Adnan GÜLLÜ
BÜYÜK TAARRUZDAN SONRA YUNANİSTAN’DA Kİ SİYASİ YAPI
Tarih biliminin amacı, geçmişe yönelerek geleceğe ilişkin doğru çıkarımlar yapmaktır…
Şu günlerde Yunanistan’la siyasi gerginlikler yaşanmakta, özellikle bu gerginliği yaratan Yunanistan’ı emperyalist devletler dünde olduğu gibi Türkiye’ye karşı taşeron olarak kullanma politikasının yansımasıdır. Unutmayınız “Tarih bilmeyen devlet yöneticisi pusulası olmayan gemi kaptanına benzer.” Sonu her zaman felaketle sonuçlanmaya mahkûmdur. Kurtuluş Savaşı öncesi Küçük Asya dediği Batı Anadolu’da maceraya atılan Yunanistan yöneticiler bedelini vatan hainliği damgası ile idam sehpasında ödediler…Geliniz dünü birlikte hatırlayalım.
İstiklâl Savaşı’nın 9 Eylül 1922’de sona ermesinden sonra aynı yılın Ekim ayında Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı. Ama İstanbul’un resmi kurtuluş günü olan 6 Ekim 1923’e kadar yaşanan olayları pek bilmeyiz. Yunanistan’da “Küçük Asya yenilgisinin yol açtığı gelişmeler Türkiye’nin resmî tarihinde de yer almaz. Oysa bu gelişmeleri Türkiye’nin yakın tarihinin bir bölümü olarak ele almak gerekiyor…
Yenilgiden 3 gün sonra Yunanistan’da halk ayaklandı. 100 bin kişinin katıldığı protesto mitingi yapıldı. Hükümet binaları işgal edildi, suçluların cezalandırılması istendi
Bu gelişen olayların üzerine 11 Ekim 1922’de Sakız Adası’ndaki iki Yunanlı Albay Nikolaos Plastiras ve Stilyanos Gonatas darbe yaptıklarını ilan edip, Kral Konstantin’in tahttan çekilmesini ve yenilginin sorumlularının cezalandırılmasını isterler. Bu gelişmelerin ardından Atina'da ''İhtilal Komisyonu'' kuruldu ve olağanüstü Askeri Mahkeme oluşturulması kararı alındı. ''İnceleme Komisyonu''nun başına ise Theodoros Pangalos geçti. Mahkeme sürecinde soruları şöyle cevaplayarak başladılar.
Mahkeme de “savaştık ama yenildik” dediler.
Savcı aynen şunu dedi : " Siz Sadece yenilmediniz. Anadolu’daki 3 bin senelik Yunan varlığını bitirdiniz. Egede Karadeniz’de yunan kalmadı. 600 senelik Osmanlı döneminde dahi biz bu bölgelerde çoğunluktaydık"
Gelelim olayların akışına;
Darbecilerin kurdurduğu özel Divan-ı Harp, “Altılar Davası” olarak tarihe geçen yargılamadan sonra, üçü başbakan, ikisi bakan ve biri de Anadolu’da Yunan ordularının başkomutanı olmak üzere altı kişiyi idam cezasına çarptırır ve 15 Kasım 1922’de cezalar infaz edilir. 13 Eylül 1922’de aralarında Altılar Davası’nın sanıkları da bulunan birçok politikacı Atina Polis Merkezi’nde gözaltına alınırlar.
9 Ekim 1922’de Atina’nın Sintagma Meydanı’nda 100 bin kişinin katıldığı bir gösteri yapılır ve “Küçük Asya” Felaketinin sorumlularının cezalandırılması istenir. Genel hava Yunan ordularının yenilgiye değil, ihanete uğradığı yolundadır. Darbecilerden Pangalos, sorumluların Pire’de “Limni” muhribine alınıp kısa bir yargılamadan sonra kurşuna dizilmelerinden yanadır. Ama Britanya(İngiltere) ve Fransa elçileri buna karşı çıkarlar. Yargılama açık olacaktır ama sanıklar özel olarak kurulan bir mahkemede yargılanacaktır. 12 Ekim 1922’de özel mahkeme kurulur. Sorgu heyetinin başına Theodoros Pangalos getirilir, iddianame ise günümüz Yunanistan’ın eski başbakanlarından Yorgos Papandreu’yla aynı adı taşıyan ve o zamanlar genç bir hukukçu olan büyükbabası tarafından hazırlanır. 17 Ekim’de Devrim Komitesi’nden yapılan bir açıklamayla “Küçük Asya felaketinden sorumlu olan ulus düşmanlarının örnek cezalara çarptırılacakları” duyurulur. Davanın seyri baştan bellidir.
