Mehmet TAŞ
BAşARABILIRMIYIZ?
Cengiz Kamalı. Kadim bir dost. Iyi bir arkadaş. Bu dostumun işletmeciligini yaptıgı Pınarbaşı Çınaraltı Tesisleri bizim sıkıntı ve dertlerden kaçtıgımız "sıgınagımızdır" adeta.
Bu sıgınagın kadim misafirleri vardır her zaman. Bunlar Mustafa şirin, Metin Çaylı, Dr. Gökhan Gökşen, Mustafa Arguz, Akif Aslan, Mehmet Fiskeci, Mustafa Önyurt ve şimdilerde benim gönül dostum, agabeyim Serdar Erdoganyılmaz ve adını sayamadıklarımız!...
Dün akşam bu mekanda güzel bir etkinlik yapıldı. Bizim için önemli olan bir etkinlik.
Bu etkinlige gazeteci dostlarımız, gönül dostlarımız katıldı. Bu yemegin ayrı bir özelligi de www.kanal46.com"u gündeme almak ve bu sitenin kente getirdigi pozitifizmi tartışmaktı.
Hoş bir sohbet oldu. Dostlarımız kalktılar konuştular, fikirlerini beyan ettiler.
1980 öncesi medya alanında ki gelişmeleri bilmiyoruz. Ancak o tarihten sonra gelişmeleri sıralayacak olursak; 1995"te Doguş gazetesi ile ilk ofset gazete. 2000"de Yorum Gazetesinin günlük yayın hayatına başlaması ve getirdigi yenilikler. 2005 yılında Kahramanmaraş"ta Bugün gazetesinin yayın hayatına girmesi ve kente ofset baskı tesislerinin kurulması.
Bana göre iletişim ve medya alanında büyük devrim ve yenilik olarak nitelendirdigim 2006 yılında www.kanal46.com sitesinin yayına girmesi.
O site de sevgili Cengiz Kamalı"nın "sıgınagı" misali "kanal46"da sıgınagımız oldu.
Yazdık çizdik, emek verdik, tanıtılmasına katkı yaptık. Kanal46"nın belli bir yere gelmesi ve ilgi görmesi beni cesaretlendirdi.
Internet sitesi kurdum. Kanal 46 kadar olmasa bile zaman içinde bizim sitemizde iyi bir yere gelecek.
şimdi bu iki site "kentin gündemini" belirliyor.
Vatandaşlarımız anında habere ulaşıyor.
Bizlere bir arada olma imkanı veren Kanal46 ailesine ve sevgili Cengiz"e teşekkür ederek, orada o yemekte konuşulanlara deginmek istiyorum kısaca.
Başta Rüstem Çetinkaya olmak üzere, Serdar Erdoganyılmaz, Yılmaz Akçakale, Mehmet Biçkes, Mustafa şirin ve diger dostlarımız düşüncelerini ifade ettiler.
Nacizane bende bir iki cümle ile tecrübelerimin verdiklerinden arta kalanları ifade ettim.
Sevgili Yılmaz Akçakale"nin (hacı babamın) damarına bastım. Zira medya sektörünün gelişmesi adına iyi düşünceleri vardı. Adım adım uyguluyordu. Biraz rahatsızlanınca pes etti. Maşallah iki oglu var. Gürkan ve Kerem. Ikisi de pırlanta. Yorum gazetesini sırtladılar. Iyi de götürüyorlar. Sadece Sanayi"de iyi bir abonelerinin oldugunu gözlemliyorum. O halde hacı babamızın bize verdigi sözleri yerine getirmesi gerek. Yani ?durmak yok, yola devam!? Umarım orada ifade ettiklerime alınmamıştır. Ben biraz damarına basarak medya alanında yapacagı yatırımları hızlandırmasına katkı yapabilir miyim düşüncesiyle konuştum.
Neyse gelelim ikinci konuya.
Konuşan bütün dostlarımız; medya sektörünün dagınıklıgı ve kamuoyu gücü noktasında eleştirilerde bulundular.
Sevgili Akif Arslan kardeşim bugünkü köşe yazısında; Kentte kurulu olan üç dernegin feshedilerek tek bir dernek çatısında toplanma önerisini yazmış.
Sevgili Akif"in yazdıklarının altına imzamı atıyorum.
Kahramanmaraş"ta medyanın toparlanma sürecine girmesi gerektiginin altını çiziyorum.
Bu dagınıklıktan ?birileri? iyi istifade ediyor.
1980 sonrasında medya alanında yapılan bütün organizasyonların yanında yer aldım. Muhalefet ederek, o arkadaşlarımızın moralini bozmadım. Bizde bazı arkadaşlarımızın yaptıgı gibi ?her şeye muhalif? bir tarzı sevmiyorum.
Bu meslek içinde olan ama bu meslege katkı yapmak yerine sürekli eleştiren ancak elini taşın altına koyamayan korkakların ya önüne set çekmeliyiz ya da tepki göstermeliyiz. Bunu yapamadıgımız sürece de medyanın toparlanması zor olur.
Öyle olur olmaz kendi arkadaşlarını jurnalleyen, yazan, eleştiren ama kendi ayıbının farkında bile olmayan arkadaşlara; ?dur bakalım! Sen ne yapmak istiyorsun? Diye sorabilmeli ve gerekirse farklı tepkiler verebilmeliyiz.
Bizler burada ?kayıkçı kavgasını? kendi içimizde yapıyoruz. Dolayısıyla da bir agırlıgımız olmadıgı gibi, başkaları bizim bu kavgamıza gülüyor ve bizleri ayrı ayrı idare ediyorlar.
Sonuç ortada!...
Ya adam gibi organizasyonlar yapacagız.
Ya da birileri bizlerin sırtına binmeye devam edecek.
Başka çaremiz yok.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.