Ahmet Doğan İLBEY
Darbeci generallerin rütbeleri sökülüyor/bir devrim bu!
Daha önce yazdığımızı coşkulu bir şekilde bir daha yazalım. Nihayet o kutlu gün geldi. “Darbeci generaller tanrı-devlettir; yargılanmaktan masundur ve Cumhuriyet Devleti’nin bizatihi kendisidirler” anlayışı “kartondan kuleler gibi yıkıldı.” “28 Şubat bin yıl sürecek” diyen darbeci generallerin yekûnu mahkûm oldu, zorba saltanatlarına son verildi ve imtiyazlarını kaybettiler.
DARBECİ GENERALLER HAPSE ATILIYOR/BİR DEVRİM BU!
Eskiden olduğu gibi omuzlarındaki zorba yıldızlar parlamıyor artık. Kanun adamları söküyorlar zulme batmış rütbelerini. Zorbalıklarına son veren hüküm yüzlerine okundu ve hapishâneye atıldılar. Necip Türk milleti Moğol istilasından, Birinci Cihan Harbi’nden daha çok zarar gördü darbelerden ve darbeci generallerden. Bu sebeptendir ki, bu ülkede darbeci generallerin yargılanması, hapse atılması, rütbelerinin sökülmesi bir devrimdir…
DARBECİ GENERALLER DE HAPİSLİĞİ TADACAKLARDIR
Darbeci generaller de ölümlüdür, ölümü ve hapisliği tadacaklardır. Hiç hayırlı ölüm nasip olan darbeci general var mı bu ülkede? Huzur içinde ölen yok. Milletin âhı ve kanı tutarak, akıl ve ruh sağlıklarını kaybedip akıl hastanesinde rezil bir vaziyette ölürler. Bir darbeci general cenazesinin milletin omuzunda taşındığını gördünüz mü? Seküler törenlerle kaldırılır cenazeleri. Dünyaları nasıl bir dünyadır. Dostları ve arkadaşları olur mu? Neye inanırlar? İnsanı teselli eden inançları, menkıbeleri var mıdır? Her gün apoletlerin güdümündeki aynı elbiseyi giyen darbeci generaller hayatı değiştirebilirler mi?
Bir zamanlar zulümkâr darbeci generallerin vesâyet rejimlerinde eziliyordu millet. Hak ve adâlet, sevgi ve merhamet yoktu despot iktidarlarında. Zulüm ve zorbalık hâkimdi. Kimsenin haddi olamazdı ideolojik ve vesâyetçi ihtişamlarına gölge etmek. Darbeci generallere göre millet “mürteci” idi, “irtica” getirecekti. Ortaçağ kafasıydı ve ezilmeliydi. Türkiye’nin kara yazgısıdır darbeci generaller. Hegemonyanın, despotizmin, İslâm ve millet düşmanlığının adıdır? Bu güruh Batılılaşmanın ortaya çıkardığı bir asker tipidir. Lâdinî ve pozitivist askerlik eğitimi alan bu güruha göre iktidar daima darbeci generallerin vesayetinde olmalı.
DARBECİ GENERALLERİN GÜCÜ APOLETLERİNDE
Darbeci generallerin gücü omuzlarında, yâni apoletlerindedir. Omuzlarındaki yıldız sayısınca şenî akıl ve güçleri artar, şapkalarındaki kokartların büyüklüğünce buyurganlık ve zorbalıkları genişler. Omuzdan düşünüp akıl etmenin akl-ı selimle hiçbir rabıtası yok. Şuur altlarında “rütbem ve ben” var. Omuzlarındaki apolet egolarına ve iktidar arzularına hâkim olur. Rütbe ve egoları birleşerek darbeci bir canavara dönüşürler. Akılları selîm, yâni temyiz edici akıl olmaktan çıkarak, kalpten değil, omuzdan neşet eden, yâni apoletin emrine giren hasta bir akıl hâline gelir. 15 Temmuz darbesinde görüldüğü üzere darbeci generaller omuzlarından akıl almaya devam ediyorlar. Kendi millet meclisini, polis okullarını ve insanını bombalayan nekrofil darbeciler de yargılanmıştı.
DARBECİLİK BİR HASTALIKTIR
Türkiye’de darbecilik psikiyatrik bir mesele. Hiçbir darbe içtimaî ve idarî bir ihtiyaçtan zuhur etmemiş ve milletin arzusuyla yapılmamıştır. Darbeci generallerin darbe sarası(nöbet hâlinde gelen sinir hastalığı) tutmaya başladığında bu ülkede darbe sık sık zuhur eder ve edecektir. Darbeci generallerin birer psikopat olduğu kesin. Muayene edildiğinde yüksek dozda psikopatik belirtiler görülecektir. Dolayısıyla darbecilik hastalığına yakalananları ilk teşebbüslerinden sonra psikiyatri servislerine yatırılmalı, uslanmazlarsa tımarhâneye kapatılmalı.
Darbecilik zihnî bir hastalık... Sosyal girişimlerde noksanlık, mensup olduğu milletle barışık olamama, kanun ve kurallardan kopukluk, kendine çizilen anayasal yasakları dikkate almamak, içinde yaşadığı toplum değerlerine önem vermemek, sevgi, şefkat gibi hislerden yoksunluk bu belirtilerden bâzılarıdır.
Üç şeyi çok sever ve isterler: Güç, itaat ve vesayet. Güç ve darbe tutkularının arkasında hastalıklı otoriter kişilikleri vardır.
Siz bir darbeci generalin zekât ve fitre dağıttığını, adının bir câmiye, bir hayır müessesesine verildiğini, ardından dua edildiğini duydunuz mu? Güç, hâkimiyet ve dokunulmazlık zırhları içinde geçer ömürleri. Şunu söylemek isterdim bu ülkenin darbeci generallerine: Değişin, milletinize dönün! Darbesiz ve apoletsiz bir hayata karışın. Halkınıza selâm verip bir çayhânede çay için, sonra bir câmiin kapısından girmeyi deneyin.([email protected])
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.