Açılım Süreci bir aya yakın bir süredir devam eden ‘Gezi Parkı Eylemlerinin’ gölgesinde kamlı. Bu duruma canı sıkılan BDP Genel Merkezi, temmuz ayında 'çözüm süreci'nin 2'nci aşamasında hükümetin atması gereken adımlara dikkat çekmek amacıyla BDP'nin yapacağı bir dizi etkinlikler ile ilgili bir program açıklamış. Ağızlarındaki baklayı nihayet çıkartmışlar. Çözüm sürecinde hükümetten yerine getirmesini istedikleri ana istemin ‘Abdullah Öcalan'ın Özgürlüğü’ olduğunu haykırmışlar. Yani ‘takke düşmüş kel görünmüş.’

Abdullah Öcalan'ın( Bebek katili) Özgürlüğüne ilaveten diğer talepler şöyle sıralanmış:

1- Başta hastalar olmak üzere tüm PKK’lı ve KCK’lı tutsaklar serbest bırakılsın.
2- Kürdistan bölgesinde yapımı devam eden karakol, baraj ve HES yapımları kesin olarak durdurulsun.
3- Kürdistan bölgesinde T.C. eliyle yapılan ekoloji tahribatı ve katliamı son bulsun
4- Askeri yığınak hali son bulsun. Asker, polis, akrep, TOMA, panzer halkın içinden kışlalara ve karakollara çekilsin.
5- Ana dilde eğitim başlatılsın, ana dilin kullanılması önündeki tüm engeller kaldırılsın.
6- TMK ve antidemokratik yasaların tamamı kaldırılsın.
7- Koruculuk uygulaması kaldırılsın.
8- Seçim barajı düşürülsün.
9- Kadına karşı şiddete dönük gerekli tedbirler alınsın ve failler cezalandırılsın.

BDP bu isteklerinin yerine getirilmesi için geçtiğimiz Pazar günü Diyarbakır, Adana ve Mersin'de daha sonra Gaziantep, Van, Mardin, Şanlıurfa, Şırnak, Muş, Ankara, Sivas, İstanbul, Hakkâri, Bitlis, Adıyaman, Batman, Ağrı, Siirt, Bingöl, Iğdır ve İzmir'de 'Hükümet adım at' etkinlikleri gerçekleştireceklerini açıklamış. Yani doğusuyla batısıyla bu güzel ülkeyi yakıp yıkmaya insanlarımızı canından bezdirmeye devam edeceklerini ilan etmişler.

Bu talepleri okuyunca bir süreden beri unuttuğum ‘açılım süreci’ tekrar aklıma geldi. Konuyla ilgili AKP’nin, PKK’nın, CHP ve MHP’nin hatta Akillerin ne düşündüğünü üç aşağı beş yukarı biliyorum. Çünkü bu çevreler ellerindeki imkânlar ölçüsünde biz sade vatandaşları etkilemeye yönelik çalışmalar yapıyorlar. Tüm bu ikna çalışmalarından sonra gelinen nokta acaba ne? Sade vatandaşlar konuyla ilgili ne düşünüyorlar? Pazar günü işte bu soruların cevabını öğrenmeye çalıştım. Yanımdaki yönümdeki sade vatandaşlara sordum: ‘Açılım süreciyle ilgili ne düşünüyorsunuz?’ İlginçtir sürece karşı çıkan bir tek kişiye rastlamadım…

Sorduğum soru karşısında aldığım cevaplar hemen hemen aynıydı. İnanın vatandaşın tamamı kan dursun istiyor. Göreve (Asker, Polis, Öğretmen vb.) yolladıkları evlatları sağ salim evlerine dönsün, ölümler, sakatlıklar son bulsun istiyor. Gelinler ağlamasın, çocuklar öksüz ve yetim kalmasın istiyorlar. Analar, babalar, bacılar bağırlarına taş basmasın istiyorlar. Ancak; ‘başta eli kanlı bebek katili Abdullah Öcalan olmak üzere içerideki tutuklu bulunan PKK mensuplarının salıverilmesi, affedilmesi kabul edilebilir bir durum değildir’ diyorlar. Hele hele ‘bu soysuzlarla mücadele eden ve bu mücadele esnasında amirlerinden aldıkları talimatlar doğrultusunda bazen yasaların dışına da çıkabilen Türk Silahlı Kuvvetlerinin Şerefli subayları içeride yatarlarken bu eli kanlı canilerin affına kesinlikle sıcak bakamayız’ diyorlar. Benim sohbet ettiğim Kahramanmaraşlı vatandaşların görüşü bu. Zannedersem Yüce Türk Milletine mensup sade vatandaşların tamamının isteği de buna benzer olsa gerek.

Fakat içerdeki ve dışarıdaki caniler hiçte böyle düşünmüyorlar. Hatırlıyorsanız Mart 2013 de basına sızan İmralı talimatlarında BDP Milletvekili Sırrı Süreyya soruyor Öcalan cevap veriyordu. Öcalan; ‘Hepimiz Özgür Olacağız’ diyordu.

— Sırrı Süreyya: Sizin konumunuz ne olacak?

— Öcalan: (Gülerek) Ne ev hapsi, ne de af bunlara gerek kalmayacak. Herkes, hepimiz özgür olacağız.

Sade Türk Vatandaşlar şu soruların cevabını gerçekten merak ediyorlar; Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ ve silah arkadaşları içeride yatarken bu hainler gerçekten dışarımı çıkarılacak? Yüce Türk Devleti bu hainlerin şantajlarına boyun mu eğilecek? Velev ki bu istekleri de yerine getirildi sonraki talepleri ne olacak?