Ülkemizde demokrasi kültürü pek oturmuş degil. Bu kültürün tam olarak yerleşememesi ve insanların bu konuda yeterli egitim ve donanıma sahip olmamasının temel sebeplerine hiç inmiyoruz.

Siyasi Partiler demokrasinin vaz geçilmez unsurlarıdır.

Öyle degil mi?

Bu soruya mutlaka cevabınız ?evet?tir sanırım.

Bizlerinde cevabı ?evet?tir.

Ama siyasi partilerde, parti içi demokrasi var mı?

Ak Parti kuruldugunda bir Genel başkanının iki kongreden sonra genel başkan olmaması parti tüzügünde vardı.

Ikinci kurultayda ilk iş olarak bu madde kaldırıldı.

Yönünü batıya çeviren, AB ve demokrasi gibi söylemlerle ikinci genel seçimde daha çok oy alan ve merkez partisi olarak genel kabul gören bir siyasi partide parti içi demokrasi yoksa;

O ülkede kimsenin demokrasi savunuculuguna soyunmaya hakkı yoktur.

Bu önerme ile şunu ifade edebiliriz.

Türkiye"de demokrasi her şeyde oldugu gibi "çifte standart" olarak anlamını bulmaktadır.

Zora düştügünde insanlar demokrasiden bahsediyorlar. Gücü eline aldıklarında ise demokrasi havariligini unutuyorlar.

Türban, Ergenekon ve Ak Parti kapatma davalarını bütün ülke insanı TV ve gazetelerden takip ediyor.

Görünen manzara pekiyi ve saglıklı degil.

Anayasa mahkemesinin aldıgı kararlar kimine göre hukuka uygun, kimine göre degil.

Bundan şunu anlıyorum.

Hukuk reformuna ihtiyaç var.

12 Eylül yasasının bu millete dar geldigi görüşü hakim. Ama muhalefette iken Anayasa degiştirme sözü verenler iktidar olunca verdikleri sözleri çabucak unutuyorlar.

Tabii bunların milletin gözü önünde cereyan ettigi için, hukuksuzluk, gelir dagılımındaki adaletsizlik, mazlumun hak gaspı gibi unsurlar bir araya gelince; ortaya umutsuz bir taplo çıkıyor.

Ve insanlar legale degil de illagale yönelme egilimi içine giriyorlar.

Çek ve senet mafyaları, karanlık ilişkiler, medyada ki haber kirlenmeleri ve buna benzer binlerce sebepleri sıralamamız mümkün.

Bu ülkede insanlar zoraki kamplara ayırılıyor.

Bu ülkede bir başörtüsü rejim sorunu haline geliyor.

Bu ülkede olmayan tehlikeler tehdit gibi algılanılarak, halkın umutsuzluga düşmelerine çanak tutan yayınlar ve olaylar tertip ediliyor.

Ve yürekli insanlar ise "konuşmak" yerine "susmayı" tercih ediyor.

Sonuç ortada.

Bu gün ülkede bir anket yapılsa acaba kaç kişi demokrasiyi ister?

Bu gün ülkede demokrasi nedir diye sorulsa kaç insan dogru cevap veriri?

Demokrasinin asli unsurları olan siyasi partiler, parti içi demokrasiyi hayata geçirmedikleri sürece, bu ülkede demokrasi sanal bir ifade olarak kalmaya mahkumdur.

Iktidar olan Ak parti"de parti içi seçimler yapılıyor. Bunların demokrasiyle hiç ilgisi yok.

Önce demokrasi sınavını Ak parti parti içi demokrasiyi işleterek başlatmalıdır.

Bunları olmadıgı sürece demokrasi bir hikaye olarak kalmaya devam edecek.