Dr. Mustafa Coşkun Kale

Dr. Mustafa Coşkun Kale

Halaylı-Mulâylı Keriz Sirkelemesi

Medyadan da hatırlarsınız belki, gerçi bu bu köşe de bende dile getirmiştim ama; Afrika da Zambiya diye bir ülke var. Zambiya kuruldu kurulalı hiç bir yabancı ülke parası karşısın da parası değer kazanamamış bir garip ülke burası.

Türk Lirası değer kaybetmeye başlayınca Zambiya Riyal'ı ilk defa bir yabancı para karşısın da değer kazandı ve hükümetin yönlendirmesiyle aşiretleri bir bayram havasında sokağa döküldü. Ee hükümet erkânına düşen de zafer kazanmış bir edâ ile halkını selamlamak düşüyordu. Geri kalmış ülke hükümeti de "selama durmayı bekleyen bu aciz halkı " yüzlerce konvoy eşliğin de,  hey-hey zılgıtlar eşliğinde selamladı bu "aziz" halkını.

Bir ilginç daha yaşandı ki; spikerin kutlamaya katılanlardan birine yöneltiği sorular da gizliydi. "Dinar'ınız var galiba ?"  sorusuna "Yoo Dinarım da yok ! eğleniyoruz işde... "

Türkiye son on günde çok ciddi döviz şoklarına muhatap oldu. Eylül ayında 8.87 TL olan Dolar kuru, Kasım sonu 12.98 TL'yi gördü. Dolarda ki hızlı yükseliş Aralık 20' ye kadar 18.36'lara kadar hızını kesmeden yükselişini hep sürdürdü.

Savunması zayıf, kalesinde de kalecisi olmayan bir futbol takımı gibi zavallı Türk Lirası'na gelen geçen hep gol yağdırdı durdu. Yetkililerin, Türk Lirası'nı canlandırma yerine, bilakis değer kaybına yönelik olarak sürekli verdikleri demeçleri de bu mağlubiyetin adeta tuzu biberi oldu.

Öyle ki, Aralık 20' sinin akşamına kadar Dolar kurunun artık 25 TL'sını görebileceği söylenir oldu. Ticaret fiyatlandırma yapamadı. Çoğu sanayici Dolar kuru 16-18 Liradan hammadesinin siparişini geçerken ortalama 15 TL Dolar  kuru Üretici maliyetine çoktan yansıdı bile ...

Hukukun üstün tutulduğu, gelişmiş demokrasiler de " n'oluyor !?" denilecek bir durumun aksine, bizler 18.36 TL Dolar kurunu uçurum kenarın da gün batışını seyreder gibi hep birlikte  seyrettik...

Tâ ki, 20 Aralık akşam saatlerin de yetkililerin "Dövize Çevrilebilir Mevduat Hesabı" kısa adı DÇM açıklamasıyla, Dolar pâtır- kütür hızla  düşmeye başladı. Rivayetlere bakılırsa içeriden haber alanlar dövizlerini hemen18 TL 'den satarak, 11-12 TL den tekrar alıma başlamışlar bile. Merkez ve Kamu Bankalarının yaklaşık 8.6 Milyar Doları, doların 10.5 TL'ye inmesindeki gayretlerini de unutmamak lazım...

Bu furya da misalen 100 Milyon $' ını 18 TL den bozdurup da 12 TL den tekrar dolar alarak sayemiz de servetini bir günde135 Milyon Dolara çıkaranlara "uyanık" bizlere de bir an için  "keriz" demiyelim.

Yâ da Dolar kuru 18'lere tırmanırken sessiz kalınması sayesin de üretiminin devamı için bu noktalardan ithal girdi sağlayan sanayicinin bunu üretim maliyetlerine haliyle yansıtacağını  dolayısıyla her geçen gün fiyat artışlarına maruz kalan tüketicinin de " off !"  demiyeceğini de farz edelim.

