Ömer IŞIK
Hazır Mıyız?
Dünyada bir yaşam mücadelesi içerisindeyken zamanımızı, görevimizi, fikrimizi sorgulamayı veya irdelemeyi ihtiyaç duydum.
Önce kendimize görevimizi sonra ailemizi, çevremizi, arkadaşlarımızı, akrabalarımızı, komşularımızı, iş hayatımızı, dini hayatımızı eğri oturup doğru sorgulamaya HAZIR MIYIZ?
Kendimize ne kadar dürüstüz? Başkalarının yanında farklı, kendimizle baş başa kaldığımız zaman aynı mıyız? Gerçekte içimiz başka dışımız başkaysa ya da başkasına farklı rol oynuyorsak bu ne kadar devam edecek? Bu ketum veya ikicilik halimizle daha huzurlu mu olacağız? Biraz kendimizi dinlemeye ihtiyacımız var. O kadar çok meşgalemiz var ki kendimize zaman ayıramıyoruz. Oysa kendi kendimizi sorgulamaya o kadar muhtacız ki buna HAZIR MIYIZ? Kendimizi gerçek manada sorgulamaya cesaretimiz var mı? Muhakkak herkes kendisini daha iyi tanır. “ Ya göründüğün gibi ol ya olduğun gibi görün “ sözünü kendimize ölçü almaya HAZIR MIYIZ?
Evde ailemizle dertleşmeye zaman bulabiliyor muyuz? Halbuki çocuklarımızla, eşimizle işleri bir tarafa bırakıp gelmiş, geçmiş, gelecek günleri konuşmaya hasretiz. Evimize yeterince zaman ayırmıyorsak, işler yada çevre ağır basıyorsa aile huzurumuz kaybolur. Anne-babaya hayattayken yeterli ilgi ve alakayı gösterdik mi? Evimizdekiler ile irtibatımızı bir daha gözden geçirmeye HAZIR MIYIZ?
Komşularımızı ne kadar tanıyoruz? Apartman, site hayatı komşuluğumuzu sınıfta bıraktı. Komşularımızla karşılaştığımızda en azından onlara güler yüz gösterebiliyor muyuz? Komşular arasında kiracı-ev sahibi ayrımı yapıyorsak, yemek-ikram paylaşımı yapmıyorsak, zor gününde yardımcı olmuyorsak komşuluk haklarımızı gözden geçirmeye HAZIR MIYIZ?
Akrabalık genişledi. Gidip gelmek zor oluyor. Ancak ölüm, düğün, bayram zamanı sıla- ı rahim yapabiliyoruz. 3.kuşak ziyaretler mümkün olmuyor, yeğenler, kuzenler merkezi akrabalıktan uzaklaşıyor. Akrabalığımızı yakınlaştırmaya HAZIR MIYIZ?
İyilik yaptığımız kişilerden, hediye verdiğimiz kişilerden bir menfaat beklentimiz var mı? Küçük gördüklerimiz var mı? Ya bir gün küçük gördüklerimiz bizden büyük olursa, bizim zannettiklerimiz elimizden çıkarsa, makamımızı bir gün başkalarına bırakacağımızı unutuyorsak, kendimizden aşağıda olanlara merhameti unutup böbürleniyorsak, aslında her şeyin sahibinin Allah olduğunu unutup kendimizi ölmeyecekmiş gibi dünyaya kaptırıyorsak ölmemeye HAZIR MIYIZ?
İş yerinde birilerinin sırtına basarak yükseliyorsak ve ona karşı nankörlük yapıyorsak, bir gün şartlar değiştiği zaman yüzleşmeye HAZIR MIYIZ? Zengin iken bir gün fakir olmayacağımıza emin miyiz? Sağlığımız yerindeyken hep ötelediğimiz işleri hasta olunca yapmaya, hakkını yiyerek bizi zengin yapan işçilerimizle helalleşmeye, birilerini haksız yere suçlayıp onu töhmet altında bıraktıysak ona diyet ödemeye HAZIR MIYIZ?
Herkes tarafından iyi bilinirken Allah’a yakın olmamışsak, rızkımız helal değilse, eğitim-ilim bize gerekli terbiyeyi vermemişse;
İlim, ilim bilmektir
İlim, kendini bilmektedir
Sen kendini bilmezsen
Ya bu nice okumaktır.
Eğer kendimizde her şeye rağmen güzelliklerimiz varsa onu paylaşmaya HAZIR MIYIZ? Konular uzar gider. Gerçekten kendimizi sorgulamaya ihtiyacımız var. Kalan ömrümüz, geçen ömrünüzden hayırlı olsun inşaAllah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.