İstemiyorum…

Morallerimizin sıfır olduğu şu günlerde ülkede olanları takip etmek, gündemden haberdar olmak maksadıyla daha çok izlemeye başladığım televizyon aslında hayatımıza ne kadar çok girmiş. Uzun süre haberleri dinledikten sonra artık haberlere dayanamaz hale gelmiştim. İçim karardı, Allah sabır versin, dedim ve daha fazla izlemeyi yüreğimin kaldıramayacağını fark ettim. Her zamanki gibi biz ne kadar üzülsek de yine ateş düştüğü yerleri yaktı. Her gün bir önceki günü aratırcasına şehit haberleri geliyordu.

Bu moralle elimde kumanda o kanaldan bu kanala geçip duruyordum.  Haberler dışındaki diğer programlara bir göz attım.  Şaşkınlıkla izliyordum. Ülkede bu kadar şehitler varken,  reyting uğruna birbirini suçlayan, aşağılayan, birbirlerine bağıran, neredeyse hakaret boyutuna ulaşan evlenme programları mı desem.  Yoksa bir tarafta yiyecek ekmek bile bulamayanlar varken “Bugün ne giysem programı” mı desem.  Veya her türlü kin, nefret, şiddet içeren ve en kolay yoldan nasıl mafya olunur fikri  veren  lüks villalarda çekilen diziler mi desem, ya da yemek yapmak için pazarlarda çöpe atılmış sebze ve meyve artıklarını toplayarak karnını doyurmaya çalışan onca insan varken çeşit çeşit yemek programları mı desem,  ünlülerin akşam yemeğinde neyi yediğini neyi giyeceğini kiminle çıkıp kiminle gezeceğini anlatan magazin programlarımı desem, vs.  nedir bunlar kardeşim? Bu programlar  ne veriyor topluma?

Bugün Türkiye’de evinde oturma odasında televizyonu olmayan kimse yok. Hatta ve hatta bırakın oturma odasını, mutfakta, yatak odasında dahi televizyon bulunduranlar var. Programlar reytingler doğrultusunda yapılmakta ve ben bugüne kadar hiç görmedim ki, bilim ve teknolojiyi anlatan bir belgeselin ya da hayvanlar alemi programlarının reytingleri alt üst ettiğini. Bunlar kimsenin ilgisini çekmiyor. Genelde bu tarz programlar insanlara çok vahşet ve şiddet içerikli geliyor, yani bir aslanın avlanması ya da bir yılanın avına saldırması insanların hoşuna gitmiyor. Oysaki bugün televizyondaki dizilerin en gözdeleri bu kan içerikli mafya dizileri değil mi?

Her neyse şöyle bir kendime geldim ve kanalları gezmenin ülkede olanları unutturmadığı gibi bu zihniyetle nereye varacağımızı düşündüm. Daha çok moralim bozuldu. Bir kitap okumak için bin bir bahane buluruz ama yinede o programları beğenmesek de izlemekten kendimizi alamayız.

Sanırım bu biraz da aile ve çevre ile de alakalı, aile seni nasıl yetiştirirse öyle olursun, çevrende ne kadar bilinçli insan olursa sende onlara baka baka kendini geliştirirsin. Ama seçimlerimize bakarsak nasıl bir toplum olacağımızı ve nasıl programları tercih edeceğimizi anlamak hiç de zor olmasa gerek öyle değil mi?

Hayatımıza bu kadar giren televizyonun toplumsal hayata nasıl bir etkisi olacağını da anlamak zor olmasa gerek. İşte kültürümüz  bu şekilde çökertiliyor… Ne yazık ki!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gülser YAMAN Arşivi