Tarihe “Altılar Davası” olarak geçen davada aslında sanık sayısı sekizdir ancak dava idam sayısıyla anılır. Duruşma 13 Kasım 1922’de başlar. Suçlamalar arasında İzmir ve çevresini Kemalistlere terk etmek, ordunun başına deneyimsiz subayları atamak, askeri donanımı ve müstahkem mevkileri ter etmek gibi eylemler vardır.
Sanık avukatlar bu özel mahkemeye yetki itirazında bulunurlar. İtiraz reddedilir. Sanıklara savunma yapma hakkı tanınır, ama suçlandıkları olaylarla ilgili resmi belgeler, yazışmalar kendilerine verilmez. 15 Kasım 1922’de mahkeme başkanı kararı açıklar. Sekiz sanıktan altısı idamla, ikisi de ömür boyu hapisle cezalandırılmıştır. Venizelos, bütün bunlar olurken Lozan’dadır. İngiltere’nin Atina büyükelçisi de idamları durdurmak için harekete geçer. Devrim Komitesi Başkanı Plastiras, İngiliz Elçisi Lindley ile Trakya topraklarının kalanı karşılığında mahkûmları Britanya’ya verme pazarlığı yapar ama sonuç alamaz.
Yenilgiden sorumlu tutulan eski başbakanlar Dimitri Gunaris (59), Petros Protopapadakis (68) ve Nikolaos Stratos (50), Protopapadakis hükümetinde askeri işlerden sorumlu Bakan Nikolaos Theotokis (44), Gunaris ve Protopapadakis hükümetlerinde Dışişleri Bakanı olan Georgios Baltacis (56), Gunaris hükümetinde Ulaştırma Bakanı olan emekli subay Ksenofon Stratigos (53), Gunaris hükümetinde İçişleri Bakanı olan Georgios Hacianestis (59), Anadolu ve Trakya'dan sorumlu başkomutan emekli subay Mihail Gudas (54) ''vatana ihanet'' suçuyla yargılandı.
Atina Parlamentosunda 31 Ekim-15 Kasım 1922 tarihleri arasında yapılan duruşmalarda oy birliğiyle Gunaris, Hacianestis, Stratos, Protopapadakis, Stratos, Baltacis ve Theotokis ölüm, Gudas ve Stratigos ise müebbet hapis cezalarına çarptırıldı. Söz konusu 6 kişi karardan iki saat sonra Atina Meydaninda idam edildi.
İDAMA MAHKÜM EDİLENLER:
Eski Başbakanlar 1-Dimitrios Gunaris (59) 2- Petros Protopapadakis,(68) 3-Reformist Parti'nin lideri Nikolaos Stratos, (50) 4-Savaş Bakanı (Protopapadakis hükümetinde askeri işlerden sorumlu Bakan) Nikolaos Theotokis,(44) 5-Eski Bakan Gunaris ve Protopapadakis hükümetlerinde Dışişleri Bakanı olan Georgios Baltacis (56) 6-Yunan İşgal Kuvvetleri Komutanı (Küçük Asya Ordusu Başkomutanı) Georgios Hacianestis (59) ''vatana ihanet'' suçuyla yargılandı. Aynı gün öğleye doğru Atina yakınlarındaki Gudi Kışlası’na nakledilir ve altı ayrı idam mangası tarafından kurşuna dizilirler. İnfazlardan 14 saat sonra Venizelos’un Lozan’dan idamların durdurulmasını isteyen telgrafı gelir.
MÜEBBET HAPSE MAHKUM OLANLAR:
1-General Xenephon Stratizos
2- Amiral Michael Goudas (54) Anadolu ve Trakya'dan sorumlu başkomutan emekli subay
SONUÇ: Mustafa Kemal Paşa’nın Yunan’a karşı kazandığı Büyük Taarruz, Yunan diktatörlerinin de kendi halkları tarafından cezalandırılmalarına imkan sağlar. Böylece sömürgecilerin tuzağına düşen Yunanistan ağır bir bedel öder. Bir kez daha tarih tarafından ispat edilmiştir ki emperyalizmlerle iş birliği yapanların sonu hüsranla biter.
Faydalanılan Kaynaklar:
Kurtuluş Savaşı ile İlgili. Yunan Belgeleri - Prof. Dr. İzzet ÖZTOPRAK
Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Lozan Antlaşması Özel Sayısı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.