Adnan GÜLLÜ
Dulkadiroğlu Devleti’ninHükümdarı Alaüddevle Bozkurt’un Mezarının Yeri
“Tarihini bilen millet, kökü sağlam çınar gibidir. Zamanla eski âdet ve ananesini, yaşayış tarzını unutan, tarihini bilmeyen, ecdadının neler yapmış olduğundan haberi olmayan bir millet, kendini ayakta tutan köklerinden birkaçını kurutmuş demektir. Tarih okuyarak onu sulamak lâzımdır.” (Kâzım Paşa)
Dulkadiroğlu Devleti’ni kısaca hatırlayalım: 1337 ile 1522 yılları arasında Anadolu coğrafyasında varlığını sürdüren bu Türkmen devletine Elbistan 130 yılı aşkın süre başkentlik yapmış olup bu devleti on iki hükümdar yönetmiştir. Birbirinden değerli olan bu hükümdarlarının en önemlilerinden biri olan on birinci(11) hükümdarı Alaüddevle Bozkurt (1479-1515)’u biraz tanıyalım:
1479-1515 yılları arasında Dulkadiroğlu Devleti’ni 36 yıl yönetmiştir. Osmanlı hükümdarı, torunu olan Yavuz Sultan Selim ile yapmış olduğu Turna Dağ Savaşı’nda şehit olmuştur. (13 Haziran 1515) Yavuz Sultan Selim’in Sadrazam Sinan Paşa komutasında gönderdiği ordu ile ilk önce Göksun’da Ördekli mevkiinde sonrada Andırın sınırlarında Turnadağ ile Çığşar Dağı’nda yaptığı savaşları kaybederek, Andırın’ın Çuhadar köyü yakınlarına sığındı. Burada Çıngıllı adlı bir çoban tarafından Osmanlı’ya ihbar edilerek kafası kesildi.
Alaüddevle Bozkurt, öldüğünde 90 yaşlarında olup 36 yıldan beri Dulkadiroğlu Hükümdarı idi. Onun başı Göksun’da bulunan kızı Ayşe Hatun(Gülbahar)’dan torunu olan Osmanlı Hükümdarı Yavuz Sultan Selim’e sunulmuştur.Osmanlı Hükümdarı Yavuz Sultan Selim, başta dedesi Alaüddevle Bozkurt’un başı olmak üzere, iki dayısının ve 30 yakın adamlarının kesik başlarını bal mumu tenekelerine koyarak diğer Türk devleti olan Mısır Memluk Sultanı Kansu Gavri’ye gönderdi. Kahire’ye ulaşan Osmanlı elçileri, Alaüddevle ve oğullarının kesik başlarını Memluk sultanının önüne attılar. Memluk Sultanı Kansu Gavri, bu duruma hiddetlenerek “bunlar kefere başı mı ki bana gönderiyorsun” diyerek Sultan Yavuz’a sitem etmiştir. Neticede Alaüddevle ve oğullarının başları Kahire mezarlığına defnedilirken, gövdesi Andırın’ın Çuhadar Köyü’nün(mahallesinin)üst tarafında Gökçebel denilen bir mevkide Kale Kısık’ı denilen bir bölgeye defnedilmiştir. Alaüddevle’nin gövdesinin başta Elbistan Ulu Caminin haziresi (mezarlık) ve bir diğerde Maraş Ulu Camisinin haziresine defnedildiği şeklinde bugüne kadar gelmiş bir şehir efsanesi var. Ancak bu iki iddiada doğru değildir.
