Şükürler olsun Rabbimize ki, bir hac ve bayram günlerinin gölgesi daha düştü üstümüze. İlahi davete cevap vererek mübarek topraklara koşan ve rabbine kurban olmayı canına minnet bilen müminler, hacı olmanın ve kurbanlarını O’na kurban ederek bir kez daha itaat ve teslimiyetlerini gösterme imkânı bulacaklardır. Bir kere daha bu fırsatı bizlere verdiği için âlemlerin rabbine en içten duygularla hamd edeceklerdir.
“Benim için kurban kes” emrine cevaben, “semi’na ve ata’na  ‘işittik ve itaat’ ettik” diyerek Allah rızası için kurban kesip kulluk görevimizi yerine getireceğiz. Küçücük bir maddiyat karşılığında büyük bir mutluluk ve huzur elde etmeye çalışacağız.
Biz insanlar, ister zengin ister fakir olalım mala karşı çok tamahkârız. Hâlbuki ‘mülkün sahibi’ Allah’tır. Biz ise o mülkün bekçisi ve emanetçisiyiz. Bize verilenlerin küçük bir bölümüyle keseceğimiz kurban sayesinde; “Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve dilediğinden alırsın. Dilediğini yükseltir, dilediğini alçaltırsın…” ‘Bizleri alçaltma yarabbi’ diye dua etme imkânı bulacağız.

Her ne kadar yüreklerimiz yangın yerine dönse de, Türk ve İslam düşmanlarının hain ve kalleşçe kurdukları pusularda hayatlarını kaybeden şehitlerimizin çoluk çocuklarının yüzünü güldürmeye çalışacağız. Deprem felaketinde canlarını ve mallarını kaybeden kardeşlerimizin ve yavrularının başlarını okşayarak, dertlerine ortak olmaya, Cenab-ı Hakkın bizlere verdiklerini onlarla paylaşmaya ve tüm acılarına rağmen bayramı bayram gibi yaşamaları için çabalama şansı bulacağız.
Kurban keserek şefkat ve merhamet duygularımızı geliştirmiş olacağız. Kurbanlık hayvanlara karşı aşırı bir sevgi, şefkat ve merhamet beleyeceğiz. Kurbanlıkları süsleyip, kınalayıp, tekbirlerle ve okşaya okşaya, incitmeden kesileceği yere götüreceğiz. Bu sahneyi izleyen çocuklarımıza; “kurban edilen bu mübarek hayvanlar yaratılmasaydı eğer şimdi onların yerinde canımızdan çok sevdiğimiz sizler olacaktınız” diyerek kurbanın gerçek manasını öğrenmelerine yardımcı olacağız.
Biliriz ki “Onların (kurbanların) ne etleri nede kanları Allah a ulaşır; fakat ona sadece biz kulların Takvası ulaşır” inancı gereği kurban keseceğiz ve bu sayede, “bencillik, riya, cimrilik, tamahkârlık duygularından kurtulmaya çalışacağız.
Kurban keserek “Kardeşlik ve yardımlaşma duygularının artmasını, zengin ve fakirlerin yakınlaşmasını, dargınların ve küslerin barışmasını” sağlamış olacağız. Kestiğimiz veya kesilmesine vesile olduğumuz kurbanları muhtaçlara, fakir fukaraya ulaştırarak onlarında yüzlerinin gülmesine vesile olacağız. Bize bu gücü veren Yüce Mevla’ya binlerce defa şükredeceğiz.

Başka bir emri ilahiyi yerine getirmek için malını mülkünü, evladı iyalini ve tüm sevdiklerini memleketinde bırakarak Mekke-i Mükerremeye, Haram-ı Şerife, Allaha ve Peygambere koşan kardeşlerimizin sağlık ve mutluluk içerisinde vazifelerini yaparak memleketlerine ve geride bıraktıkları sevdiklerine sağ salim kavuşmaları için dualar edeceğiz.

Her bayramda yaşanan trafik kazaları yüzünden kara yollarımız kan gölüne dönüyor. Bu kazalarda yüzlerce kardeşimiz can veriyor. Geride binlerce mutsuz ve gözü yaşlı insan kalıyor. Kurban kesmek için yollara düşüp, yaşadıkları kaza sonucu kendileri kurban olan vatandaşlarımızın sayısının çok çok az olması için dualar edeceğiz.

Bir yandan Kurban Bayramının huzur ve mutluluğunu yaşarken bir yandan da Hac dan dönen kardeşlerimizi ziyaret ederek sevincimizi kat be kat artırmaya çalışacağız. Daha güzel bir bayram yaşamak için ellerimizi semaya kaldırıp Sayın KARAKOÇ’un “Bayramlar Bayram Olsun” isimli şiirini okuyarak dualar edeceğiz.

Âlem-i İslam’a rahmet su gibi aksın

Bayram olsun bayramlarınız,

 Evleriniz Cennet kokusu gibi koksun

Bayram olsun bayramlarınız…