Mehmet TAŞ
GAVUR GÖLÜ SAHİPLENMEYİ BEKLİYOR
Yayınlanma:
Kahramanmaraş doğa harikası bir kent. Ama üzülerek ifade edeyim ki, Allah’ın bize bahşettiği bu güzelliklere sahip çıkamıyor, koruyamıyoruz. Bu ilgisizlik daha ne kadar devam edecek?
Kahramanmaraş’ta adım atmadığım ne dağ kaldı ne de bir başka yer. 30 yıla yaklaşan gazetecilik yaşamımda “bir şeyler yapmam gerek!” sorumluluğunu sürekli içimde taşıyarak “kenti tanıtma adına” gücümün yettiğince bir uğraş verdim.
Biz bu uğraşı verirken zaman zaman yol arkadaşlarımız oldu. Zaman zaman yaptığımız mücadelenin manevi karşılığı olan teşekkür aldık.
Son 30 yılda mücadele ettiğim yerleri yazmak istiyorum müsadenizle;
Afşin Eshab-ı kefh, Ahırdağı, Karagöl, Gavur gölü, Andırın ve o bölgedeki tarihi kaleler, Başkonuş, Kumarlı köyü yakınındaki tarihi kale. O tarihi kalıntılar 1980 yılında olduğu gibi duruyordu. O mezar lahitler, o sütünlar, o kitabeler. Şimdi her şey kırılmıştır sanırım. En son 1998 yılında gitmiştim oralara.
2006 yılında Gavur gölü ile ilgili Kahramanmaraş’ta bugün gazetesinde iki sayfa bir haber araştırma yazmıştım. Bu gölün deprem açısından Kahramanmaraş’ın geleceği olduğunu yazmıştım. Kurutulmaması gerektiğini ifade etmiştim.
Ne yazık ki, o bölge o zamanki adıyla TİGEM’deydi. TİGEM özelleştirildi.
Ha bire kuyu açılıyor.
Kanallar açılıyor. O alan kurutulmak isteniyor.
Birkaç yıl sonra o kurutulan alanlar çöl olacak. Tarım yapılamayacak. Heyhat! Diyeceğiz ama “atı alan Üsküdar’ı çoktan geçecek!”
Yeter artık diyoruz.
Diyoruz demesine amma.
Sesimiz gür çıkmıyor.
Sesimizi duyuramıyoruz.
Gavur gölüne sahip çıkalım.
O Kahramanmaraş’ın geleceğidir.
Beyoğlu Belediye Başkanı Osman Okumuş bir şeyler yapmak istiyor. Sahip çıkalım. Destekleyelim.
Okumuş, 10 bin dönüm alanda koruma istiyor. Kurtuluş mücadelemizde büyük önemi olan Bababurun savunmasını ölümsüzleştirmek için anıt yapmak istiyor, TİGEM içinde olan Meşelik alanın koruma altına alınmasını istiyor. Bu üç projenin hayata geçmesi halinde o bölgenin bir turizm merkezi haline gelmesi mümkündür.
Bu projeleri sahiplenelim.
Bu projelere destek verelim.
Bu projeler bütün Kahramanmaraş’a ekonomik katkı yapar. Bu kentin tanıtımını sağlar.
10 bin dönüm alanın koruma altına alınması Türkiye’nin en büyük kuş cenneti olmasını sağlayacaktır.
Kahramanmaraş genelinde ki tarihi alanları restore ettiğimizde ise Kahramanmaraş tarih ve kültür kenti olarak bir merkez haline gelecektir. Bunlar hayal değildir. Bizler bize ait tarihi hazinelerden habersiz bir durumdayız.
BİZİM TARAF’TAN OLTAYA TAKILANLAR
Malum geçtiğimiz akşam yani Salı akşamı saat 20.00’de Aksu TV’de sitemizin Yazı İşleri Sorumlu Müdürü, Kimlik gazetesi sahibi Mehmet Fiskeci ile konuğumuz Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Abid Vanlı’ydı.
Sevgili Vanlı ile “Kahramanmaraş basınını ve sorunlarını” konuştuk.
Gördük ki; bir kentte basının gelişmesi için sermaye desteğine ihtiyaç var. Kahramanmaraş’ta da sermayeyi elinde tutanların sektöre yatırım yapmaması ve sektöre destek çıkmaması sonucu bizdeki görüntü ortaya çıkıyordu.
Yıllardır bu kentin lobisi olmadığından yakınıp durduk. Ve hala da yakınıyoruz.
Oysa güçlü basın yayın organları olsaydı ve bu yayın organları marifetiyle de kamuoyu oluşturulurdu.
Sesi gür çıkan bir kentin sorunları da çabuk çözülür.
Bizim gibi sesi cılız ve güçsüz çıkan kentlerin üzerine ise ölü toprağı ekilir.
Ölü toprağı ekilen kentlerde insanlar üretimi değil, kimin ne kazandığı konuşulur, didik didik edilir.
Ben zaman zaman kızdığımız insanlara beddua ederken şunu söylerim.
“Allah’ım o insana bol para ver. Bol para ver ki beni unutsun!”
Evet sevgili Kahramanmaraşlılar;
Bizler üretime odaklanmak yerine başkalarının ne yaptığını araştırıp boş boş vaktimizi öldürüyoruz.
Gündemin olmadığı, sorunların ötelendiği ve sahipsizliğin kol gezdiği bu kentin gelişmesi için kamuoyu oluşturacak iletişim araçlarına ihtiyaç vardır.
Gerisi hikaye!...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.