Çünkü: Hükümdar Alaüddevle Bozkurt, Elbistan, Maraş, Afşin, Kırşehir, Kadirli, Düziçi, Pınarbaşı, Antep gibi yerlerde camii, medrese ve zaviye(küçük tekke) olmak üzere 30’dan fazla eser yaptırmıştır. Ancak mezarının üzerine bir türbe yapılmasını bırakın, etrafı dahi yapılmamış yapılmışsa da bu gün yıkık durumdadır. Elbistan Ulu Camii, Ümmet Baba Camii, Maraş Ulu Camii, Hatuniye Camii, Taş medrese ve Bektutuiye Medresesi(Çınarlı Camii), Gaziantep’te Alaüddevle Camii, Düziçi Haruniye Camii gibi sayısı 30 aşkın eser yaptıran Hükümdar Alaüddevle’nin başının bulunduğu Kahire’de ki mezarı ne halde olduğunu bilmiyoruz, pekte iyi durumda olduğunu zannetmiyorum.
İkinci en önemli nedende: Hükümdar Alaüddevle Bozkurt, Osmanlı ile anlaşmazlığa düştü. Nedeni Sultan Yavuz Çaldıran Savaşı sırasında dedesinden yardım istedi, ancak Alaüddevle, politik nedenlerden dolayı, gerekli yardımı göndermedi. Sultan Yavuz, Çaldıran seferi dönüşünde dedesi Alaüddevle’nin işini bitirmeye karar verdi. Çaldıran Savaşı sırasında yanında yer alan Alaüddevle’nin yeğeni Şehsuvar Ali Bey’i Kayseri Sancak beyliğine atağı gibi ondan Dulkadirlilerin elinde bulunan Bozok(Yozgat) tarafını da almasını istedi. Ali Bey, her iki isteği de yerine getirdi. Alaüddevle’yi koruyan Memluk Sultanı Kansu Gavri’ye de meydan okudu. Hükümdar Alaüddevle, Sultan Kansu Gavri’den Osmanlıya karşı yardım istedi. Bu arada Yavuz Memluk Sultan’ına başvurarak Şehsuvar Ali Bey’i Dulkadır Beyi olarak tanımasını istedi. Memluk Sultanı daha önce Ali Bey’in babası Şehsuvar Beyi Kahire’de asıldığını bildiği için onun oğlunun Dulkadir ülkesine bey olmasına karşı çıktı. Bunun üzerine iki Türk imparatorluğu arasında psikolojik savaş başlamış oldu.
Şehsuvar Ali Bey, Turna Dağ Savaşı’nda amcası Alaüddevle’ye karşı canla başla savaşarak savaşın sonucunu belirlemede etkili oldu. Savaş sonucunda Osmanlı Hükümdarı Yavuz Selim’in emri ile Dulkadir ülkesi Şehsuvar Ali Bey’e verildi. (1515), şimdi sorumuza gelelim. Tahtını ele geçirdiği kendisinin düşmanı olan Alaüddevle’nin cenazesini şehrin merkezine naklettirir mi? Tabi ki hayır. Çünkü onun ölüsü, dirisinden daha tehlikeli olur. Dirisinin yapamadığını mezarı yapar.
Alaüddevle Bozkurt’un oğullarının ve komutanlarının başsız gövdeleri Andırın’ın Çuhadarlı Köyü (mahallesi)’ nde çam ağaçlarının gölgesinde bulunan mezarlık yıkık ve döküntü bir durumdadır. Bu mezarların bulunduğu köy, 1830’lar da Maraş’tan buraya göç edenler tarafından kurulmuştur. Köyün kurucuları Maraş’ın yerli ailelerinden çuhadarlardır. Aileyi sebeplerden dolayı, Maraş’ı terk ederek buraya yerleşmişlerdir.
Sonuç olarak, Alaüddevle’nin Mezarı Çuhadarlı köyü’nün, Gökçebel denilen bölgenin Kale Kısığı mevkiindedir. Padişah Mezarlığı denilen mezarlıkta 20 ile 30 kadar mezar vardır. Üçünün taşı farklıdır. Diğerleri farklıdır. Belli ki biri Hükümdar Alaüddevle’nin, ikisi de oğullarınındır ve diğerleri de komutanlarınındır. Geçmişte bu mezarlar bugün ki halinden daha mükemmel yapılmış olsa bile bugün ki görüntüsü harabedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.