Günümüzde Çağdaş Belediyecilik denince akla ilkönce proje geliyor. Belediye Başkan Adayları artık seçmenin karşısına projeleriyle çıkıyorlar. Projesi olan adaylar bir adım öne çıkıyorlar. Aday olduğu bölgede partisi de az buçuk oya sahipse bu adaylar başarılı oluyorlar. Bu yüzdendir ki 2014 yerel seçimler öncesi başkan adaylarının kendi seçim bölgeleri için mutlaka uygulanabilir üç beş projelerinin olması gerekiyor. Benden söylemesi; “Seçmen proje yoksa oy da yok” diyebilir. 2014 Yerel seçimlerinde aday olmayı düşünen siyasileri uyarıyorum. Koltuğu riske atmanın mantığı yok. Henüz zaman varken ne yapıp yapın uygulanabilir cinsten birkaç proje edinin.

“Kolaylaştırırım, Zorlaştırmam” Sloganıyla yola çıkın. Günün belediyeciliği olarak adlandırılan bu sistemde vatandaşın direkt ilgili olduğu meselelerin çözüme kavuşturulduğu bir anlayış hâkimdir. Sizde bu sisteme uyun. Güçlüye değil, haklıya yakın olan, çözüm odaklı, zorlaştırmayan kolaylaştıran, sevgi odaklı ve güler yüzlü belediyecilik yapacağınıza kendinizi ve seçmenlerinizi mutlaka inandırın.

“Ben yaparsam en iyisini en muhteşemini yaparım” imacını verin. Klasik anlamda her şeyi eleştiren değil; en mükemmelini yapacağım deyin. Sözlerinizi projelendirin ve projenizi teknoloji eşliğinde güzel sözlerle anlatın. “Bilge, halktan yana, yardım sever, güçlü, Kudretli” bir kişi olduğunuza seçmenlerinizi inandırın.

Teknolojiyi ve Sosyal Medyayı çok iyi kullanın. Nereye giderseniz gidin elinizde mutlaka İPat olsun. Kendinize ait web siteniz, Twitter ve facebook hesabınız mutlaka olsun. İletişimlerinizi bilgisayar ortamında yapın. Parti büyükleriyle olan samimi fotoğraflarınızı buralarda mutlaka paylaşın. Böylece dostlarınıza güven, düşmanlarınıza korku saçın. Seçmen güçlü olandan yanadır.

Aday olarak ortaya çıkmadan önce hısım ve akrabalarınızı mutlaka ziyaret edin. Küs ve dargın olduğunuz akrabalarınız varsa onlarla mutlaka barışın. El alem aleyhinizde konuşsa bile önemli değil. Ama aynı kanı taşıdığınız akrabalarınız hakkınızda menfi konuşurlarsa bu size çok zarar verecektir.

Fiziğinize, kılık ve kıyafetinize, saçınıza ve sakalınıza, konuşmalarınıza, oturup kalkmanıza, yemenize ve içmenize, gezip tozduğunuz kişilere mutlaka dikkat edin. Fazla kilolarınızdan ve varsa göbeğinizden mutlaka kurtulunuz. Ekibinizi toplumun sevdiği ve güvendiği kişilerden oluşturmaya özen gösteriniz.

Seçim bölgenizin gerçeklerini çok iyi bilmeniz gerekiyor. Sahip olduğu yeraltı ve yerüstü zenginliklerini, bu zenginliklerin toplumun istifadesine sunulup sunulmadığına vakıf olmanız gerekiyor. Önceki ve mevcut belediye başkanlarının yaptığı ve yapamadığı konuları eksiksiz bilmeniz gerekiyor. Körü körüne eleştiren, sataşan, inkârcı ve retçi bir kişiliğe kimsenin güvenmeyeceğini bilerek hareket etmek gerekiyor. “Doğruya doğru, eğriye eğri” diyen ve seçmenlere güven hissi veren bir profil çizmelisiniz.

Seçim bölgenizin imar durumuyla ilgilendiğinizi mutlaka seçmenlere inandırmalısınız. Yeni arsalar üreteceğinizi, farklı bölgeleri imara açacağınızı, eski mahalle ve semtlerde kentsel dönüşüm uygulayacağınızı en yüksek sesle dile getirmelisiniz. Evi olmayan evlileri yapacağınız toplu konutlarla ev sahibi yapacağınızı sağır sultana duyurmalısınız. 

Aday olmayı düşündüğünüz seçim bölgesinde yaşamıyorsanız derhal bu bölgeyle olan ilişkilerinizi güçlendiriniz. Hiç zaman kaybetmeden tanıdığınız dostlarınızı aramaya başlamalısınız. Seçim bölgenizdeki seçmenlerin nişan, düğün, umre, hac gibi mutlu günlerinde hastalık, kaza, cenaze gibi kötü günlerinde mutlaka yanlarında olmalısınız.

Sözde değil özde davranışlar sergilemelisiniz. Zarafete önem veren zarif, ziyarete önem veren vefalı ve ziyafete önem veren eli açık bir dost olmalısınız. Sırıtan değil gülümseyen, alan değil veren bir el olmalısınız. Güçlünün değil haklının yanında olmalısınız. Kimsesizlere kimse olmalısınız. Böyle değilseniz eğer iş olsun diye aday olmamalısınız. Bu konuda söylenecek daha çok sözümüz var ama ‘Arif olanlara sözün tamamı söylenmezmiş.’ Arif olmayanlar için konuya elbet devam edeceğiz.