1970'li yıllardan  kalma Dövize Çevrilebilir Mevduat Hesabı için Özal, "Bilgisizliğin vesikası, umarım bizden sonra ki Hükümetler buna yanaşmaz" diye çok ağır faturalar ödendiğini söylememişmiydi ? Hatta rahmetli Adnan Kahveci "enflasyon mikrobun bulduk" diyerek sebep olarak DÇM'yi göstermemişmiydi  ? ki,  "nas"lara rağmen hazinenin kanını emen bu katmerli faiz modeli şimdi  niye devreye kondu.

Kısaca DÇM olarak bilinen model, " aman sen dövize gitme paranı getir üç aylığına DÇM'de tut alacağın faiz o günkü kurdan düşük olursa arada ki farkı ben sana hazineden ödeyeceğim" İyi güzel de Hazine kimin hazinesi ? Bildiğimiz kadarıyla milletten toplanan vergiler yeri değil mi orası ?

Peki, parası olmayan kıt kanaat geçinenlerle, DÇM 'de hesabı olmayanlar niye DÇM' de hesabı olanların faiz yükünü  üstlensin ki ? Bu Anayasanın "herkes kamu hizmetinden eşit yararlanır" ilkesiyle ters düşmüyor mu ?

Kaldı ki, katmerli faiz yöntemi olan DÇM yürürlüğe girdikten bu güne kadar BDDK verilerine göre Döviz hesapların da, yani Dövizi bozdurup da DÇM hesabına giden miktar azalmıyor bilakis 1.4 Milyar da artış var...

Haydi, Doları 18 TL den bozdurup da 11-12 TL den tekrar Dolar alarak, sırtımızdan Dolar bazında %35 para kazananlara da ses çıkarmadık.

Dolar yukarılara tırmanırken yönetenlerin sessizliği hatta teşviki, sanayicinin ürettim için mecburen yüksek kurdan ithalat da bulunup ve bunun doğal olarak fiyatlara yansıtarak bize zam enflasyon olarak dönmesine de ses çıkarmadık diyelim.

 

DÇM'lilerin alacağı katmerli faizin dar gelirlilerden vergi olarak alınacağını da, cahilliğimize bilmediğimize sayalım.

Ama el insaf şunu da söyleyelim bari; Ekonomi de "Üç Mümkünsüz Kuralı" diye bir kural vardır. Yani, Döviz, Faiz ve Enflasyonun üçüne birden müdahale edilmesi halin de piyasanın buna sert tepki vereceği kuralı.

Tartışılan TÜİK'in enflasyonda ki rolü malum, faizi de indirdik indireceğiz, dövizi de DÇM ile indirdik. Piyasanın bu durum da vereceği tepki nasıl olur da hesaplanmaz ve bunun ceremesi niye milyonlara yüklenir niye ?

Yeri gelmişken DÇM'nin şimdi  % 40'lara yakın dövizi indirse bile bunu uzun süre stabil tutmanın mümkün olamıyacağını bu hesaba rağbet çok olursa ancak dövize olan talebin iç piyasa da azalacağını, döviz  fiyatına esas etkinin enflasyon ve ülkenin dövize olan ihtiyacı olduğunu, bunun ise daha çok pahada ağır fiyatta yüksek yüksek teknoloji üretiminden geçtiğini hatırlatmak isterim.

Zavallı halkım fark etmese de, şimdi üç şeyin etkisi altın da, şu furyadan dolar zengini olanların zenginliklerinin maliyetine er geç katlanacağı. İkincisi ithal edilen yüksek kurlu hammededen dolayı daha da zamlanacak ürünler için ödeyeceği fiyat farklarına, Üçüncüsü de Dövize Çevrilebilir Mevduat Hesabı için parasına para katanların faiz yükünün de  ofulayarak ödeyeceğidir.

Peki, "madem böyle Malatya'lı niye halaya durdu yâ ?" derseniz. Onlar işin farkın da değil, hem onların oyun havası da çok hızlı onlara  daha ağır bir hava;  "Kesik Kerebi" yada "Cezayir"  için Göksun'un meşhur çalgıcılarını göndermek lazım derim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Mustafa Coşkun Kale Arşivi