 yılıydı.

O çocukluktan gençlik dönemine geçiş sürecimizde, hayatımızın gelecek dönemini de şekillendirecek olan o yıllarda hafta sonları ve birkaç defa da yaz tatilinde merhum babamla gittiğim Marteks fabrikası…

Kaderin cilvesi olacak ya, 1981 yılında Kahramanmaraş Meslek Yüksek okuluna tekstil bölümü açıldığında ilk öğrencilerinden biriydim. Gazetecilik aşkı bu okulu bitirmeme mani oldu. Ama bilinç altımda ikinci meslek olarak hep tekstil yer almıştır. Sanırım bunda da Marteksin rolü vardır. Koca koca makineler.

Çocukluktan gençlik dönemine geçiş sürecimizde o fabrikayı dişiyle tırnağıyla kuran bir çoğu ahrete intikal etmiş nice insanları çocuksu duygularla tanımak imkanım oldu.

Onların hepsine amca derdik. Özellikle Pazar günlerinde merhum Hasan Balcı, merhum Kasım Yağlıca, merhum Faruk Arıkan ve bir baba hürmetiyle sayıp sevdiğim İsmail Kurtul gelirlerdi.

Bölük pörçük hatıralarıma baktığımda hoş ve güzel olanlar daha fazladır. Maraş olaylarının olduğu ilk üç gün merhum babam fabrikayı yakarlar diye fabrikada kalışı v.s…

Marteks Fabrikası bu güzel kentimizde Tekstilin okulu oldu. Bununla ilk başlangıç yapan bir çok insan ve bu insanların ikinci nesil çocukları Kahramanmaraş’ı tekstil ve sanayi kenti haline getirdiler.

Bu yürekli güzel insanlar için ben kendi adıma her zaman dua ediyor, şükranla anıyorum. Ölenlere Allah’tan rahmet hayatta olanlara da uzun ömürler diliyorum.

Ve merhum Hasan Balcı hakka yürüdü.

O günlerde bir yazı kaleme aldım. Merhum ile ilgili çok eskilerden gelen bir hukukumuzun olduğu aile içinde her zaman konuşulmuştur.

Bir süre önce Melih Arat tarafından merhum Hasan Balcı’nın hayatını anlatan bir kitap yazıldı.

Merhum Balcı’nın oğulları daha önce bu konuyla ilgili yazı yazmamızdan dolayı bu kitaptan bize göndermişler. Sağ olsunlar…

Kitap çalışma masamda fırsat buldukça okurken, şehir dışından bir dostum bu kitaptan istedi. Bana gönderileni verdim.

Sitemizde köşe yazarı aynı zamanda merhum babam ile birlikte Marteks Fabrikasında o yıllarda çalışan Ali Avgın’dan yeni kitap istedim. Bu sohbet sırasında merhum Hasan Balcı’nın oğullarıyla bu güne kadar tanışma fırsatı bulamadığımı söyledim.

Hasan Balcı’nın odası ve gördüğüm manzara

Aynı gün içinde Ali bey ile yeni Marteks’e gittik. Bünyamin ve diğer kardeşi Mehmet Ali beyler bize ilgi gösterdiler, iltifat ettiler.

Bünyamin Balcı beni babasının odasına götürdüğünde, gördüğüm manzaradan doğrusu çok etkilendim.

Duvarda merhumla ilgili çıkan yazılar düzenli bir şekilde çerçevelettirilerek asılmış.

Benimde yazdığım bir yazı duvarda yerini almış. Henüz ilk defa tanıştığımız bir insanın bizi tanımadan sadece yazdıklarımızdan dolayı bize gösterdiği muhabbetten mutlu oldum.

Bir gömlek, bir şapka v.s. etrafta yerli yerinde duruyor. Hepsinin de ayrı bir hatırası var.

Ne mutlu güzel hatıra bırakarak ahrete gidenlere. Ne mutlu geride eser bırakanlara…

Oğulları vakıf yada bir benzeri bir çalışma içine girmişler. Babaları adına okul ve camii inşaatları var. Bunlar güzel hizmetler…

Mutlu bir şekilde Marteks’ten ayrılırken sevgili Ali abiye şöyle seslendim: “Para pul burada kaldı. Çocukları babalarının isimlerini yaşatmak ve sürekli hayır gelmesi içinde bu güzel eserleri yaptırmanın heyecanı içindeler. Allah hayırlarının ve hizmetlerinin karşılığını her iki dünyada da versin” diyerek, son noktayı koyduk.

Önemli olan bu dünyadan giderken hoş bir sada bırakabilmek…gerisi laf ve hikaye…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi