Esat BEŞER
Harran Okulu
İlkçağ Anadolu – Yunan Uygarlık yapıtları, yeni yorumlardan Harran Okulu’nda geçirilmiştir. Bu okulda öğretilmiştir.
Böylelikle, İslam dinine yeni giren, bu dini benimseyen ulemaların çoğu, öncelikle Anadolu – Yunan Felsefesi’ni öğrenmişlerdir.
Aynı şekilde, yeni yeni gelişen İslam Düşüncesi de çevirilerle İlkçağ Anadolu – Yunan Uygarlığı eserlerinden beslenmiştir.
Bunun dışında, İlkçağ Yunanlı filozofların yapıtları da Arapça’ya çevrilmiştir.
Ki; Harran Okulu’ndaki çeviri etkinlikleri ve eserleri, İlkçağ Anadolu – Yunan düşünce yapıtlarının Avrupa’da da tanınmasını sağlamıştır.
Harran Okulu’ndaki çeviri etkinlikleri, VII. – VIII. yüzyıllar arasında ağırlık kazanmıştır. Hızlanmıştır.
Dahası, bu çalışmalar, X. yüzyılda ve sonrasında yetişen İslam bilginlerinin de yararlandığı başlıca kaynak olmuştur.
Süryani bilim adamlarının çevirileri ise, medreselerin kitaplığında toplanmıştır.
Ki; bu medreseler, yörede yeni açılmıştır.
Harran Okulu’nda sürdürülen bilimsel çalışmalar; Din, Gökbilim (Astroloji), Tıp ve Matematik ile Felsefe üzerine yoğunlaşmıştır.
Din çalışmalarının odağı; Kur’an-ı Kerim ve hadislerle ilgili yorumlar ve açıklamalardır.
Gökbilimin (Astroloji) başlıca kaynağı; Eski Asur, Sümer ve Mısırlı bilginlerin gözlemleridir.
Matematik ve Felsefe’nin dayanağı ise, İlkçağ Anadolu – Yunan düşünce yapıtlarıdır.
İslam bilginlerinin yeni buluşları, çoğunlukla Matematik alanında, daha sonraki çalışmalara yol gösterici olmuştur.
Tıp alanındaysa, Hipokrates’in çalışmaları sürmüştür.
Dünyada Bir İlk
Dünyanın ilk İslam Üniversitesi, Abbasiler Dönemi’nde, Harran yöresinde kurulmuştur.
Bir başka ifadeyle, kültür kavramının var olması ve gelişmesi için, okul denen kurumun ilk açıldığı yer, bu bölgededir.
Antik Çağ kültürünün temsilcileri Sabiler ile Müslüman ve Hristiyan aydınlar, Harran Okulu’nda yetişmişlerdir.
Çağın bilim adamları ve astrologları da Harran Okulu’nda okumuşlardır.
Onlar ki; yapıtlarıyla, dünyaya mal olmuş değerli insanlardır.
Farabi de kısa bir süreliğine yörede bulunmuştur. Ki; Farabi’nin Harran Okulu’nda okumuş olması, çoğu şeyi açıkça ortaya koymaktadır: Harran Okulu’nun VIII. – IX. yüzyıllar arasında, önemli bir odak merkezi olduğunu.
Buna ilaveten, çok eski çağlarda, Harran Okulu’nda, çeviriler ve incelemeler yapılırken, Yunan (Grek) bilim dünyasında bile daha henüz böyle bir eğitimin olmadığını, böyle bir eğitimin sağlanamadığını açıklarlar bazı araştırmacılar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.