Ahmet Doğan İLBEY
Hüsn ü Aşk’ı arayanlar Şeyh Gâlib’in dil şehrine gitsinler
Prof. Dr. Halûk İpekten’in Şeyh Gâlib’in beyitlerini şerh ettiği “Şeyh Gâlib” kitabından gönlüme on sekizinci asrın Mevlevî Dedesinin dil şehrinin sevdası düştü. Kalp yoluyla gitmeye niyet ettiğim bu şehrin hususiyetlerini tasvir etmenin cezbesini yaşıyorum. Beşir Ayvazoğlu’nun “Kuğunun Son Şarkısı” dediği, yâni aşk ve muhabbet medeniyetimizin son şarkısı “Hüsn ü Aşk”’ ın şairi Gâlib Dede’nin dil şehri ilâhî aşk ve muhabbet şehridir.
BU ŞEHİRDE GAYRET, SABIR VE MUHABBET VAR
Modern dünyanın inançsız ve muhabbetsiz şehirlerinde mutsuz olanlar, kalbine ilâhî aşkın düşmediğinden şikâyet edenler ve hüsn ü aşk’ı arayanlar Şeyh Gâlib’in dil şehrine gitsinler. Bu şehirde ilâhî aşk ve hüsn (cemâl) var. Hüsn, Allah’ın (c.c.) esmasıdır. İlâhî aşk, mecazî aşk gibi akıl ve mantık işi değildir. Mevlânâ, Şems ve Şeyh Gâlip gibi gönlü vahdete açılmış âşıkların işidir. Gayret, sabır, çaba, ismet, muhabbet, kalp kalesi, sühan ve mâna bahçesi bu şehrin diğer mekânlarıdır.
Bu şehir aynı zamanda söz, yâni şiir ülkesidir. Hz. Mevlânâ’nın dil şehrinde olduğu gibi, söz dudakla, yâni harfsiz anlatılır. Şeyh Gâlib’e göre bu şehrin ilk temelini Hz. Mevlânâ ve Şems Hz.leri atmışlardır. Ulu zatlara göre bu şehir bir tekkedir. Tekkeye duhûl eden kemâle erer. Bakır giren altın olur. Makam mevki, zengin fakir farkı yoktur. Tekkenin tozu toprağı iksir kadar değerlidir.
SOHBET VE DOSTLUK BU ŞEHRİN HAYAT TARZIDIR
Temeli atılan bu şehri Şeyh Gâlib “Hüsn ü aşk” ülkesine çevirmiş. Adına “aşk ve sohbetin” yapıldığı, “tanışıklığın”, “dostluğun” yürürlükte olduğu şehir demiş. Bu hususiyetinden dolayı bu şehirde “ah” vardır. Âşıkların çektikleri ahlar ateştir. Bu ilâhî ateş, yâni “ah” ilâhî Sevgili’ye ulaşma çabasıdır. İlâhî Sevgili’ye erişmek için belâ semtine varmak, yâni ızdırap çekmek lâzım. Belâ semti Elestbezmidir. Allah aşkına bu çileler sonucunda varılır.
BU ŞEHİRDE HERKES İLÂHÎ AŞK SARHOŞUDUR
Bu şehirde herkes ilâhî aşk sarhoşudur. Sarhoşluktan, yâni ulvî cezbeden geri kalmak istemezler. Bâzan ilâhî sıtma nöbetine tutulurlar. Sıtma nöbeti gurbete düşme tehlikesidir ki, ilâhî sarhoşluğun geçmemesi için gayret ederler. Şeyh Gâlib bile zaman zaman vahdetten ayrılıp dünyaya geldim, yâni gurbete düştüm, diye şikâyet eder.
Gayret edene gayb âlemine yolculuk vardır. Bu yolculuğa çıkanlara Ankâ kuşu refakat eder. Ankâ görünmeyen, fakat gözünde perde olmayanlara görünen ilâhi bir kuştur. Bir adı da Hümâ’dır, yükseklerden uçar, devlete ve ulvî zenginliğe ulaştırır. Himmet göğünün hümâ’sı bu şehirde yaşayanların kalbindedir ve ona ulaşanlar bahtiyardır.
MUMUN ATEŞİNDE PERVÂNE OLMAK İSTEYEN BU ŞEHRE GİTSİN
Bu şehirde yaşayanlar mum gibidir. Mum ilâhî aşka tutulmuş âşıkınmâşûkudur. Mumun maddesi insanın bedeni alevi de insanın yüzüdür. Dumanı, saçları ve fitili canıdır. Pervâne muma âşık. Mumun etrafında dolaşıp durur. Konuşmadan hâl diliyle aşkını anlatır ve ona kavuşmak için kendini mumum ateşine atıp yok eder. Yandığında ışık saçar ve kıvranır. Kıvranma ulvî ızdıraptır. Izdırap insanı olgunlaştırır.
BÜLBÜL VE GÜLÜN AŞKINDAN FEYZ ALINIR BU ŞEHİRDE
Bülbül ve gülün aşkından feyz almak için dahi gidilir bu şehre. Bu âşık ve mâşukun nazları ulvî saadet kavuşturur insanı. Bülbül güle âşıktır. Çok konuşur, feryat eder. Aşkını öterek, yâni feryatlarla anlatır. Gül sevilen bir mâşûktur. Vahyi dinleyen kulak ve muhterem bir çiçek olmasıyla Hazret-i Peygamber Efendimiz’e benzetilir. Gül bahçesi ateştir bu şehirde. Âşık olan daima ateş içinde yaşar. Âşıkın kalp gözüne ateş olarak görünür gül. Bu sebeptendir ki bu şehrin göğü âşıkların âhıyla dumanlı ve kıvılcımlıdır. Fuzûlî’nin “Gül kâsidesi”ni hatırlayınız.
Bu şehrin her yanı aynadır. Burada yaşayanların gönül aynaları daima temiz olur. Gönül aynası temiz olanlara vahdetin yüzü akseder. İlâhî Sevgili’nin muhabbetinin gönüllere yansıması için gayret ederler Gönül bu gayret neticesinde ilâhî aynada görünmeye çalışır.
BU ŞEHİRDE KALP DİYARINA YOLCULUK YAPILIR
Bu şehirde yaşayanlar Gayret’le birlikte Kalp diyarına yolculuk yaparlar. Kalp, “mârifet ve irfanın, keşf ve ilhamın, yâni Allah’ın evidir. Kalbe doğru yolculuk yaparken kuyuya düşebilirsiniz. Hızır Aleyhisselâm da denilen Sühan isimli kelâm ve söz sahibi mihmandârın tavsiyesi ile “İsm-i Âzam’ı”, yâni Allah’ın en güzel isimlerinden bâzılarını okuyup kuyudan kurtulursunuz. Kuyu, ümitsizlik ve matem yuvası olan karanlık bir şehirdir. Bu şehirde yaşayanlar kuyuya düşmemek için dikkatli olmalıdırlar.
Hâsıl-ı kelâm; modern dünyanın ruhsuz ve kalpsiz şehirlerinde bunalanlar ve gönül şehrini arayanlar Yûnus’un, Mevlânâ’nın, Fuzûlî’nin dil şehrine vardıktan sonra Gâlib Dede’nin dil şehrini de ziyaret etmeli, hattâ yerleşmelidirler. ([email protected])
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.